1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.09.2009 - Alman basınından özetler

23 Eylül 2009

Almanya'da aşırı sağcı NPD'nin yabancı kökenli milletvekillerine gönderdiği taciz mektubu, Afganistan'daki askeri durum ve dün New York'ta yapılan BM iklim görüşmeleri, bugünün Alman basınında öne çıkan konular…

https://p.dw.com/p/JmwP
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’nin yabancı kökenli milletvekillerine gönderdiği mektupta ülkeyi terketmelerini istemesi tartışma yarattı. Trierischer Volksfreund gazetesinin yorumu şöyle:

“Neonaziler giderek daha da hayasızlaşıyor, vahşileşiyor. Farklı düşünenlere ya da farklı görünenlere karşı gösterdikleri kabalık ve fiziki saldırılar bir yana, şimdi de siyasi kanatlarının NPD'nin ırkçı eylemlerini açıkça seçim kampanyalarına taşıdığına tanık oluyoruz. Demokrasinin alaya alınmasına izin verilemez, asla. Demokrasi kendini korumalı, koruyabileceğini göstermelidir.”

Afganistan'daki ABD ve NATO güçleri komutanı General Stanley McChrystal'ın, ek kuvvet gönderilmezse Taliban'a karşı savaşın bir yıl içinde kaybedileceği şeklindeki açıklaması geniş yankı uyandırdı. Berliner Zeitung'un yorumu şöyle:

“ABD, Vietnam benzeri ikinci bir hezimetle karşı karşıya kalabilir. ABD'yi askeri olarak yenebilecek durumda olmayan, ancak geleneksel savaş metotlarıyla yenilgiye de uğratılamayacak bir düşman. Bunun mantıkî sonucu, geri çekilmektir. Amerikalı general McChrystal'ın uyarısı da işte bu gerçeğin itirafıdır. Başkan Obama ise tereddütte. Çünkü Almanya ve diğer ülkelerde olduğu gibi ABD'de de Afganistan'ın çoktan kaybedildiği endişesi artıyor. Bu endişede haksız da sayılmazlar.”

Neue Osnabrücker Zeitung ise Alman hükümetinin Afganistan politikasını eleştiriyor.

“İki ayrı Afganistan varmış gibi görünüyor. Her halükârda NATO generallerinin durum değerlendirmeleriyle Alman hükümetininki arasında dağlar kadar fark var. Acilen takviye gönderilmemesi durumunda yenilgiye uğranılacağı uyarısında bulunan generalin doğru analizi Berlin'de omuz silkilerek karşılanıyor. Almanya daha eğitim için söz verdiği sayıda polisi bile gönderemedi. Sivil yeniden imarda da başarılara imza atılamadı. Kendini beğenmişlik, yarım yamalaklık ve herşeyi güzel gösterme politikası muhtemelen genel seçimler sonrasında da devam edecek.”

Süresi 2012 yılında dolan Kyoto protokolünün yerini alacak iklim anlaşması için ülkeler arasındaki yoğun pazarlıklar sürüyor. Aralık ayında Kopenhag'da yapılacak iklim zirvesi öncesinde dün New York'ta biraraya gelen liderler hazırlık çalışmaları yaptı. Stuttgarter Zeitung, ön müzakerelerdeki gidişatın çevreciler ve iklim uzmanlarını endişelendirdiğini belirtiyor ve “Kopenhag zirvesinin fiyaskoyla sonuçlanmasından korkuluyor. Böyle bir sonuç, ekolojik açıdan bir felaket anlamına gelir” diyor.

Financial Times Deutschland gazetesinin yorumu ise şöyle:

“ABD Başkanı Barack Obama ve Çinli mevkidaşı Hu Jintao'nun BM'de merakla beklenen konuşmaları, Aralık ayındaki Kopenhag zirvesinin artık müzakerelerle kurtarılamayacağını gösterdi. 2050 ya da 2020 yılına kadar karbondioksit atılımının azaltılmasını düzenleyen ve somut sınırları saptayan anlaşmanın Aralık ayına kadar imzalanması gerekiyor. Ancak ne Amerika ne de Çin o zamana kadar bu yönde birşeyler yapacağı sinyalini verdi. Görüşmelere katılan 192 ülkenin başarı şansı ise Amerika ve Çin'e bağlı. Kopenhag'dan bağlayıcılığı olmayan bir çerçeve anlaşmasından daha fazlasının çıkması ihtimali dün daha da azalmış oldu. Bu nedenle ABD müzakerelerde ilerleme kaydedebilecek duruma gelene kadar konferansın ertelenmesi en iyi yol olacaktır.”

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Hülya Köylü