1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2501 Presseschau 2

25 Ocak 2011

Bugünkü Avrupa basını, Moskova'daki kanlı intihar saldırısının yanı sıra Filistin ile İsrail arasındaki müzakerelere dair gizli belgelerin ifşa olmasını yorum sütunlarına taşıyor.

https://p.dw.com/p/102WT

Sol liberal Fransız gazetesi Liberation saldırıyla ilgili yorumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:

"İlki kadar şiddetli olan 2'inci Çeçenistan Savaşı, radikal İslamcı başkaldırıyı bastırdı ve onbinlerce sivilin ölümüne neden oldu. Rus Ordusu'nca yapılan gözaltı ve kaçırmalar, işkenceler, mahkemede yargılamaksızın gerçekleştirilen infazlar ve ordunun emriyle hareket eden milisler, sonu gelmeyen intikam saldırılarına dönüştü. İşte bu intikamın sembolü ise Kafkasların 'kara dulları' oldu. Yani öldürülen İslamcıların eşleri ya da kızları. Ve her seferinde bu korkunç saldırıların şiddeti, baskının giderek artmasını beraberinde getirdi. Putin-Medvedev ikilisi, yine Batılı partnerlerinin de onayı ile ortak düşmanlara karşı mücadelede benzer icraatlara imza atacaklar."

İtalya'dan La Stampa gazetesi ise Domodedovo'daki saldırıyla ilgili olarak şu satırlara yer veriyor:

"Moskova'daki havaalanını harap eden saldırının Kafkaslardaki radikal İslamcı teröristler tarafından düzenlendiğinden, çok az sayıda Rus şüphe ediyor. Saldırıyı kimin düzenlediği konusunda hemen bir tespitte bulunmak için erken. Ancak saldırıyla ilgili tutulan ilk protokellerde, Arap kökenli bir teröristten bahsediliyor. Eğer bu bilgi doğrulanırsa, o zaman Kremlin saldırganın kökenini, şimdiye dek iddia edildiği gibi, bu saldırının arkasında El Kaide'nin bulunduğunu ispat etmek için kullanır. Kafkaslardaki teröristlere Araplardan mali desteğin gittiğinden pek şüphe edilmiyorsa da, burada acı gerçek başka: Rus cihadı, ev yapımı; yani Rusya'ya ait."

Polonya'dan Rzecpospolita'nın yorumu şöyle:

"Kremlin Çeçenistan'daki ayrılıkçıların isyanını bastırdıktan sonra, gerillalar savaşlarını sürdürebilecekleri, komşu Dağıstan ve İnguşetya'ya çekildi. Dünyanın diğer ülkelerindeki radikallerin desteğini alabileceklerini biliyorlar. Bağımsızlık için başlatılan Çeçenistan Savaşı, Müslüman bir emirliğin kurulması için ideolojik bir meydan savaşına dönüştü."

Avusturya'dan Kurier ise bugünkü sayısında, Filistinle İsrail arasında 2008 yılında yapılan müzakerelerde, Filistin tarafının büyük tavizler vermeyi teklif ettiğini gösteren belgelerin yayımlanmasını analiz ediyor. Yorumda El Cezire ile The Guardian'da yayımlanan belgelerin kimin işine yaradığı sorusuna yanıt aranıyor:

"Bu belgelerin ortaya çıkmasından yararlanan tek grup, Hamas. Bugüne dek işbirliği yerine çatışılması, karşı karşıya gelinmesi için çabalayan Hamas izlediği stratejinin doğrulandığı duygusuna kapıldı. Bölgede radikalleşmenin devam etmemesi için İsrail'e baskı artmalı. Dünya, sorumluların her uzlaşmayı nasıl bloke ettiğini, yeterince uzun bir süre seyretti. Bu özellikle ABD için geçerli. ABD bu bilgileri, İsrail'deki dostları ile nihayet gerçekleri bütün çıplaklığıyla konuşmak için bir uyarı olarak kavramalı."

Danimarka'dan Information gazetesi ise aynı konuyla ilgili yorumunda, ortaya çıkan belgelerin aslında hiç de şaşırtıcı olmadığı görüşünü savunuyor:

"Kamuoyuna yansıyan belgeler, Batı Şeria'daki Filistin yönetiminin İsrail'in elinde nasıl bir balmumu gibi şekillendiğini gösteriyor. Barış süreci denilen, aslında gizli bir sömürgeleştirmeden başka birşey olmayan, bu umutsuz süreci uzun süredir takip eden gözlemciler, belgelere gelen genel tepkiye şaşırıyor. Aslında belgelerin içeriği uzun süredir biliniyor. Herkes Kudüs konusundaki bir çözümün, orada yaşayan 100 bin Yahudi yerleşimci dikkate alınmaksızın mümkün olmayacağını biliyor. Filistin Özerk Yönetimi'nin çıkarları satması, geride demokratik bir yönetimden çok Arap bir yönetim bırakan Yaser Arafat dönemine kadar uzanıyor. Bütün bunlardan en fazla yararlanan ise İsrailliler. Daha fazlasını, hatta herşeyi istiyorlar."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa