1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.03.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar22 Mart 2004
https://p.dw.com/p/AbvI

Alman basınında, Sosyal Demokrat Parti’nin dünkü kongresinde Başbakan Gerhard Schröder’in parti liderliğini Franz Müntefering’e devretmesine ilişkin yorumlar ağırlıkta. Ayrıca muhafazakar Chirac hükümetinin oy kaybettiği, sol kesimin ise potansiyelini artırdığı Fransa‘daki yerel seçimlerle ilgili olarak da Fransa basınında yer alan yorumlara değineceğiz.

Bonn’da yayımlanan General Anzeiger gazetesi, Alman Sosyal Demokrat Parti genel başkanlığına seçilen Müntefering’in özünde eski Genel Başkan ve Başbakan Schröder’den farklı birşey söylemediğine dikkat çekiyor. Gazete, Müntefering’in parti tabanını harekete geçiremediği sürece, Sosyal Demokratlar‘ın kısa sürede başarılı olmalarının mümkün olmadığına işaret ederek, ancak ve ancak tabanın cesaretlendirilmesi ve harekete geçirilmesiyle partinin yeniden şahlanabileceğini vurguluyor.

Süddeutsche Zeitung gazetesi, genel başkanlığa yeni seçilen Franz Müntefering’in parti içinde güven duyulan bir politikacı olduğunu, bunun da partinin yeniden atılım yapması için önemli bir önşart olduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

"Ancak Müntefering, -parti içindeki kimi sol grupların arzuladığı gibi- Schröder karşıtı politikalar izlemeyecek. Geleneksel bir Sosyal Demokrat olan Müntefering, tamamen Başbakan Schröder’in reform politikalarından yana olduğunu bıkıp usanmadan ifade ediyor. Bu anlamda yeni parti şefi, birçok partilinin yapamadığı düşünce reformu sürecini kendisi çoktan tamamlamış bulunuyor.”

Stuttgarter Zeitung gazetesi, Müntefering’e yeni umutlar bağlanmasına ve büyük bir şamatayla genel başkanlığa seçilmesine rağmen, aslında Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin sorunlarının aynen devam ettiğini belirtiyor ve ekliyor:

”Müntefering’in iyimserliği önünde şapka çıkarılır, ama reformlar konusunda parti hala bölünmüş durumdaysa, o zaman güveni azalmış yandaşlarını ve şaşkın durumdaki seçmeni etkilemesi mümkün değil. Şu anda partinin en fazla ihtiyacı olduğu şey, kendisine yeniden özgüven sağlayacak başarılar elde etmesidir."

Viyana’da yayımlanan sol liberal Der Standart gazetesi, parti yönetimlerini değiştirmenin, partinin ve seçmenin güvenini yeniden kazandırmaya yetip yetmeyeceğini sorguluyor ve şu satırlara yer veriyor:

”Sendikaların Sosyal Demokrat - Yeşil koalisyon hükümetini protesto ederek Sosyal Demokrat partinin daha solunda bir parti kurmak istemeleri bile partinin izlediği politikalar konusunda parti içinde hoşnutsuzluk olduğunu gösteriyor. Almanya’da 13 seçimin yapılacağı süper seçim yılında, parti yönetimindeki değişikliğin seçmeni ne ölçüde hoşnut edip etmeyeceği ya da bir iktidar değişikliğine gerek olup olmayacağı ortaya çıkacak."

Bu konuya ilişkin son olarak İtalyan Il Messagero gazetisinin çarpıcı yorumunda, Schröder’in parti liderliğinden çekilmesi, önceki dönemlerde Helmut Schmidt’in partiyi Brandt’a bırakmasına benzetiliyor. Gazete, bu gelişmenin sonunda parlamentodaki güven oylamasında Schmidt’in kaybettiğini ve iktidarı 16 yıl sürecek olan Helmut Kohl hükümetine bırakmak zorunda kaldığına değinerek, tarihin bu şekilde tekerrür etmemesi için yeni başkan Franz Münteferig’e görev düştüğünü vurguluyor.

Fransa’daki birinci tur yerel seçime göndermede bulunan muhafazakar Le Figaro gazetesi, ”hükümete ağır ceza” başlıklı yorumunda, hükümetin tasarruf politikalarının cezalandırıldığını, ancak önümüzdeki Pazar günü yapılacak ikinci turda tüm bölgelerde temsil edilen aşırı sağcıların, çok sevdikleri konuları işleme olanağına kavuşacaklarına dikkat çekiyor. Hükümetin biraz da insafsızca eleştirildiğini belirten gazete, ancak seçmenin endişelerinin ciddiye alınması mesajı verdiğini vurguluyor.

Sol liberal Liberation gazetesi ise, seçmenin hükümeti ulusal ve yerel düzeyde cezalandırmasının ılımlı sol kesim için avantaj sağladığını, aşırı uçları destekler sonuç vermediğini vurguluyor. Bu durumda Başbakan Raffarin’in mahkum olduğunu belirten gazete, ikinci tur seçimlerden sonra muhafazakar Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın seçmenin mesajını anladığını göstermek maksadıyla yıldırımları Başbakan Raffarin’e yönlendirebileceğini, bunun da Raffarin’in siyasi hasmı, İçişleri Bakanı Sarkozy’e yarayabileceğini vurguluyor.