1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.02.2009 - Alman basınından özetler

Meltem Karagöz23 Şubat 2009

Bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konularını Berlin’de düzenlenen Dünya Finans Zirvesi’ne hazırlık toplantısı ayrıca otomobil devlerinden Opel’e devlet desteği tartışmaları oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/GzR3
Fotoğraf: dpa

Neuer Osnabrücker Zeitung gazetesinde Berlin’de dün düzenlenen Dünya Finans Zirvesi’ne hazırlık toplantısıyla ilgili şu yorumu okuyoruz:

“Berlin’deki buluşma, Dünya Finans Zirvesi’ne hazırlıklar çerçevesinde mali krizle mücadelede mutabakatın sağlandığının bir göstergesiydi. Şimdiye kadar reddedici bir tutum içinde olan İngiltere dâhil, hiç kimse mali piyasalara yeni düzenlemeler getirilmesi konusunda ayak bağı olmayacak. Bundan daha da önemlisi vergi cennetleriyle mücadele ve caydırıcı cezalarla, Avrupa mali piyasalara etkin kontrollerin getirilmesi konusunda öncü rol oynayacak. Çünkü vergi kaçakçılarının istifade edebileceği en ufak yasal boşluklar bile ortadan kaldırılmadıkça mali piyasaların tam kontrolü sağlanamaz. Şu an tek merak konusu Amerikan yönetiminin bu yönde nasıl bir tutum takınacağıdır. Ayrıca Çin ve Rusya gibi önemli devletlerinin de onayı gerekiyor. Zira bu ülkelerin desteği olmadan planlanan kontroller, yamalı bohçadan farksız olmaz. Berlin’deki toplantıda önemli mesafeler kaydedildi ancak daha yapacak çok iş var.”

Düsseldorf’da yayımlanan Westdeutsche Zeitung gazetesinin aynı konudaki yorumunda da şu satırları okuyoruz:

“Bankalar, Hedgefonlar ve Kredi derecelendirme kurumlarına yeni düzenlemelerin yanı sıra mevcut krizden çıkış politikalarına ilişkin alternatif bir kaçış stratejisi oluşturmak da önemli. Bu kez devletlerin omuzladığı devasa borç yükü ve sıfır faiz politikalarıyla, felce uğramış ekonomiler, mali krize neden olan aynı enstrümanlarla kurtarmaya çalışılıyor.”

Hamburg'da yayımlanan Financial Times Deutschland gazetesinin mali kriz ve Dünya Finans Zirvesi öncesindeki buluşmayla ilgili yorumu şöyle:

“Avrupalıların mali piyasaların kontrolü konusunda uzlaşmaya varmaları kadar önemli diğer bir konu da ABD’nin öngörülen; Hedge fonlarıyla kredi derecelendirme kuruluşlarının şeffaflaştırılmasına nasıl yaklaşacağıdır. Bu konuda Barack Obama’nın Avrupalılara selefinden daha yakın bir tutum takınacağı beklentisi ve bu yöndeki sinyaller ortada. Ancak son dönemde ABD’de ve Fransa’da devletin korumacılık eğiliminde olduğu yadsınamaz ve bu da bu öngörülen makro projeyi tehlikeye sokar. Bunun yanı sıra Avrupalıların tüm öneri ve beklentileri yerine getirilmiş olsa dahi bu, dünyayı finans kriz karşısında dirençli kılacak diye bir garanti yok. Mali piyasalardaki dev tsunami dalgalarının yegâne sebebi, kontrollerin yeterince iyi yapılmıyor olması değil. Düzenleyicilerin yaptığı işi anlamaları gerekiyor.”

Mali krizin vurduğu Amerikan otomobil devi General Motors’a bağlı Alman Opel de zor günler geçiriyor. Opel yönetim kurulu son günlerde artan iflas söylentileri karşısında şirket yönetiminin yeni bir mali kurtarma planı hazırlığında olduğunu duyurdu. Şirketin General Motors’a bağlı İsveçli Saab şirketi gibi bu yılın mayıs ve haziran aylarına kadar ödeme kabiliyetini yitirebileceği yönündeki haberler Alman politikacıları alarma geçirmiş ve şirkete olası devlet yardımları konusundaki tartışmaları alevlendirmişti. Nürnberger Nachrichten gazetesinin konuya ilişkin yorumu şöyle:

“Opel herhangi bir şirket değil. Sahipleri Amerikalı da olsa, Alman kültürünün bir parçası... Böylesi bir durumda ulusumuz, adeta hasta yatağının önünde bekleyip acaba yeni bir serum işe yarar mı? diye düşünüyor. Federal hükümetin, para vermeden önce ince eleyip sık dokuması yerinde bir tutum. Zira firmaların köklü isimlere sahip olması, gelecek garantisi için yeterli değil.”

Braunschweiger Zeitung gazetesinin aynı konudaki yorumunda da şu satırları okuyoruz:

“Devletin geleneksel Alman markası Opel’i vatandaşlarının vergi paralarıyla iflastan kurtarmaya hakkı var mı? Hayır yok. Ayrıca miyarlık devlet garantileri ve benzer orandaki mali şırıngalarla şirketin yanlışlarını kapatabileceği izlenimi de yaratmamalı. Zira yardımlar işe yaramazsa, o zaman Alman vergi paraları iş sahalarını korumak bir yana Opel’in sahibi Amerikan General Motors’un kasalarına akacak demektir. Şirket şimdi yeni bir yapılandırma planı üzerinde çalışıyor. Bu kolay olmayacak. Mevcut mali krizde otomotiv branşında güçlü olan ayakta kalabilecek. Peki, devlet güç durumdakinin yanında olmak zorunda değil midir? Tabii ki öyle ancak yardıma muhtaç şirketlerin değil, vatandaşının yanında. “