TÜR 2508 Presseschau 2

İtalya'dan La Stampa gazetesi bugünkü sayısında Libya'da son aylarda yaşanan şiddetli çatışmaları mercek altına alıyor. Gazete, ülkeyi iç savaşın ardından zorlu bir geleceğin beklediği görüşünü savunuyor:

"NATO ve isyancıların ulaştığı zafer, muhalefetin şu sıralar yaptığı kutlamalardan yansıyan görüntülerden çok daha hassas ve kırılgan. Libya'da kavga asıl şimdi başlıyor. Bu kırılganlık ve hassaslık, savaşın dışarıdan yönlendirilip kontrol edilmesinden kaynaklanıyor. Yani, savaşın NATO tarafından yürütülmesi, Muammer Kaddafi'ye karşı muhalefet içinde siyasi bir liderin olgunlaşabilmesini olanaksız hale getirdi. İkinci önemli nokta ise bu rejim değişikliğinin etrafına bakılacak olunursa, şu sıralar kutlamalar yapan Libya ulusu için hemen, parlak bir geleceğin tahayyül edilememesi. Komşu Mısır ve Tunus'ta başlayan Arap devrimleri, ne zaman ve nasıl sona erdirilirse erdirilsin, Libya'nın kaderinde de çok önemli ve etkili sonuçlara yol açacaktır."

Hollanda'dan de Volkskrant Libya'daki gelişmeleri ele aldığı yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"40 yıldan bu yana herşeyin tek bir adamın ve onun yanlılarının etrafında döndüğü, özgür tek bir devlet kurumunun varolmadığı bir ülkede, yeni düzene geçiş çok meşakkatli olabilir. Bu adamın hâlâ özgür olması ve kamuoyuna blöf yapması, Libya'da, tıpkı diş ağrısında olduğu gibi, bir komplikasyona yol açacağını gösteriyor. İşte bu nedenle sadece Kaddafi'nin yakalanması için yüksek para ödülü konulması, anlaşılır bir durum. Bu ödül, rejimin en tepesindeki kişinin yakalanmasının ve Irak'ta başlarda yaşandığı gibi, yeni liderlerin, şimdiye kadar güvenlik güçleri içinde görev yapan normal vatandaşları dışlamadığının ne denli önemli olduğunun altını çiziyor."

Sırbistan'ın saygın gazetelerinden Politika ise Almanya Başbakanı Angela Merkel'in salı günü Belgrad'a yaptığı geziyi ve bu ziyaretten çıkan kararları ele alıyor. Yorumda, Merkel'in, Kosova politikasındaki tutumundan vazgeçmesi için Sırbistan'a yaptığı talebin Belgrad yönetimince yerine getirilmemesinin,  ülkenin dışlanmasına yolaçabileceği uyarısında bulunuluyor:

"Merkel ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç şu anki tutumlarını bu şekilde sürdürürse, o zaman bunun Sırbistan açısından sonucu, 'ya AB ya da Kosova' olur. Bu, Avrupa için pek de iyi olmaz, Sırbistan ve Sırplar açısından ise belki çok daha trajik olabilir. Avrupa böyle bir durumda hiçbir sorunu çözemeyeceğini göstermiş olacaktır. Sırbistan da AB için ayağı vuran dar bir ayakkabı haline gelir, ayrıca yaptırım bile uygulanmadan tecrit edilir. Ve Sırplar da Kosova'dan sürülen kurbanlara dahil olur."

Avrupa basınından aktaracağımız son yorum, Avusturya'dan Kurier gazetesinden. Gazetenin yorumu, ekonomik krizin yol açacağı sonuçlarla ilgili:

"Borç ve ekonomik krizlerin yol açtığı en önemli sonuç, demokratik sistemleri erozyona uğratmalarıdır. Vatandaşlar politikacılara artık güvenmiyor. Giderek daha fazla vatandaş, özellikle de gençler, haklarını sokaklarda düzenledikleri gösterilerde talep ediyorlar ve bunu, son olarak İngiltere'de görüldüğü gibi, şiddet kullanarak yapıyorlar. Politikacılar bu başkaldırıyı, seçmen gruplarının kendilerine yüz çevirmelerini hissediyor. Yunanistan'da Başbakan Papandreu hükümeti, kendisine sırtını çeviren halkı yeniden kazanmak için doğrudan demokrasi yöntemine (referandumlar) başvurmak istiyor. Ancak politikacılar, referandumlarla sorumluluklarını seçmenlerin sırtına yüklemek istiyor da olabilir. Demokrasinin beşiği olarak bilinen Atina'da siyasetçiler çantalarındaki araç ve gereçleri mantıklı kullanmalılar: Kendilerinin neden oldukları ya da paylarının bulunduğu sorunları, kendileri çözmeli ve bunları üzerlerinden atmamalıdırlar." 

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Hülya Köylü