TÜR 2212 Presseschau 1

Macaristan'da kamu radyo ve televizyonlarının yanı sıra özel medya şirketlerinin de kontrol edilmesini mümkün kılan yeni Basın Yasası, dün parlamentodan geçti. Gazeteler yasa sansüre neden olacağı için eleştiriyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung konuyu şöyle yorumluyor:

"Gelecekte söz dinlemeyen, itaat etmeyen, bir başka deyimle, parlamentoda üçte ikilik çoğunluğa sahip FIDESZ Partisi hakkında eleştirel haber yapanlar, para ya da daha kötü bir ceza tehdidiyle karşı karşıya kalacak. Avrupa Parlamentosu'ndan, böyle bir yasanın çıktığı ülkenin AB'ye ait olup olmadığı ve bu ülkenin önümüzdeki yıl altı ay boyunca AB Dönem Başkanlığı'nı devralarak, Birliğe yön verip veremeyeceği konusundaki şüphelerin yüksek sesle dile getirilmesi haklı bir tavır. Tabi bu konuda haklı olarak neden sadece Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin kızgınlıklarını dile getirdiği, neden Brüksel ya da diğer başkentlerdeki politikacıların tepki göstermediği sorusu da sorulabilir."

Nordwest Zeitung aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Macaristan 1 Ocak'tan itibaren AB Dönem Başkanlığı'nı devralıyor. Bu, Avrupa için kötü bir gün olacak. Çünkü 1 Ocak'ta Macaristan'da medyanın özgürlüğünü çok ciddi biçimde sınırlandıran yasa da yürürlüğe girecek. Başbakan Viktor Orban büyük bir çaba ile hukuk devletinde değişiklik yaparak, demokrasinin prensiplerinin savsaklandığı bir esere dönüştürmeye çalışıyor. Bugüne kadar Avrupa'dan kayda değer bir tepki almaksızın bunu yapabildi. Politikacıların sesi çıkmıyor, kim bilir, belki de komşu ülkeler de böylesine benzer bir Basın Yasası çıkarmayı istedikleri içindir."

Bugünkü gazetelerin yer verdiği bir başka konu ise Federal Meclis'te farklı siyasi partilerden bir grup milletvekilinin, gen testlerine sınırlı biçimde izin verilmesini öngören bir yasa taslağı hazırlamaları. Leipziger Volkszeitung bu girişime sıcak bakıyor:

"Parlamentoda gen testine karşı olan cephenin yavaş yavaş dağılmaya başlaması, olumlu bir işaret. Çünkü bu tartışma sadece ideal bebeklerle ya da bebeklerin sağlıklı olacağının garantisinin verilmesiyle ilgili değil. Tartışma aynı zamanda kürtaj ya da düşüklerin engellenmesini de kapsıyor."

Bugünkü gazetelerde ele alınan bir başka konu ise hükümet ortağı Hür Demokrat Parti içinde Genel Başkan Guido Westerwelle ile ilgili rahatsızlık ve partinin kamuoyu yoklamalarında oy kaybetmesi. Westdeutsche Zeitung'un yorumu şöyle:

"Eğer partisinin tamamını önemsemediğini göstermek istemiyorsa, Westerwelle Kızıl Deniz'deki tatilinden döner dönmez partisinde olup bitenlerden gerekli sonuçları çıkarmalıdır. Aksi takdirde 1949 yılında Theodor Heuss ile ilk Cumhurbaşkanı'nı çıkaran Hür Demokrat Parti'nin, gelecekte parlamentoda bir geleceği olmayacaktır. Çok yazık olur, çünkü demokrasimiz bu önemli liberal varlığını, servetini kaybetmiş olur."

Ludwigsburger Kreiszeitung'un yorumu ise şöyle:

"Kamuoyu yoklamalarının, sadece yapıldığı andaki eğilimi yansıttığı kesin. Ancak bu yoklamalar Hür Demokrat Parti'nin Genel Başkanı hakkında kötü tartışmaların yapıldığı bir döneme denk geldi. Guido Westerwelle kendi saflarından giderek daha fazla istifa çağrıları alıyor ve tepki görüyorsa, sert bir muhalefet bundan daha fazla neye ihtiyaç duyabilir ki?"

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa