1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.03.2011- Alman basınından özetler

22 Mart 2011

BM kararının ardından Libya’ya düzenlenen hava operasyonları ve Japonya’daki gelişmeler, bugünün Alman basınında öne çıkan konular…

https://p.dw.com/p/10exM

Libya, uluslararası topluluğun gündemindeki yerini koruyor. Libya'daki sivillerin korunması için hava operasyonlarına yeşil ışık yakan BM Güvenlik Konseyi dün de kapalı bir oturumda bu kararın ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Konsey bugün yeniden Libya gündem maddesiyle toplanacak. Libya konusunda NATO içinde de derin çatlaklar var. Süddeutsche Zeitung'un yorumu şöyle:

“BM Güvenlik Konseyi'nin kararı, özel olarak Kaddafi'nin devrilmesi için çıkarılmadı. Operasyona katılan tüm ülkelerin, bu operasyonun sivil halkı koruyucu karakterine vurgu yapmaları yerinde olur. Ancak BM kararında doğrudan dile getirilmeyen şeyler de yanlış değil. Tabii ki hava operasyonları Kaddafi'yi zayıflatıyor ve koalisyon güçlerinin, Misrata'ya yürüyen isyancıları hedef alması düşünülemez. BM kararının en büyük etkisinin siyasi olması gerekir ve Kaddafi'nin durumun vahametini kavrayıp çadırını toplaması ve sürgüne gitmesi ile sonuçlanır. İkiye bölünmüş bir ülkeyi havadan gözetleyen bir hakem rolü, BM'nin çıkarına değildir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamada Almanya'nın çekimser oy kullanmasını eleştiriyor:

“Dışişleri Bakanı Westerwelle, Almanya'nın NATO'da da AB içinde de dışlanmış durumda olmadığını söylüyor, ancak pek inandırıcı olamıyor. Güvenlik Konseyi'nde çekimser oy kullanmanın düşündürücü yanı, bu kararda ne önemli ortaklarla işbirliğinin, ne de ortak Avrupa güvenlik ve dış politikasının rol oynamış olması. Almanya, Libya'ya Alman uçakları gönderme niyetinde olmasa bile ‘evet' oyu kullanmalıydı.”


Stuttgarter Nachrichten gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Arap Birliği'nin Libya'ya yönelik askerî saldırıları eleştirmesi sorumsuzca. Kendi başlarına çözemedikleri, kendi arka bahçelerindeki sorun için yardım çağrısında bulunanlar yine kendileri. Şimdi bunu görmezden geliyorlar. Ancak NATO içindeki çekişme de kızdırıcı. İttifak uzun süredir uçuş yasağı planları üzerinde çalışıp duruyor. Ama maalesef sadece askerî yönüyle. Ortak irade yansıtılması konusunda İttifak yine çuvalladı.”

Frankfurter Rundschau gazetesi ise deprem ve tsunami felaketinin ardından nükleer facia riskiyle karşı karşıya kalan Japonya'ya odaklanıyor. Yorumda Japon ekonomisindeki durumun Alman ekonomisine olası etkileri ele alınıyor.

“Japonya'da yaşanan dehşet Japonya'ya, Asya ekonomisine, Almanya'ya kaça mal olacak? Japon kamu maliyesinde kriz, hatta sermaye kaçışı ile ilgili söylentiler başladı bile. Gerçi bu söylentiler abartılı. Çünkü Japonya yüksek miktarlarda dolar rezervine sahip. Ancak vergi zamları ve döviz piyasalarında müdahalelerden kaçış yolu yok. Japonya'daki gelişmelerin yükünü en çok Asya ülkelerinin, ardından dünya ekonomisinin taşımak zorunda kalacağı açık. Almanya ise yakasını en iyi şekilde sıyıran ülke olacak. Niye? Çünkü Toyota gibi Japon firmalarının üretim kesintisinden, en çetin rakipleri olan Alman firmaları kârlı çıkacak ve Almanya'daki iç talepte de nihayet sıçrama yaşanıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay