22.01.2009 - Avrupa basınından özetler

İsviçre’nin Zürih kentinde yayımlanan Tagesanzeiger gazetesi, Obama’nın Guantanamo'daki savaş suçları mahkemelerinin, karara bağlanmamış davaları 120 gün süreyle durdurmasını sağlaması konusunda okuyucularına şu yorumu sunuyor:

"Obama, ilk iş gününden itibaren, Bush’un bıraktığı ağır mirastan silkinmeye çalışmakla doğru hareket ediyor. Bu miras sadece Guantanamo’yu değil, aynı zamanda temel insan haklarını ihlal eden bir dizi karar ve kararnameyi de kapsıyor. Bush’un 2007 yılında Amerikan Merkezi Haber alma Ajansı’na gizli hapishane uygulamasına devam etmesi için yeşil ışık yakan kararnamesi de bunlardan biri. Obama hukuk kurallarının geçerliliğini ne kadar çabuk sağlarsa, Guantanamo sorununun çözümünde batılı demokrasilerden o kadar fazla destek umabilir.”

Norveç’in muhafazakâr Aftenposten gazetesi de, Guantanamo’nun kapatılması yönündeki ilk adımı değerlendiriyor:

"Barack Obama, ABD’nin 44. başkanı olarak yemin edip göreve başlamasından birkaç saat sonra ilk iş olarak Guantanamo’da karara bağlanmamış tüm davaları durdurttu. Umarız bu kapısına kilit vurulana kadar ABD için bir utanç lekesi olmaya devam edecek olan Guantanamo’nun kapatılması için ilk adımdır. Obama’nın kararı bekleniyordu ancak yine de sevindirici. Hukuk devleti normlarına sahip bir sistemde terör zanlılarının da adil bir şekilde yargılanmaya hakkı var. Ve suçlulukları kanıtlanamazsa da, davanın kapatılması gerek. Bu bir yenilgi sayılmaz, aksine 11 Eylül 2001’den sonra eski Başkan George W. Bush liderliğindeki hukuk dışı uygulamaların bir sonu olur."

Avusturya’nın başkenti Viyana’dan Der Standard gazetesi ise, yorum sütununda küresel ekonomik krizin ABD ayağına değiniyor. Liberal çizgideki gazete, krizin çözümü için kısa vadeli yollara başvurulmasının, uzun vadede Amerikan ekonomisinin yeniden yapılanması sürecine zehir etkisi yapacağı yorumunu getiriyor:

"En iyi beyinlerin bulunduğu bir kabineye sahip olan, gerçekten zeki bir başkan bile, siyasetin alışılmış engellerinden de çetin bir görev ile karşı karşıya. Obama hükümeti sadece devletin aldığı önlemlerin işe yaramaması ve Demokratların çoğunlukta olmasına rağmen Kongre'nin her yasayı reddetmesi ya da tanınamayacak hale getirmesi tehlikesiyle yüz yüze değil, hayır, Obama’nın en büyük sorunu daha da derin. Ekonomiyi şimdi istikrara kavuşturmak için hangi adımı atarsa atsın, bu ileride ülkeye zarar verecek. Uzun vadeli bir iyileşme için gereken tüm reçeteler ise, kısa vadede durumu daha da kötüleştirebilir. Bu ikilemden nasıl kurtulacağı, Obama’nın görev süresinin başlangıcında cevabı en büyük merakla beklenen soru."

Avrupa basınından seçtiğimiz son yorum ise Fransa’dan. Paris’te yayımlanan La Croix gazetesi, ekonomik krizde Avrupa ülkelerinin bir türlü ortak hareket edememesini eleştiriyor:

"Gemisini kurtaran kaptan zihniyeti mi, yoksa ortak hareket mi? Avrupalılar şimdi bu soruyu cevaplandırmak zorunda. Salı günü Brüksel’deki tartışmalarda, sıra ortak Euro tahvili çıkartılarak riskin paylaştırılması yönündeki öneriye gelince iş değişti. Zira kredi şartları ülkeden ülkeye değişiyor, yani olası uygulamanın faturası her ülke için epey farklı. Tartışmalar herkesi kendi sorumluluğuyla yüzleştirdi. Krizdeki bazı ülkelerin batması tasavvur edilebilir mi? Sosyal açıdan yararlı yatırımları destekleyerek, ortak çabalar ile çarkların yeniden dönmesini sağlamak daha akıl kârı olmaz mı?"