1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

25 üyeli AB bir yaşında

Petra Kohnen30 Nisan 2005

AB’nin 25 üyeye çıkarak genişlemesinin birinci yıldönümü. 1 Mayıs 2004’te Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovenya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Malta ve Kıbrıs Rum kesimi AB’ne katılmıştı. Bu genişleme birliğin yeni üye ülkelerini nasıl etkiledi? Eski üye ülkeler yeni üyelere alışabildi mi?

https://p.dw.com/p/AarM
AB ülkeleri ortak Anayasa konusunda hala görüş ayrılıkları yaşıyor
AB ülkeleri ortak Anayasa konusunda hala görüş ayrılıkları yaşıyor

AB’ne yeni üye olan ülkeler genişlemenin ilk yılında farklı tecrübeler edindi. Yeni üye ülkelerin vatandaşları ile yapılan anket sonuçları, olumlu bir tablo çiziyor. Ekonomileri büyüyor, AB’nin mali yardımları bu ülkelere akıyor, seyahat etmede kolaylıklar yaşanıyor ve özellikle gençlere eğitim alanında öğrenci değiş-tokuş programı olanağı sunuluyor. AB’nin eski üye ülkeleri ise birliğin genişlemesinden endişe ediyor. Batı Avrupalılar işyerlerini kaybetme korkusu taşıyor. Örneğin İsveç’teki Volvo fabrikasında Doğu Avrupalı işçiler fiyatları düşürdükleri gibi diğer işçiler gibi talepte de bulunmuyorlar. İsveç Ekonomi Bakanı Thomas Östros AB’nin, hizmet sektöründe planladığı değişiklikleri eleştiriyor. Östros, bir işçinin geldiği ülkenin belirlediği çalışma standartlarını taşıması prensibinin sakıncalarını şöyle anlatıyor:

“Bizim stratejimiz Brüksel tarafından verilen direktiflerin her birini tartışmak, sosyal dampingi önleyecek ancak serbest ticarete de açık olacak sağlıklı bir çözüm bulmak. Buna hedefimize erişebilirsek, Almanya’nın yaptığı gibi bazı istisnaları uygulamaya geçirmek istiyoruz.”

Maaşlar eşitlensin

Almanya ve Fransa, AB’nin tüm ülkelerinde çalışanların maaşları aşağı yukarı eşitlenenene kadar geçiş dönemi kurallarının uygulanmasını önerdi. Bununla işçilerin saat ücretlerinin birkaç euro olmasının önüne geçilebilmesi ve asgari bir ücretin planlanması hedefleniyor. Avrupa’nın birçok ülkesindeki hastabakıcı, tamirci, işçi ve çiftçiler Doğu Avrupalı meslektaşlarıyla rekabet etmekte zorlandıkları için işyerlerinin tehdit altında olduğunu savunuyor. Fransız genç bir çiftçi şöyle konuşuyor:

“Genç bir çiftçi olarak Avrupa’nın genişlemesinden kaygı duyduğumu söyleyebilirim. Hepimiz, birliğin belirlediği ortak tarım politikasına bağımlı haldeyiz.”

Genişlemeye tepki

Ucuz işçi, maaşlar arasındaki uçurum ve işletmelerin üretimi Doğu Avrupa ülkelerine kaydırması, AB’nin genişlemesine tepkiyi doğurdu. Örneğin Fransa’da bir ay sonra yapılacak AB Anayasası’nın oylanacağı referandumdan “hayır” oyunun çıkması bekleniyor.

İngiltere iş pazarını yenilere açtı

İngiltere ise diğer birlik ülkelerinden farklı olarak iş pazarını yeni üye ülkelere açmayı tercih etti. Kaçak çalışmanın önüne geçilmesi için yeni üye ülke vatandaşlarının bazı birimlere başvuruda bulunması zorunluluğu getirildi. İngiltere’deki Polonyalılar Birliği’nin Başkanı Jan Mokşitzki İngiltere’de iş arayanların üç gruba ayrıldığını söylüyor ve bunu şöyle açıklıyor:

“İlk gruptakiler bankacı, doktor ve bilgisayar uzmanı gibi kalifiye elemanlar. Genellikle Polonya’dan bize başvuruda bulunup, belirli bir süreyi kapsayan sözleşmelerle İngiltere’ye geliyorlar. İkinci kategoridekiler de İngilizcesi olan, iyi bir eğitim almış elektrikçi ve çilingir gibi işçiler. Üçüncü ve problemli olan son grupsa İngilizce konuşamayan, hiç parası olmayan Polonyalı göçmenler. İngiltere’yi taşı toprağı altın bir ülke olarak görüyorlar.”

