Avrupa basınından özetler

Hollanda'da yayımlanan de Volkskrant gazetesi Libya Hükümeti'nin militan gruplara karşı başlattığı girişimi değerlendiriyor yorumunda. Bingazi'de binlerce kişi, İslam karşıtı film nedeniyle şiddete yönelenleri protesto etmiş, Libya Hükümeti'nden silahlı militan grupların dağıtılmasını istemişti. Gazete bu gelişmeyi yorumuna konu alıyor: 

“Son haftalarda İslam dünyasında yaşanan şiddet dalgasında nihayet bir umut ışığı doğdu: Libya. Bingazi'deki ABD Büyükelçiliği'ne yapılan ve Amerikan Büyükelçisi'nin öldüğü saldırının ardından– ahaliyi istediklerini yapmaya zorlayan - Selefi militanlara karşı bir halk ayaklanması başladı. İnsanların tam da Selefilerin güçlü olduğu Libya'nın doğusunda militanlara karşı gelmesi çok olumlu. Bu senenin başında yapılan seçimler de beklenenin aksine radikal İslamcı partilerin az destek gördüğünü ortaya koymuştu. Yine de zayıf Libya Hükümeti'nin çeşitli militan grupları kontrol altına almayı başarıp başaramayacağını bekleyip görmek gerekecek.“

İspanyol gazetesi El País, yaklaşan Venezuela başkanlık seçimleri hakkında şu görüşlere yer veriyor: 

“Kamuoyu yoklamalarına bakıldığında Venezuela Başkanı Hugo Chavez'in 7 Ekim'deki seçimleri kazanma ve dördüncü kez devlet başkanlığı koltuğuna oturma şansı yüksek gözüküyor. 13 yıllık görevinde ekonominin kötüleşmiş ve suç oranının son derece artmış olması ona zarar vermemişe benziyor. Siyasi kutuplaşma liderinin enerjisini, yakalandığı kanser hastalığı da etkileyemedi. Yine de Devlet Başkanı kurşungeçirmez değil. Bunu Venezuela halkı da biliyor. Ülkenin umudu Chavez'siz bir geleceklerinin olması. Venezuela dost-düşman ayrımına dayanan bakış açısını aşmalı ve gerçek demokrasiyi yerleştirmelidir.

Avusturya'nın Der Standard gazetesi eski Sovyet Cumhuriyeti ülkesi Belarus'ta yapılan parlamento seçimlerini eleştiriyor:

“AB'ye kriz havası hâkim. Brüksel ve birliğin önde gelen üyeleri, mali girdapların pençesinde, ekonomi ve dış politika konularındaki tezatlıkları gidermeye çalışmakla öylesine meşguller ki Avrupa'nın doğusundaki gelişmelere zaman ayıramıyorlar. Neredeyse, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra kurulan tüm devletlerde dışa açılma ve Avrupalılaşma yerine – Baltık ülkeleri dışında– siyasi açıdan geçmişe dönülüyor. Hafta sonunda Belarus'ta yapılan seçimlere dair genel kanı bunun komik bir oyun olduğu yönünde. Tüm siyasi güç araçlarını elinde tutan Devlet Başkanı Lukaşenko'nun tek derdi elindeki imkânları katılım oranı ve seçim sonuçlarını manipüle etmede kullanmaktı.”

Lüksemburg'da yayımlanan Luxemburger Wort gazetesi New York'taki 67. BM Genel Kurulu toplantısının gündemine değiniyor:

“Her yıl Eylül ayında olduğu gibi güçlü liderler dünyanın sorunlarını ele almak üzere yine New York'taki BM Genel Kurulu'nda bir araya geliyorlar. Konuşacak yeterli konu var: Suriye sorunu, iklim değişikliği, Çin-Japon ilişkilerindeki gerginlik ve küresel yoksulluk gibi. Genel Kurul hukuki yaptırımı olan kararlar alamadığı için tüm bu sorunlara çözüm bulunması beklenmiyor. BM Genel Kurulu'nun dünyada olanlara doğrudan etkisi olmasa dahi, dünya uluslarını yönetenlerin yılda en azından bir kez masa başında bir araya gelmeleri küçümsenmemeli. Alman filozof Karl Jasper'in söylediği gibi insanları özgürlüğe kavuşturmak, onları karşılıklı konuşturmakla mümkündür.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Deniz Eğilmez

Editör: Ahmet Günaltay