24.04.2007 - Alman basınından özetler...

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi, Fransa’da ilk kez muhafazakar sağın adayı Sarkozy’nin güçlü bir devlet, sertlikten yana bir polis gücü, sert yabancı politikaları, milliyetçi bilincin yükselmesi, sosyal politikaların tırpanlanması ve ekonominin daha da liberalleştirilmesi yönünde bu kadar açıkça tavır alabildiğini belirtiyor. Yorumun devamında şu görüşleri okuyoruz: “Eleştirmenlerin ona atfen söyledikleri, kullandığı sözlerde aşırılığa düşmesi durumu, seçmeni hiç etkilememişe benziyor. Tam tersine, aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin rezervlerinden de bir milyon kadar oy topladı.”

Stuttgarter Zeitung gazetesi aynı konudaki yorumunda, Fransa seçimine katılımın yüksek olmasını dikkate alarak, angaje olmuş seçmenin nasıl bir değişim arzu ettiğini soruyor ve buna yorumunda şu yanıtı veriyor: “Herhalde kendisine acı verecek bir değişim değil istediği. Ama ilk turun galipleri işte tam da bunu seçmene vaadediyorlar ve seçmene düş dünyası da sunuyorlar. Sarkozy, yoksul katmanlara destek vereceğini söylüyor. Bunu nasıl yapacağı belli değil. Sosyalist Royal de, daha adaletli bir dünya ve sosyal durumu kötü olanlara refah vaadediyor. Bunun devlete 35 milyar euroya mal olacağını da söylüyor. Ama bunu nasıl karşılayacağından hiç söz etmiyor.”

Erfurt’ta yayımlanan Thüringer Allgemeine Zeitung ise halk oylamalarının Sarkozy’yi ikinci turda kesin cumhurbaşkanı göstermesinin onun pek hoşuna gitmeyeceğini belirterek, çünkü böyle bir yaklaşımın, ikinci turda yandaşlarının oy kullanmamasına yolaçabileceğine değiniyor. Yorumun devamında şu satırları okuyoruz: “Ancak banliyölerdeki göçmen gençlerden ‘haydutlar’ diye bahseden Sarkozy’e göçmenlerin oy vermeyeceği kesin. Ama aynı zamanda bu çıkışla Sarkozy, aşırı sağın 3 milyon 800 bin oyunu da garantilemiş durumda. Sarkozy ayrıca, seçimde üçüncü sıraya düşen liberal Bayrou’nun da kendisine destek olacağını hesap ediyor. Çünkü Haziran ayında yapılacak meclis seçimlerinde liberaller, sosyalistlerden ziyade muhafazakarlar ile ittifaka gitmeyi yine yeğleyeceklerdir.”

Son olarak Heidelberg’de yayımlanan Rhein-Neckar gazetesinin vefat eden Boris Yeltsin ile ilgili yorumuna göz atıyoruz: “Boris Yeltsin şüphesiz Kremlin’in son rock’n roll’cusu konumundaydı. Gorbaçov’a karşı hareket eden tankların üzerine gittiğinde de, devlet aygıtını küçük oligarşik, hırslı bir zümreye devrettiği dönemde de, tüm bunları büyük bir soğukkanlılıkla yaptı.Yeltsin ayrıca, görmezden gelmek suretiyle ülkede yolsuzluklara meydan vermiş olan, Rusya’yı 90’lı yıllarda iki kez kıtlığın eşiğine getiren de liderdi. Ama her şeye rağmen Rusya, iyi veya kötü olan biten her şeyi Yeltsin’e borçlu olduğunu da unutmamalı.”