Bu grup doğal olarak hayalkırıklığı yaşıyor ve genellikle sokağa düşüyor. Ancak Polonya nüfusunun yüzde 60’ı, iyi eğitim almış, motivasyonu güçlü, çalışkan ve birliğin genişlemesinden memnuniyet duyan vatandaşlardan oluşuyor. Genişlemeden memnunlar çünkü ekonomileri birliğe girdikleri süreden bu yana iki kat büyüdü.

Macaristanlılar'ın tercihi Avusturya

Macaristanlılar ise Polonyalılar’ın tersine kendi ülkelerinde kalmayı ya da sadece komşu Avusturya’ya çalışmak amacıyla gitmeyi tercih ediyor. Birliğin bir başka yeni ülkesi Çek Cumhuriyeti’nde de iyimser bir hava hakim. Çek Cumhuriyeti’nin AB Komisyonu’ndaki üyesi Vladimir Spidla geleceğe iyimser bakan politikacılardan:

“Yapılan kamuoyu anketleri benim iyimser olmama yardım ediyor. Çek Cumhuriyeti’ndeki insanlar Avrupa’ya daha fazla uyum sağlamak istiyor. Avrupa’nın ortak bir güvenlik ve dış politikasını olmasını istiyorlar. Sanırım birliğin genişlemesi konusunda vatandaşların görüşü, siyasi partilerinkinden farklı.”

Spidla bu sözleriyle aslında Avrupa düşmanı Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı Vaclav Havel’i kastediyor. Havel AB Anayasası’nı reddediyor. Yapılan anketlere göre ise Çek halkının yüzde 70’i Havel’in tersine ülkenin AB üyeliğinden memnun.

Slovakya'da kiralar arttı

Yeni üye ülkelerden Slovakya’da ise durum farklı. Birliğe üyelikten sonra ülkede kiralar ve gıda maddelerinin fiyatları artış kaydetti. Devlet çocuk parasını da kıstı. Ancak ülkedeki işletme vergilerinin yüzde 20’nin altında olması yatırımı cazip kılıyor. Bu avantjı kullanan ülkelerin başında da Avusturya geliyor.

Slovenya Euro'ya hazırlanıyor

Birliğin yeni bir diğer ülkesi Slovenya’da vatandaşlar kendilerini çok uzun süredir AB vatandaşı hissediyor. En önemli hedefleri 2007 yılına kadar AB’nin ortak para birimi Euro’ya geçebilmek. Bu hedeflerine ulaşabilmek için çok sıkı bir tasarruf planı hazırladılar ve özelleştirmeye ağırlık verme kararı aldılar.

Baltık ülkelerinde sorun eğitim ve sağlık sistemi

Birliğin yeni üye üç Baltık ülkesi Estonya, Letonya ve Litvanya’da ekonomi büyüyor. Modern başkentler Avrupa resmine uyuyor. Ancak bu ülkeler de özellikle sağlık ve eğitim gibi sosyal alanlarda sorun yaşıyor. Bu üç ülkenin bu alanlara yatırım yapması zorunlu.

Birliğin en küçük ülkeleri Malta ve Kıbrıs

Yeni üye ülkelerden Malta 400 binlik nüfusuyla birliğin en küçük ülkesi. Bir diğer küçük ülke ise Kıbrıs Rum kesimi. Kıbrıs Rum kesimi vatandaşlarının yıllık ortalama geliri, birliğin 15 ülkesindeki vatandaşların gelirinin yüzde 80’ine tekabül ediyor. İşsizlik yüzde 2.5 oranında. Ekonomi mükemmel bir seyir izliyor. Sadece politikada sorun yaşıyorlar. Rum kesiminin Türk kesimi ile yaşadığı gerginlik giderilebilmiş değil.