1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.04.2009 - Avrupa basınından özetler

23 Nisan 2009

ABD Başkanı Obama’nın dış politika çizgisi, Rusya’nın Gürcistan’daki NATO tatbikatına yönelik tavrı, Güney Afrika’daki genel seçimler ve BM Irkçılıkla Mücadele Konferansı bugünkü Avrupa basınında öne çıkan konular...

https://p.dw.com/p/HcWf
Fotoğraf: picture-alliance/dpa


Fransa'nın başkenti Paris'te yayımlanan muhafazakar Le Figaro gazetesi, bugünkü yorum sütununda ABD Başkanı Barack Obama'nın yönetim tarzını değerlendiriyor:


"Barack Obama, dünyanın ABD'ye bakışını değiştirdi. Yeni Başkan, karşısındakini dinleyebildiğini, diyaloğa açık olduğunu ve ülkesinin yaptığı hataları kabullenebileceğini üç ay içinde kanıtladı. Kısaca söylemek gerekirse, tavrının, selefinin tam zıddı olduğunu gösterdi. Tabii ki bilanço çıkarmak için henüz daha çok erken, ancak dünyadaki sorunların aynı George Bush dönemindeki gibi çetrefilli olduğunu da kabul etmek gerek. Obama, dünyayı değiştirmek istiyorsa, hızla sesinin tonunu değiştirmek zorunda. ABD Başkanı'nın yönetim stilinin sınırlarına en açık örnek Kuzey Kore. Washington'dan gelen uzlaşmacı mesajlar, Pyöngyang'ı uzun menzilli füze fırlatmaktan, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın denetçilerini sınırdışı etmekten ve yeniden nükleer silah üretimine başlamaktan alıkoymadı."

Rusya NATO’nun gelecek ay Gürcistan’da yapmayı planladığı askeri tatbikata tepkiyle yaklaşıyor. Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, NATO'nun Gürcistan'da gerçekleştireceği tatbikatın tehlikeli olduğunu ve Moskova'nın Batı'yla ilişkileri yeniden inşa çabalarına zarar vereceğini söyledi. Avusturya'dan Die Presse gazetesinin planlanan tatbikat ve Rusya’nın tutumuna ilişkin yorumu şöyle:

“Rusya’nın NATO’ya yönelik antipatisi ve eski Sovyet Cumhuriyetleri’ne hakimiyetçi bakış açısı, düğmesine basılır basılmaz kapanan bir bilgisayarın verdiği tepkiyle kıyaslanamamalı. Ancak yeni Amerikan yönetimi bu anlayışın hemen değişmeyeceğini zaten biliyordu. Zira Wahington’un Rusya’nın bazı Amerikan karşıtı söylemlerine verdiği ya da vermediği yanıtlar bunun bir göstergesi. Aynı şeyi artık yavaş yavaş Rusya’dan da beklemek yanlış olmaz: Yani biraz daha fazla soğukkanlılık.”

İtalya'nın Milano kentinde yayımlanan muhafazakar çizgideki Corriere della Sera'nın yorumunda ise Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki genel seçimler ve devlet başkanlığına gelmeye hazırlanan Jacob Zuma konu alınıyor:

"Seçimlerin galibi kesin. İktidardaki Afrika Ulusal Kongresi ve partinin zaferi sayesinde devlet başkanlığı koltuğuna oturacak olan Jacob Zuma. Zuma'nın yandaşları, geçmişte yolsuzluk ve kara para aklama suçlamaları ile karşı karşıya kalmasına rağmen, siyasetçinin‚ 'gerçek Afrikalı' ilk devlet başkanı olacağını belirtiyor. Zira Mandela büyüklüğüyle daha çok küresel bir liderdi, Latince klasik eserlerden alıntı yapan Thabo Mbeki ise halktan uzak olarak tanımlanıyor. Öyle ya da böyle, 67 yaşındaki Zuma, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin kıtada artan siyasi ağırlığına paralel olarak, Afrika'nın en önemli isimlerinden biri olacak. Bu yüzden Zuma'yı mercek altına almak ve dikkatlice gözlemlemek doğru ve önemli olacaktır.“

İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen BM’nin Irkçılıkla Mücadele Konferansı’nda hararetli tartışmalara neden olan sonuç bildirisi üzerinde anlaşma sağlandı. Konferansı boykot eden ülkelerden de sonuç metnine itiraz gelmedi. Sonuç bildirisinde, önceki müzakerelerde büyük tartışma yaratan İsrail ifadesi çıkarıldı, ayrıca din eleştirisinin yasaklanması yönünde ifadelere de yer verilmedi. Yahudi soykırımının ise asla unutulmaması gerektiği vurgulandı. Barcelona kentinde yayımlanan İspanyol El Periodico de Catalunya gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:

“BM Irkçılıkla Mücadele Konferansı’nın amacı, insan hakları alanında verilen mücadelenin tarihiyle hesaplaşmak değil. Ancak buna rağmen üzerinde anlaşılan sonuç bildirisi, verdiği mesaj bakımından olumlu. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın konferanstaki konuşması sırasında AB delegasyonunun sergilediği tutum “tek ses” anlayışına tersti. Ahmedinejad’ı boykot etmek, onun konumunu hak ettiğinden fazlasıyla güçlendirdi. ABD’nin konferansı boykot etmesi de yapıcı olmaktan uzaktı. Zira ırkçılıkla mücadele, ABD tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır.”

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Murat Çelikkafa