1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.06.2010 - Avrupa basınından özetler

23 Haziran 2010

Kırgızistan'daki gelişmeler, Rusya ve Belarus arasındaki doğalgaz anlaşmazlığı ve Afganistan'daki NATO komutanı McChrystal'in ABD yönetimiyle ilgili beyanatları, Avrupa basınındaki ana yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/O0eS
Fotoğraf: AP

Fransız Le Monde gazetesi, Kırgızistan’daki etnik şiddete şu satırları ayırmış:

“Kırgızistan’ın güneyindeki kanlı baskınlar görmezlikten gelindi. Gözü dönmüş genç Kırgızların saldırdığı Özbek azınlığı ne ordu korudu, ne de polis duruma müdahale etti. Geçici hükümete göre, katliam, devrik devlet başkanı Kurmanbek Bakiyev’in yandaşları tarafından organize edilmişti. Bakiyev’in, Kırgız üstünlüğünü lanse etmesinden bu yana, halk gruplarını birbirine düşürmek kolaylaştı. Yardım kuruluşlarının başlattığı seferberlik, etnik nefreti dindirmeye yetmiyor. Geçici hükümet duruma hâkim olamıyor. Kırgızlar, vicdan azabı nedir, bilmiyor. Trajedi, asıl şimdi başlıyor.”

Hollanda’nın Handelsblad gazetesi, süper güçlerin Kırgızistan’a yardımcı olması gerektiğini savunuyor:

“Avrupa açısından, beş milyon nüfuslu Kırgızistan, uzak ve önemsiz bir ülke. ABD, Afganistan’daki birliklerinin takviyesinde kullandığı askerî üssü kaybetmediği sürece, ‘başlarının çaresine baksınlar’, diyor. BM Genel Sekreteri, endişelerini dile getirdi ama Orta Asya’da büyük oynayan devletler mesafeli duruyor. Rusya, askerî müdahalede bulunmayı reddetti. Çin, insani yardımla yetiniyor. Bu, ileriyi görememektir. Kırgızistan küçük bir ülke ama ilk domino taşı olabilir. Devrilirse bütün bölge tehlikeye düşer. Afganistan’a yıllardır gösterilen aşırı özenin hiç olmazsa bir bölümü, Orta Asya’nın patlamaya hazır durumdaki kuzeyine kaydırılmalıdır.”

Rusya ile Belarus arasındaki doğalgaz anlaşmazlığına değinen Salzburger Nachrichten adlı Avusturya gazetesi, krizin sıcak yaz aylarına rastlamasının endişelenmeme nedeni olamayacağını yazıyor:

“2006 ve 2009 yıllarının Ocak ayında aynı oyunu Ukrayna'ya oynayan Rusya, şimdi de fakir komşusu Belarus'a vanayı kapatıyor. Ukrayna krizi, Avrupa’nın yarısını titretmişti. Kimi ısınamadığı için soğuktan titremiş, kimi de doğalgazsız kalma korkusuyla. Siyaset, çoğu zaman krizlerin sebepleriyle değil, ârazlarıyla uğraşır. Enerji ikmalindeki darboğazlar, yeni boru hatlarıyla ve stok artırmak suretiyle aşmaya çalışılır. Yeter ki, kış aylarında üşüme tehlikesi olmasın. Enerji tasarrufuna kafa yormaya da lüzum kalmaz. Tabii, iş işten geçinceye kadar.”

Sol liberal İtalyan gazetesi La Repubblica, Afganistan NATO kuvvetleri komutanı McChrystal’ın Amerikan yönetimine yönelttiği suçlamaları şöyle yorumluyor:

“McChrystal, Başkanı Obama'ya ‘yaylım ateşi’ açan ilk başkomutan değil. Amerikan tarihi, bunun örnekleriyle dolu. General McArthur, Kore savaşında, Westmoreland da Vietnam savaşında Beyaz Saray’la ters düşmüştü. Bu eleştiriler hep kötüye gidişin emaresi olmuştu. General McChrystal’ın çıkışı, kendini temize çıkarmaya çalışan birinin tipik davranışını yansıtıyor. Savaşta başarı kazanamayınca suçu başkasına atmak kolay. Ne var ki, onu geniş yetkilerle donatıp, stratejisini benimseyen, Başkan Barack Obama olmuştu. Krizin siyasi faturası sonunda Obama’ya çıkarılacaktır.”

Londra’da yayımlanan Independent gazetesi, muhafazakâr-liberal İngiliz hükümetinin sert tasarruf tedbirlerine ayırdığı yorumda şu görüşlere yer veriyor:

“Hazine Bakanı George Osborne, radikal kemer sıkma politikasının orta vadede sağlayacağı kazancın kısa vadeli acılarını telafi edeceğini düşünüyor. Umalım haklı çıksın. Osborne, zamlı vergilerin, bütçe açığının %23’ünü kapatacağını hesaplamış. Özel gelirin vergiden muaf tutarını artırmak suretiyle, düşük ücretli 880 bin kişinin vergi yükünden kurtarılması olumlu bir adımdır. Banka kârlarına ek vergi getirilmesi de. Hazine Bakanı’nın banka lobicilerinin protestosuna boyun eğmemesi, övülmeye değer. Şimdi bütün İngilizlere, Osborne’nin kararlarının doğru çıkması için dua etmek düşüyor.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa