25.04.2011 - Avrupa basınından özetler

Suriye’de muhaliflerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar yoğunlaşıyor. Fransız Le Figaro gazetesi, Suriye’deki ayaklanmayı konu alıyor:

“Devlet Başkanı Beşar Esad baskı uyguluyor, uluslararası topluluk kendine sorular soruyor. Washington'dan Paris’e büyük güçler Şam yönetiminin zulmünü kınasalar da Esad’ın devrilmesinden aslında korkuyorlar. Böyle bir durumda Ortadoğu’daki barut fıçısını kontrolde tutmak daha da zor olabilir. Belirsizliklere karşı duyulan korku büyük. Suriye gibi, ‘Arap Baharı’nı yaşayan diğer bölge ülkelerinde de isyanlar, özgürlük ve demokrasiye susamışlığın bir göstergesi. Baas Partisi'nin laik ve milliyetçi ilkeleriyle yetişmiş genç bir Devlet Başkanı olan ve Alevi azınlıktan gelen Beşar Esad, ülkeyi demir yumrukla yönetiyor. Ve Hrıstiyan, Kürt ve Dürzîler gibi diğer azınlıkların desteğiyle gücünü böldürmeden kullanabiliyor. Babası Hâfız Esad’dan devraldığı bu akılcıl denge, Suriye’nin istikrarını yıllar boyunca garantiledi. Esad devrilecek olursa Sünnî çoğunluk öcünü alacaktır.”

İtalyan La Repubblica gazetesi ise Libya'daki durumu irdeliyor:

“Ne kadar da sinir bozucu! Libya devrim lideri Muammer Kaddafi hâlâ koltuğunda oturuyor. Halbuki şubat ayında çatışmaların başlangıcından birkaç gün sonra ülkesinde yenildiği düşünülüyordu. Oysa Trablus'taki karargahına kapanmış, oturuyor. Bu çöl generalinin direnişi Batı başkentlerinde öfke yaratsa da, zaman faktörü Libya devriminin lehine işliyor. Kaddafi giderek dışlanırken, dünyada Bingazi'deki muhalefeti tanıyanların sayısı artıyor. Dışlanmış ve çaresiz durumdaki Kaddafi sadece askerlerine ve aşiretlerin bir bölümüne bel bağlayabilir. Ama bu çevreler de Kaddafi'nin yenileceğini düşündüklerinde saf değiştirebilirler.”

İspanya’nın başkenti Madrid’den muhafazakâr ABC gazetesi, AB’de siyasi liderlik eksikliğini eleştiriyor:

“Avrupa Birliği, Avrupalılar için yarım yüzyılı aşkın bir dönem boyunca barış ve refahı garantiledi. Ama buna rağmen Avrupa’nın birliği giderek daha fazla sorgulanıyor. Brüksel’de, çözüm bulunamayan sorunlar giderek yığılıyor. AB’nin Kuzey Afrika ya da başka bölgelerde şaşaalı bir şekilde diplomatik temsilcilikler açmasının, eğer yararlı eylemlerle göz doldurmayacaksa, hiçbir anlamı yok. Eskiden Avrupa krizlerden güçlenerek çıkardı. Ama o zamanlar Brüksel’de ve diğer başkentlerde büyük siyasi liderler de vardı. Şimdi eksiklikleri hissediliyor.”

Almanya'da Paskalya Bayramı ile birlikte Paskalya Yürüyüşleri de sürüyor. Barış hareketinin bu yılki ağırlıklı protesto konuları, NATO'nun Libya ve Afganistan'daki varlığı, silahlanma ve nükleer enerji. Fransız L'Alsace gazetesinin, Almanya'daki Paskalya Yürüyüşleri ile ilgili değerlendirmesi şöyle:

“Çernobil ve Fukuşima nükleer faciaları Paskalya barış yürüyüşlerini canlandırdı. Almanya'daki bu geleneksel hareket, önceleri daha çok nükleer silahlanmayı hedef alır, sivil nükleer enerji ikinci planda olurdu. Doğu-Batı çatışmasının sona ermesi, barış hareketine ilgiyi azalttı. Cuma günü yapılan ilk gösterilerde bir zamanlar meydanları dolduran kitlelerin yüzde biri bile yoktu. Ama nükleer karşıtı protesto, güncel gelişmeler nedeniyle yeniden canlandı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Murat Çelikkafa

NOT: Paskalya Yortusu nedeniyle Almanya ve pek çok Avrupa ülkesinde günlük gazetelerin büyük bir bölümü çıkmıyor. Yarından itibaren Alman ve Avrupa basınından geniş yorumları her zamanki gibi iki ayrı derleme halinde sitemizde bulabilirsiniz.