21.12.2011 - Avrupa basınından özetler

1915 Ermeni olaylarını "soykırım" olarak tanıyan Fransız Parlamentosu, "soykırımın" inkârını suç kapsamına alan yasa tasarısını Perşembe günü oylayacak. İki ülke arasındaki ilişkileri daha da geren bu girişimle ilgili Fransız Ouest France gazetesi şu değerlendirmede bulunuyor:

"Yasa tasarısı, Ermeni Soykırımı'nın varlığını inkâr eden herkese cezaî yaptırım öngörüyor. Bu, parlamentonun görevi midir? Pek çok tarihçi, ‘resmî tarih yazımı’ endişesiyle buna karşı çıkıyor. Bu girişim beklenildiği üzere Türkiye’de sert tepkilere yol açtı. Oluşan krizin diplomatik, siyasî ve ekonomik sonuçları olacaktır. Türkiye NATO üyesi ve Dünya Ticaret Örgütü’ne üye bir ülke. Suriye’deki gelişmelerde anahtar role sahip. Fransa’nın Avrupa Birliği dışındaki üçüncü büyük ticaret ortağı. Ve ekonomisi zayıflayan Avrupa Birliği’nin yanı başındaki en dinamik ülke."

Bordeaux kentinden Sud-Ouest gazetesi de Fransız yönetiminin yasa tasarısı konusundaki tutumunda önümüzdeki yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin rolüne dikkat çekiyor:

"Soykırımın inkârı tabii ki iyi bir şey değil. Ama zaten gaz odalarının ya da Yahudi Soykırımı’nın varlığını inkâr edenleri cezalandıran bir yasa var. Ve 1915’te Türklerin Ermenilere uyguladığı katliamı soykırım olarak tanıyan bir yasa da var. Daha fazla yasa çıkarmak ille de gerekiyor mu? Tartışmalı tasarı da yine Ermenilere yönelik soykırımla ilgili. Cumhurbaşkanı bu tür anma yasaları çıkarmaya artık bir son verir diye düşünmüştük. Ama cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor ve Ermeni cemaati Fransa’daki en büyük cemaatlerden biri. Aslında olay da bu. Fransa seçim taktiklerine dayalı nedenlerle Türkiye ile ağır bir kriz riskine giriyor."

Danimarka’dan Politiken gazetesi ise Suriye’de rejimin göstericilere uyguladığı şiddete dikkat çekerek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın acilen iktidarı bırakması gerektiğini belirtiyor:

"Beşar Esad’ın, Arap Birliği gözlemcilerinin ülkeye girişine izin vermesinden bu yana Suriye’de yüzü aşkın muhalif öldürüldü. Son dokuz ayda ölenlerin sayısı 5 bin. Uluslararası gözlemcilere bu talihsiz ülkede yaşananları mercek altına alma fırsatı tanınmasının zamanı gelmiştir. Esad’ın iktidarı bırakması acil önem taşıyor. Suriye halkına, liderlerini seçme fırsatı verilmelidir."

Amerikan askerlerinin çekilmesinin hemen ardından Irak’ta yaşanan siyasî kriz, Sünni-Şii gerilimi korkularını tetikledi. Avusturya’dan Die Presse gazetesi Irak’ın parçalanma tehdidiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor:

"Irak’ta siyasî yönetim felç olmuş durumda. Başbakan Nuri El Maliki iktidar alanını sürekli genişletti ve kendi müttefikleri de dahil olmak üzere siyasî elitte korku uyandırıyor. Sünniler şimdi iki tarafı bir araya getirebileceğine inanılan ve bir Kürt olan Cumhurbaşkanı’nın arabuluculuk yapmasını umuyor. Ancak ülke parçalanmanın eşiğinde. Kürtler ülkenin kuzeyinde kendilerine çoktan küçük bir krallık yaratmış durumda ve Bağdat yönetimiyle mümkün olduğunca az muhatap olmak istiyor. Amerikalılar gittikten sonra Şiiler Tahran’a, Sünniler ise Arap komşularına bakıyor."

Hollanda’dan de Volkskrant gazetesi ise Kuzey Kore lideri Kim Jong İl’in ölümünün ardından ne olacağı sorusuna yanıt arıyor:

"Ülke o kadar içine kapanık ki, Kuzey Kore diktatörünün ölümü Batılı istihbarat servislerini bile şaşırttı. Kim’in oğlu ve halefi konusunda da dışarıya çok az bilgi veriliyor. Oğul Kim Jong Un’un babasının yerine geçmesine karşı bir direniş yok gibi görünüyor. Kim Jong Un’un babasının camdan tabut içinde tutulduğu mozolesine ilk gelenler arasında olması, kendisinin askerî yönetim tarafından da halef olarak tanındığının göstergesi olarak değerlendiriliyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ercan Coşkun