24.01.2012-Alman basınından özetler

Frankfurter Allgemeine Zeitung, AB'nin İran'a petrol ambargosu uygulama kararını şöyle değerlendiriyor:

“İran’ın petrol ihracatının yüzde 20’si AB ülkelerine gidiyor. Üçte ikisi ise Asya’ya. AB’nin ambargo kararının anlamını ölçebilmek için bu oranı göz önünde bulundurmak gerekiyor. İran’ın en önemli müşterileri, Batı’nın ambargosuna pek de sıcak bakmayan Asya ülkeleri. Bu nedenle İran Batı ambargosu nedeniyle hemen bir gecede iflas etmeyecek, İran rejimi çökmeyecektir. Buna rağmen Avrupa’nın, ABD’nin uyguladığı yaptırımları izleyen petrol ambargosu çok büyük önem taşıyor. Bu karar, Avrupa’nın İran’ın nükleer programıyla ilgili pes etmeyeceğini, bunun için kendi ekonomik çıkarlarını bile tehlikeye atabileceğini gösteriyor.”

Süddeutsche Zeitung ise petrol ambargosunun yaptırım politikaları zincirinde son halka olduğu değerlendirmesinde bulunuyor:

“İran’ın nükleer silahlanmasıyla ilgili kavgada son aşamaya girildi. AB, İran’a karşı yeni cezaî önlemlerle elindeki yaptırım kartlarını tüketti. Artık İran ekonomisinin, kalbinden, petrolden vurulması, merkez bankasının felç edilmesi sözkonusu. Daha fazlası da olamaz. Anlaşmazlığı barışçıl yollardan çözmek için neredeyse on yıldır devam eden denemeler çerçevesinde bu son aşama. İran bundan da etkilenmezse geriye aslında sadece askerî yol kalıyor.”

Stuttgarter Zeitung ise Mısır'da Müslüman Kardeşler'in seçim zaferini ele alıyor:

“Müslüman Kardeşler ülke siyasetinde öksüz kalan merkezi, İslamî sloganlarla ele geçirmeyi başardı. Ancak merkezdeki konumunu siyasî açıdan sağlamlaştırabilmenin tek yolu, ‘Çözüm İslam’dadır’ sloganının içini, somut politikalarla doldurabilmek. Çünkü sosyal politikalar Kur'an-ı Kerim’deki yoksullara yardım düşüncesinden ibaret değil. Ekonomi politikaları da İslamî faiz kuralları ve ‘Bırakınız yapsınlar’ şeklindeki liberal öğretinin birleşimiyle bitmez. Coşku ve kutlama havası geçtiğinde, bunu Mısır’ın yeni yöneticileri de hızlı bir şekilde kavrayacaktır.”

Nürnberger Nachrichten gazetesi ise Almanya'daki antisemitizm araştırmasını konu alıyor:

“İsrail’in mevcut politikalarına yönelik haklı eleştiriler kayıtsız bir şekilde Yahudi düşmanlığı ile karışıp duruyor. Almanya’daki Protestanların, Katolik ya da ateistlerin, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun beton politikalarıyla ne kadar ilgisi varsa, Alman Yahudilerin de o kadar ilgisi var. Önyargıları besleyen, hep bilgisizlik ya da yalan yanlış bilgiler oluyor. Halbuki bu bilgi eksikliğini gidermek hiç de zor değil. Bu, öğretici ve keyifli bir şekilde yapılabilir. Kendilerine ilgi gösterilmesinden ve ziyaret edilmekten memnuniyet duyan Yahudi müzeleri ve iyi ki de giderek büyüyen Yahudi cemaati yoluyla.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ayhan Şimşek