1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.01.2009 - Avrupa basınından özetler

Derleyen: Ahmet Günaltay23 Ocak 2009

ABD Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu ve Guantanamo esir kampıyla ilgili olarak aldığı kararlarla Ortadoğu ihtilafı bugünkü Alman ve diğer Avrupa gazetelerinin başlıca yorum konuları.

https://p.dw.com/p/GepO
Fotoğraf: Bilderbox

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde ABD Başkanı Barack Obama’nın yakın ve Ortadoğu temsilciliklerine yaptığı atamaları konu alan yorum dikkat çekiyor:

“ABD’nin yeni Başkanı görevdeki ilk gününde yoğun bir şekilde Ortadoğu’yla meşgul oldu. Emekli Senatör ve tecrübeli arabulucu George Mitchell İsrail ile Filistin’i barıştırmaya çalışacak. Dennis Ross İran özel temsilciliğini üstlenirken Richard Holbrooke Pakistan ve Afganistan ile ilişkilerden sorumlu olacak. Ortadoğu’nun zor ve karmaşık durumu karşısında tecrübenin yeri kolay doldurulamaz. Obama bilgi ve tecrübe toplama süreciyle zaman kaybetmek istemedi. Aksi takdirde Washington kadar Ortadoğu’daki muhataplarına da zaman kaybettirilmiş olurdu.”

Başkan Obama’nın terör şüphelilerinin tutulduğu Guantanamo kampının bir yıl zarfında kapatılması şeklindeki talimatı İsveç’in Aftonbladet gazetesinde gazetesinde şöyle yorumlanıyor:

“Barack Obama, Guantanamo kampının kapatılmasıyla ilgili kararnameyi imzalayarak önemli bir seçim vaadini yerine getirmiş oldu. Bu sembolik değeri yüksek bir karar. Guantanamo, ABD’nin terörle mücadelesinin ve savaşın insan haysiyetine uymayan uzantılarının simgesi haline geldi. ABD temel insan haklarını terörist avına kurban etmişti. Obama’nın kapatma kararı, daha adil bir dünya düzeni kurma arzusunun dışa vurulmasıdır.”

İtalyan La Repubblica gazetesi ‘hukukun üstünlüğü avdet ediyor’ cümlesiyle başladığı yorumunda, Obama’nın son kararlarına, demokrasiye ve insan haklarına inanan herkesin sevinmesi gerektiğini vurguluyor. Le Dernieres Nouvelles d’Alsace adlı Fransız gazetesinin yeni Amerikan yönetimini Ortadoğu’da bekleyen zorluklara ayırdığı yorumda şu satırları okuyoruz:

“Hamas İsrail’i tanımadan ve şiddete tövbe etmeden de kısa zamanda eşit haklara sahip bir muhatap olması uzun sürmeyecek. Avrupa başkentleri şimdiden bu örgütle temas kurmaya başladı. Barack Obama büyük bir belayla karşı karşıya. Washington’un bundan böyle de İsrail’i destekleyeceğinden kuşku duyulmaz. Ama bütün İsrail hükümetlerine açık çek verildiği Bush dönemi artık geride kaldı. ABD’nin yönlendirdiği barış süreci, İsrail, Filistin ve Arap komşulara eşit muamele iradesini ortaya koyacak şekilde baştan sona yenilenmelidir.”

İngiliz The Independent gazetesi, barışla ilgili tartışmaları olmayacak duaya benzettiği yorumunda özetle şu görüşleri dile getiriyor:

“Gazze Şeridi’ndeki kanlı ve acımasız çatışmadan çıkarılabilecek tek sonuç, Filistin’in ciddi bir şekilde İsrail ile müzakere edebilecek ortak bir yönetime ihtiyacı olduğudur. Savaşın hemen böyle bir sonuç doğuracağına inanmak aşırı iyimserlik olur. İsrail, Hamas’ın yeniden silahlanmasına fırsat verilmemesi şeklindeki talebinde ısrar ederken Filistin örgütü Gazze sokaklarında yeniden otorite tesis etmeye çalışıyor. Böyle bir ortamda barışı tartışmak, olmayacak duaya amin demek olur. Bunun tam aksini beklemek daha gerçekçi olur.”

İslamcı kanadın şiddetten vazgeçmeyeceğini yazan Fransız Le Monde gazetesi Ortadoğu anlaşmazlığına şöyle değiniyor:

“İslamcılardan, İsrail’in ve Batı’nın talepleri doğrultusunda, İsrail’i derhal resmen tanıyıp 1993 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü ile imzalanan anlaşmayı benimsemeleri beklenemez. İsrail’in onları eşit bir muhatap sayması da uzak bir ihtimal. Gerçekleşme şansı olan şey ise, ABD’nin, Mahmud Abbas’a İsrail ile nihai barışı sağlama yetkisi verecek Filistin milli birlik hükümeti kurulmasına yardımcı olmasıdır.”