1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

25 yıllık sır perdesi

28 Şubat 2011

28 Şubat 1986 tarihinde karısıyla birlikte gece sinemadan eve dönerken Stockholm’ün ana caddelerinden birinde öldürülen İsveç’in eski başbakanı Olof Palme’nin katili hala bulunamadı.

https://p.dw.com/p/10Qf9
İsveç Başbakanı Olof Palme 1986 yılında düzenlenen suikast sonucu hayatını kaybetti
İsveç Başbakanı Olof Palme 1986 yılında düzenlenen suikast sonucu hayatını kaybettiFotoğraf: AP

Geçen yıl yasa maddesi değiştirildiğinden, cinayet soruşturmasıyla ilgili dosyalar artık zaman aşımı nedeniyle rafa kaldırılmayacak. Polis gerek duyduğu sürece Palme soruşturması da devam edecek. Cinayete ilgili soruşturma halen dört polisten oluşan bir ekip tarafından sürdürülüyor

İsveç'i derinden sarsan cinayetin üzerinden çeyrek asır geçmesi nedeniyle bu yıl ülke genelinde Olof Palme'yi anma etkinlikleri düzenlendi. Cinayeti izleyen yıllarda tetiği çeken ve çektirenler üzerine çok sayıda kitap yayınlanmıştı. Son yıllarda ise Olof Palme’nin siyasi kişiliği üzerine yazılan kitaplar dikkati çekmekte. Bir haftadır gazetelerde de çok sayıda yorum yayınlandı. Bunların hiçbirinde katil ya da katili yönlendirenler hakkında görüşlere yer verilmedi. Soruşturmayı yürüten ekip de geçen hafta basın toplantısı düzenleyerek, belgelerin toplandığı arşiv odasını gösterdi ve ilginç bilgiler verdi.

Kriminolog “Katil bulunamaz”

Federal Almanya başbakanlarından Willy Brandt
Federal Almanya başbakanlarından Willy BrandtFotoğraf: AP

Arşivde binlerce kişinin ifadesinin yer aldığı raflardaki yan yana dizili dosyaların uzunluğu 225 metre. Arşivdeki ilk soruşturma dosyasında cinayeti PKK’nın işlediği yolundaki iddialar üzerine yapılan operasyonların dökümü bulunuyor.

Dosyalarda polisin ihbarlara dayanarak sorguladığı kişilerin yanı sıra kendi iradesiyle polise gelip Palme’yi öldürdüğünü iddia edenlerin ifadeleri de var. Palme'yi öldürdüğünü iddia edenlerin sayısı da 130.

Cinayeti aydınlatmak amacıyla yapılan çalışmaların ekonomik bilançosu ise 500 milyon kron.

Katili ihbar edene verilecek 50 milyon kronluk ödül 25 yıldır sahibini bekliyor. Ortalama her gün iki ihbar geliyor, ama bugüne kadar bunlardan hiçbir sonuç elde edilemedi. Soruşturma ekibi umudunu yitirmiş değil ancak kriminolog Prof. Leif G W Persson'a göre polis başından itibaren birçok hata yaptığından cinayetin aydınlatılması olanaksız.

Siyaset dünyasının yıldızıydı

Olof Palme 1980 yılında seçim öncesi Sosyal Demokrat Anna Lindh ile birlikte
Olof Palme 1980 yılında seçim öncesi Sosyal Demokrat Anna Lindh ile birlikteFotoğraf: picture alliance/dpa

Olof Palme varlıklı burjuva bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Genç yaşta sosyalist görüşleri benimsedi. Hukuk fakültesini bitirdikten sonra Sosyal Demokrat Başbakan Tage Arlander’in yanında danışman olarak çalışmaya başladı. Emeklilik ve eğitim reformlarının mimarı olarak göz doldurdu.

Sosyal refah devletini güçlendirmek için yaptığı bütün reformlar sağ kesimde tepkilere yol açtı. Olof Palme sınıfına ihanet etmiş olmakla suçlandı.1970’lerde Willy Brandt ve Bruno Kreisky ile birlikte sosyal demokrasinin üç önemli isminden biri olarak öne çıktı. Vietnam Savaşı nedeniyle ABD’ye çok ağır eleştirilerde bulundu. Silahlanmaya karşı, barış için mücadele edenlerin sembolü haline geldi.

1980’lerin başında ABD’nin Orta Avrupa’ya Pershing ve Cruise füzeleri yerleştirme planına da şiddetle karşı çıktı. İsveç ordusunun silahlanma bütçesinin artırılması taleplerini de geri çevirdi. Uluslararası siyaset sahnesinin yıldızı olarak parlıyordu.

Sol ve sosyal demokrat kesimin yıldızıydı ama, aşırı sağçı ve ırkçı örgütlerce düşman ilan edilmişti. Ordu ve polis içinde Palme’yi Sovyet ajanı olarak görenlerin varlığından söz ediliyordu. Olof Palme iç ve dış politikanın bu konjonktürel durumunda öldürüldü.

Palme'nin tercihi ahlâkiydi

Palme'nin ölümünden sonra sosyal demokrat partinin başına geçenler onun yerini dolduramadılar. Willy Brandt da Bruno Kreisky de, Palme’den yaşlıydı. Birkaç yıl sonra onlar da ölünce sosyalist enternasyonal, politik vizyon geliştirmek yerine, bazı ülkelerin etnik sorunlarıyla uğraşan, politik bakımdan zayıf, etkisiz bir klüp haline dönüştü.

Bugün Olof Palme'nin siyasi kişiliği gündeme geldiğinde, ‘'acaba günümüzün sorunlarına nasıl yaklaşırdı’’ sorusunun yanıtı aranıyor. Palme için politika ahlâki bir sorundu. Önem verdiği değerler siyasi konjonktüre göre değişmiyordu. İnsanlar için fırsat eşitliğini savunuyor, adil bir sistemin reform yoluyla kurulmasını istiyordu. Serbest pazar ekonomisinden yanaydı ama kâr amaçlı sağlık ve eğitim sistemine karşıydı. O yüzden bugün geleneksel muhafazakârların bile eleştirmeye başladığı yeni liberal düzene mutlaka karşı çıkardı.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Osman İkiz / Stockholm


Editör: Ahmet Günaltay