1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

25.02.2011 - Avrupa basınından özetler

25 Şubat 2011

Arap dünyasında yaşanan çalkantılar ve Avrupa’da İslam ile diyalog, bugünün Avrupa basınından seçtiğimiz yorum konuları…

https://p.dw.com/p/10PRS

Fransız Liberation gazetesi, Avrupa’nın Arap dünyasındaki isyan karşısında çekimser tutumunu eleştiriyor:

“Akdeniz ülkeleri var gücüyle diktatörlükleri deviriyor. Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle karşılaştırılabilecek bu olaylar karşısında Avrupa ve Fransa ne diyor peki? Hiçbir şey ya da neredeyse hiçbir şey. Ilımlı bir ifade kullanmak gerekirse, Avrupa’daki siyasi sorumluların olayların boyutunu anlayamadıkları görülüyor. Avrupa Arap baharının halklarının yanında yer almak için daha ne bekliyor? Mısır, Tunus gibi ülkelere, on yıllar süren zulmün ardından yeniden doğrulmalarına yardım etmek için ne bekliyor? Libyalılar’ın neden bir ruh hastası tarafından yönetilmeyi kabul etmesi gerekiyor? Avrupa kendi ilkeleri doğrultusunda yürümek istiyorsa, adalet ve ilerleme isteyen halkların yanında yer almalıdır.”

İsviçre’den Neue Zürcher Zeitung, ABD’nin Arap dünyasındaki olaylara gecikmeli tepki vermesinin nedenlerini irdeliyor:

“Beyaz Saray’ın çekimserliği, hükümet yetkilileri tarafından, Libya’daki Amerikalıların yaşamı ve selametinden duyulan endişe ile gerekçelendiriliyor. Libya'daki çaresiz rejimin Amerikalıları rehin alabileceği endişesi dile getiriliyor. Washington’ın çekimserliğinin arkasındaki bir başka neden, medyada çıkan haberlere göre Libya’nın elinde hâlâ belli miktarda kimyasal silah bulunması. Aslında bu silahların Bush yönetimiyle yapılan anlaşma uyarınca tahrip edilmesi gerekiyordu. Ama bu sadece kısmen yapıldı. Washington, bu silahların kullanılmasından ya da yanlış ellere geçmesinden endişeleniyor.”

Avusturya'dan Der Standard gazetesi ise yükselen petrol fiyatlarının dünya ekonomisine etkilerini irdeliyor:

“Petro fiyatlarındaki artış, mal ve hizmet üretiminin maliyetini de artıracağından enflasyon yükselecek. Malî yetkililer, fiyat artışlarını frenleyebilmek için faizleri ne zaman ve ne ölçüde yükselteceklerini çok iyi düşünmek zorunda olacak. Başta Avrupa ve çevresindekiler olmak üzere borçları yüksek ülkelerin, büyümeyi teşvik için fazla hareket alanları yok. Ancak petrol fiyatları konjonktürü tamamen batırabilecek bir faktör de değil. Petrol sevkiyatının uzun vadede durabileceğine ihtimal verilmiyor. Şu an isyanların yaşandığı ülkeler kendi çıkarları için petrol musluklarını açık bırakacaktır. Ancak petrol fiyatlarındaki bu artış dönemi, sahip olduğumuz ekonomik sistemin kalıcılığı üzerinde kafa yormak için kullanılmalıdır.”

İsveç’in başkenti Stockholm’den Dagens Nyheter gazetesi ise Arap dünyasındaki çalkantıların yarattığı mülteci akınını konu alıyor yorumunda.

“Şimdiye kadar Avrupa’ya Tunus’tan teknelerle yaklaşık 5 bin mülteci geldi. Kuzey Afrika’daki gelişmeler doğru yönde ilerlerse, bu akın ters yöne dönecektir. Bu insanların pekçoğu (Avrupa'da) zor bela geçiniyor, ayrımcılık ve ırkçılığa giderek artan bir şekilde maruz kalıyor. Evine, demokratik ve iyi durumdaki ülkesine geri dönmek onlar için bir tehdit değil, hayaldir. Topraklarına daha fazla insan gelmesi, yaşlanan Avrupa’nın istemesi gereken birşeydir. Ancak AB’nin ortak bir dış sınırı var. Bu nedenle üye ülkelerin birbirlerine yardım etmeleri gerek. İtalya ilticacıları tek başına almak zorunda kalırsa, durum iyice kötüleşebilir.”

Fransa'dan Katolik La Croix gazetesi ise Avrupa'da Hrıstiyanlık ile İslam arasındaki ilişkileri irdeliyor:

“Fransız kamuoyu araştırmaları enstitüsü Ifop'un anketine göre Fransızların yüzde 42'si İslam'ı daha çok bir tehdit olarak görüyor. Muhtemelen İslam ile İslamcılığı karıştırıyorlar. Halbuki İslamcılıkla mücadelenin tek yolu İslam'ın temsilcileriyle diyalogdan geçer. Bu tartışmada Katolik Kilisesi'ne önemli bir rol düşüyor. Din özgürlüğü ve kuvvetler ayrılığı savunulmalı. Papa 16'ncı Benedikt, 2006 yılı Eylül ayında Almanya'nın Regensburg kentinde yaptığı konuşmada, Batı dünyasının artık hoşgörü ve din özgürlüğünü neredeyse savunamaz hale geldiğini vurgulamış, bunu inanç eksikliğine bağlamıştı. Aşırı uçlara karşı savaş öncelikle bu temel değerler için verilen savaştır. İslam ile dinî açıdan tarafsız devletler arasındaki ilişkileri tartışırken bunu akıldan çıkarmamalıyız.”


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay