1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

24.01.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar24 Ocak 2006
https://p.dw.com/p/Abni

Alman gazetelerinde geniş yer verilen öncelikli konu, Alman ajanlarının Irak Savaşı sırasındaki faaliyetlerinin soruşturulmasına yönelik Federal Meclis Komisyonu’nun Yeşiller Partisi’nin vetosuyla şimdilik oluşturulamaması. Ayrıca Almanya Başbakanı Angela Merkel’ın kısa Fransa ziyareti ve yarın Filistin özerk bölgelerinde yapılacak parlamento seçimleri ve Pamuk davası da dikkat çeken diğer konular.

Süddeutsche Zeitung gazetesinde, Türkiye’de Orhan Pamuk davasının düşmesine ilişkin yorum “Keyfi Reform” başlığıyla veriliyor. Eleştirel yorumda şu görüşlere yer veriliyor:

“Orhan Pamuk’un mahkeme önüne çıkarılmaması iyi haber. Türk Adalet Bakanı’nın, ülkenin adalet makamlarının iyi işlediğini söylemesi ise kötü. Yazar Orhan Pamuk’a reva görülen muamele ve katil Mehmet Ali Ağca’nın yanlışlıkla tahliye edilmesi göz önüne alınırsa, Türk adaletinin daha pek çok reforma ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor. Ankara, AB’nin isteği doğrultusunda Türk Ceza Kanunu’nda bazı reformlar yaparak, AB düzeyine geldiğini sanıyordu. Yeni yasaların uygulamadaki zorlukları bir yana, şimdilerde, 301’inci madde gibi, kimi eski ceza maddelerinin de yeniden sahneye çıktığını görüyoruz. ‘Türk devleti ile onun kurumlarını aşağılamak’ suçunu kapsayan bu madde, otoriter rejimlerden kalma keyfi bir ceza maddesidir. Pamuk davasının düşmesi iyi bir gelişme. Ama bunu, Türkiye’de düşünce özgürlüğünün zaferi olarak görmek hata olur. Nitekim, çok sayıda aydın, yazar ve yayıncı bu maddeden yargılanmayı bekliyor ve hiçbiri Pamuk’un sahip olduğu koruyucu üne sahip değil. Bu keyfi ceza maddeleri derhal ortadan kaldırılmalıdır.”

Alman gazetelerinde bugün yoğun olarak ele alınan asıl siyasi konu, Alman dış istihbarat kuruluşuna bağlı ajanların Irak Savaşı sırasındaki faaliyetleri. Konunun aydınlatılabilmesi için üç muhalefet partisi, Hür Demokrat Parti, Yeşiller Partisi ve Sol Parti bir meclis araştırma komisyonu kurulması yönünde talepte bulunmuştu. Ancak bu üç partiden biri olan Yeşiller’in dünkü vetosu sonucu, komisyonun oluşması şimdilik suya düşmüş oldu. Münchener Merkur gazetesi, Almanca’daki bir özdeyiş ile yorumuna giriyor:

“Üç kişi tartıştığında, buna dördüncü kişi sevinir. Başbakan Angela Merkel, Yeşiller, liberaller ve Sol Parti’nin birbiriyle nasıl dalaştığından çok memnun olsa gerek. Ajanların, Bağdat’taki faaliyetlerini araştıracak olan komisyonun oluşturulması konusunda üç muhalefet partisi hala son seçim kampanyasının alışkanlığı içinde hareket ediyor: Liberaller, eski Sosyal Demokrat - Yeşil koalisyon hükümetinin büyük bir yalandan ibaret olduğunu kanıtlamaya, Yeşiller, kendi partilerinden eski Dışişleri Bakanı Fischer’i barış elçisi olarak göstermeye çalışıyorlar. Eski Doğu Alman sosyalistlere kalsa, onlar da Almanya’nın tüm güvenlik birimlerini bir an önce bertaraf etmenin yollarını arayacaklar.”

Die Welt gazetesinin, muhalefetin tek bir ağızdan konuşmadığına işaret ettiği yorumunda, durumdan şu siyasi sonuç çıkarılıyor:

“Yeşiller’in vetosu sonucu araştırma komisyonu oluşturulamamış olsa bile, şimdi hükümetin derhal girişimde bulunması gerekir. Hükümetin, Alman gizli servislerinin Irak Savaşı sırasında oynadığı rolü tüm ayrıntılarıyla meclis kontrol komisyonuna aktarma yükümlülüğü bulunmaktadır.”

Almanya Başbakanı Angela Merkel, dün Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile kısa bir çalışma toplantısında buluştu. Chirac’ın, terörist saldırılar karşısında nükleer silah kullanabilecekleri yolundaki açıklaması nedeniyle bu ziyaret, Almanya’da merakla izlendi. Düsseldorf’ta yayımlanan Handelsblatt gazetesinin yorumunda, Merkel ziyaretine ilişkin şu satırları okuyoruz:

“İran’ın tartışmalı nükleer programıyla ilgili krizde Almanya, Rusya ve Çin’i de yanına alarak ortak bir tavır almaya çalışırken, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, nükleer güç tehdidi gibi tuhaf açıklamalarıyla dünya kamuoyunu ve ortak tavır konusunda çekingen davranan ülkeleri itiyor. Bu kapsamda Fransız medyası, Almanya - Fransa ilişkilerini, balayı yaşayan çift ilişkisine benzetiyor. Chirac karşıtları ise bu Fransız - Alman çiftin birbirini henüz aldatmadığına işaret ediyor, ama ilişkiye de bir türlü giremediği gibi benzetmeler yapıyorlar.”

Filistin özerk bölgelerinde yarın yapılacak parlamento seçimlerine ilişkin Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde yer alan yorum ise şöyle:

“İsrail’in İslamcı Hamas’a karşı oynadığı rol bulmaca gibi. Aslında İsrail’in hedefi bu örgütü zayıflatmak. Hamas da İsrail’i yok etme amacı güdüyor. Ama yarınki seçimden eğer Hamas güçlü çıkacak olursa, buna önayak olan da yine İsrail’dir. Bu örgütün kuruluşundan bu yana İsrail, Yaser Arafat liderliğindeki El Fetih’i zayıflatmak amacıyla hep Hamas’ı kendi emelleri uğrunda kullandı. Şimdi El Fetih’in boşluğunu dolduran Hamas’ın seçimde reel şansı doğuyor. Seçmen, yönetim kadrosu fazla başarılı olmayan El Fetih yerine, İsrail’in şu sıralarda çekinerek baktığı Hamas’ı yeğlemesi kimseyi şaşırtmayacaktır.”