1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2311 Presseschau 2

23 Kasım 2011

Avrupa basını Mısır’da protestoların giderek tırmanması, Suriye'deki gelişmeler ve ABD'de bütçe kesintisi üzerinde uzlaşma sağlanamamasıyla ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/13FNs

Fransız Le Monde gazetesi Mısır’da halkın yönetimdeki askerî konseye yönelik olarak düzenlediği protestoları şöyle yorumluyor:

"Göstericiler eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’i gitmeye zorladıktan sonra şimdi de Mübarek yönetiminin savunma bakanı, şimdiki Yüksek Askerî Konsey Başkanı Hüseyin Tantavi’nin görevi bırakmasını talep ediyor. Hükümet değişikliği için bir takvim belirlendi ve cuma günü parlamento seçimlerinin başlaması öngörülüyor. Ancak göstericiler sabırsızlanıyor. Hükümetin istifa etmesi bile onları yatıştırmadı. Ordunun iktidarı teslim edebileceğine inanmıyorlar. Eğer ordu, ülkenin kaos ortamında batıp gitmesine engel olmak istiyorsa, iktidar değişikliği konusunda garanti vermek zorunda. Bütün Arap dünyası gözlerini, devrim sonrası gelişmelerin bir sınav niteliği taşıdığı Mısır’a çevirdi."

Bir başka Fransız gazetesi Le Figaro ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu görüşte:

"Kahire’den Trablus’a, Trablus'tan Tunus’a kadar uzanan Arap isyanlarının isimsiz insanların eseri olduğu sık sık söylendi. Ancak Mısır’da, diğer ülkelerden çok daha yoğun bir biçimde, barışın hâkim olduğu bir geleceğin kapısını aralayacak bir kişinin, bir yüzün eksikliği duyuluyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu eski Başkanı Muhammed El Baradey bu rolü oynamanın hayalini kuruyor. Arap Birliği eski Genel Sekreteri Amr Musa bunu yapabilmek için daha fazla olanağa ve yeteneğe sahip. Ancak şimdiye kadar ne Muhammed El Baradey ne de Amr Musa bunu başarabildi. Mısırlılar kendi seçimlerini kendileri yapmak istiyor.“

İsviçre’den Neue Zürcher Zeitung, Fransa’nın Suriye’nin giderek daha fazla izole edilmesi yönünde izlediği politikayı analiz ediyor:

"Paris'in, bu yılın başında Libya liderinin siyasî hareket alanının daraltılmasında olduğu gibi Fransız diplomasisinin nadiren sergilediği marifetli, basit oyunları yok. Elbette Fransa, Avrupa Birliği üzerinden Suriye’nin daha fazla izole edilmesi için Washington ve Ankara’dan da onay gören her çareye başvurabilir. Ancak Esad’ın İran, Rusya ve Çin’den aldığı destek göz önünde tutulduğunda Libya örneğinde olduğu gibi bir askerî operasyon hayal gibi. Paris’te şu sıralar, Esad rejiminin krizi sona erdirmeyi ve iyi organize olmuş güvenlik güçleri sayesinde bir süre daha dayanmayı planladığı tahmin ediliyor."

Avusturya'dan Der Standard ise bugünkü sayısında ABD’de bütçe kesintisi konusunda uzlaşmanın bir türlü sağlanamamasını ele alıyor. Yorum şöyle:

"Sonuç olarak ABD’yi yok eden dev borç dağı değil. Bundan daha da tehlikelisi, ülkenin 2008 Sonbaharı’ndaki Lehman Brothers iflasından beri bir türlü kurtulamadığı, aşağı doğru giden sarmal. Yenilik sözü ile göreve gelen Başkan Barack Obama, bu eğilimi tersine çevirmeyi başaramadı. Cumhuriyetçiler bunu yapmayı bile denemediler ve tam tersine radikal, köktenci politikalarını kutsadılar. Şimdiki durumda devletin bir tetikleyici olarak başarısız olması, ABD’nin başına gelebilecek en kötü seçenek."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülay Topçu

Editör: Ercan Coşkun