1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2411 Presseschau 1

24 Kasım 2011

Bugünkü Alman gazeteleri Türkiye'deki Dersim olayları tartışmaları, Euro tahvili konusunda Almanya ve AB Komisyonu arasındaki görüş ayrılığı ve Federal Meclis'teki bütçe görüşmeleriyle ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/13GHs

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1930’ların sonlarında Dersim olaylarında yaklaşık 14 bin Kürt vatandaşın öldürülmesiyle ilgili olarak ‚devlet adına özür dilemesini’ analiz ediyor:

„Günümüzde Dersim’in adı Tunceli. Bu isim değişikliği de kanlı bastırılan isyanın her iki halkın ortak belleğindeki hatıralarını silmeye hizmet ediyor. Bu isyanın bastırılmasının kısmen Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk’ün hayatta olduğu ve Cumhuriyeti'in kökleştirilmesi gereken bir dönemde vuku bulması, Erdoğan’ın sözlerini daha da anlamlı kılıyor. Atatürk bir ikon olduğu için ona yönelik eleştiriler genellikle geri dönüyor. Atatürk 1925 yılında Kürt Şeyh Sait isyanının da bastırılmasını sağlamıştı. Tarih düzeltilemez, ancak barış ve uzlaşma sözleri günümüzdeki sorun ve çatışmaların yatışmasına yardımcı olabilir.“

Bugünkü gazetelerin ağırlık verdiği bir başka konu ise Federal Meclis’teki bütçe görüşmeleriyle ilgili olarak dün yapılan oturum. Stuttgarter Zeitung konuyu şöyle yorumluyor:

„Koalisyonun geçtiğimiz yıllarda toplam devlet harcamalarını artırmaması, ölçülü davranıldığını kanıtlıyor. Koalisyon bu sayede bütçe konsolidasyonunda ilerleme kaydedebildi. Ancak buna rağmen konjunktürün güçlü olmasından yararlanarak yeni borçlanmanın azaltılmasına daha fazla ağırlık vermek zorundaydı. Angela Merkel’in sürekli söylediği şey doğru: Almanya son ekonomik krizin olumsuz sonuçlarını hızlı biçimde atlattı. Ancak bu durum bütçeye yansısaydı, işte o zaman bilanço daha parlak, daha ikna edici olurdu.“

Braunschweiger Zeitung ise Merkel hükümetini izlediği çizgi nedeniyle eleştiriyor:

„Hükümet iyi günlerde gelecek için önlemler alma fırsatını kaçırdı. Konjunktür gerçekten hissedilir bir biçimde çökerse ne olacak? Muhalefet, hükümeti izlediği bu çizgi nedeniyle eleştirmekte haklıydı. Ancak Angela Merkel şaşırtıcı bir özgüvenle, yöneltilen bütün suçlamalara ilgisiz kaldı. Bunun acısı yakında çıkacak: Alman devlet tahvillerinin açık artırmaya çıkarılması sırasında yaşanan dünkü fiyasko, Almanya’nın da piyasaların güvensizliğini hissetmeye başladığını gösterdi. Hükümet kısa bir süre içinde kredileri için çok daha yüksek faiz ödemek zorunda kalabilir. Sadece bu bile bütçe planlarını çökertecektir.“

Badische Neueste Nachrichten ise Almanya Başbakanı Angela Merkel’in AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile Euro tahvili konusundaki görüş ayrılığını ele alıyor:

„İstikrar Birliği’ne giden yol daha çok uzak. Ve bu yol, AB üyesi ülkelerin ulusal egemenliklerinden bugüne kadar göründüğünden çok daha geniş kapsamlı biçimde vazgeçmesini zorunlu kılıyor. Sorun şu: Bu durum antlaşmaların değiştirilmesini gerektiriyor ve bunun için de zamana ihtiyaç var. Ancak piyasalar Euro kurtarıcısı ülkelere bu zamanı tanımıyor. Ülkeler, borç krizi yangınının, para birliğinin kalbine kadar yayılmasını engellemek için acilen bir duvar örmek zorunda.“

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülay Topçu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu