1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

26.04.2005 - Avrupa basınından özetler...

Hülya Topcu-Erdoğan26 Nisan 2005
https://p.dw.com/p/Abqp

Bugünkü Alman ve Avrupa basınında ön plana çıkan konular Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’in vize skandalı nedeniyle dün verdiği ifade, AB Anayasası konusunda bazı ülkelerde yapılacak referandumlar, Romanya ve Bulgaristan’ın AB’ne üyeliği ile ilgili tartışmalar ve Türkiye’de yabancıların emlak alımı konusunda yapılan yasal değişikliklerle ilgili haber ve yorumlar ön plana çıkıyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, bakanlığının Doğu Avrupa vatandaşlarına vize kolaylığı sağlayan yönetmeliği nedeniyle bu konuyu araştırmak için kurulan komisyona ifade verdi. Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin yorumu:

“Fischer dün verdiği ifadede politik bir amaca hizmet etti. Suçun tamamını üstlenerek bu konuda yapılan hatanın kendisini devirmeye yetmeyeceğini göstermeye çalıştı. Özelikle de bakanlığı sırasında Kosova ve tsunami ülkelerine yaptığı katkılar gözönüne alındığında. Bu durumda aslında kötü olan Fischer’in hatası değil, muhalefetin durumu skandal haline getirmesi. Fischer muhalefete, “Ukrayna’yı ne duruma düşürdünüz, farkında mısınız?”, “Skandalı bir kenara bırakın da, Fischer kötüydü, iyiydi, kötüydü ya da çok kötüydü deyin. Beni kadın pazarlayan kişi konumuna düşürmek zorunda mıydınız? diye isyan etti. Fischer’e göre bu aşalağıyıcı kampanya ve durumun skandal haline getirilmesiyle muhalefet aslında ülkenin çıkarlarına zarar verdi. Muhalefetin amacı konunun açıklığa kavuşturulması değil, skandal yaratmaktı.”

Aynı konuyla ilgili olarak bir başka Alman gazetesi Die Welt’in yorumu ise şöyle:

“Fischer bu konuda şöyle bir taktik izlemeye çalıştı: “Evet bunun sorumlusu benim ama bu yönetmelik benim bedelini ödemem gereken bir zarara yolaçmadı.” Ancak bu taktik komisyonun önünde işlemiyor. Fischer yönetmelikle ilgili tüm faktörleri açıklamalı. Ne yazık ki çoğu gelişmeyi hatırlamıyor. Yönetmeliğin kötüye kullanıldığının ne zaman farkına vardı? İçişleri Bakanlığı’nın kendilerine yaptığı uyarı sonrasında ne yapıldı? Bu soruların yanıtı bilinmiyor. Fischer’in tavrı şu izlenimi veriyor: Görev alanına giren konulara hakim olamayan bir bakan!”

Avusturya’da yayımlanan muhafazakar Die Presse gazetesinde de Fischer’le ilgili bir yorum göze çarpıyor:

“Fischer’in şeffaf olunması amacıyla televizyon kanallarında yayınlanan ifadesi demokrasi gereği önemli. Ancak bunun vatandaşlar üzerinde yolaçtığı heyecan kısa sürede tarihe karışacak. Ve Almanlar yine eski sorunlarına, işsizliğe ve kötüye giden ekonomiye kafa yormaya başlayacak.”

Bu konuyla ilgili seçtiğimiz son yorum Nürnberger Nachrichten gazetesinden:

“Dünkü ifadeyi televizyonlardan verilen canlı yayınlarla izleyenler neden tatmin olmadı? Çünkü skandalı araştırmakla görevli komisyon gerçekleri bulmaya hizmet etmeli ama sonuç olarak bu komisyon da kendi çıkarlarını gerçeklerin su yüzüne çıkmasından daha çok önemseyen siyasi partilerin elinde. Bu nedenle komisyonda yine muhalefetteki birlik partililer ile Liberaller Fischer’i yargılayan sorular yöneltti, Sosyal Demokratlarlar’la Yeşiller Partili politikacılar ise bakanı körü körüne savunan sorular sordu. Allahtan Almanya’da mahkemeler meclis komisyonları gibi işlemiyor. Yoksa onların da verdiği kararları dikkate almamak gerekirdi.“

Bugünkü gazetelerde ön plana çıkan bir başka konu ise Romanya ve Bulgaristan’ın AB’ne üyeliğiyle ilgili itirazlar. Nürnberger Zeitung’da konuyla ilgili şu satırları okuyoruz:

“Romanya ve Bulgaristan tüm kaygılara rağmen birliğe giriyor. Bu durum başta Sırbistan olmak üzere diğer ülkelerin de birlik üyesi olmak için umutlanmasına neden oldu. AB gelecekte aday ülkelere karşı daha dürüst olmalı. AB’nin kapılarının birliğe üye olmak için yeterli olgunluğa sahip ülkelere açık olduğunu göstermeli. Tabii AB’nin de bu ülkeler için yeterli olgunlukta olması şart.”

Hollanda’da yayımlanan Telegraaf gazetesi ise AB Anayasası ile ilgili olarak bazı ülkelerde yapılacak referandumlara değiniyor ve Hollandayı örnek olarak veriyor.

“Seçmenlerin Anayasa referandumunda hayır oyu vermesi bekleniyor. Euroya, Türkiye’nin birlik üyeliğine, Brüksel’e ve Balkanende hükümetine karşılar. Üstelik köşe yazarlarının yorumları da seçmenleri olumsuz etkiliyor. Hollandalı bir profesör AB Anayasası’nın Hollanda Anayasası’nın üzerinde olmasını eleştiriyor. Bazı aydınlarsa yeni bir göç yasasının çıkacağı konusunda uyarılarda bulunuyor. AB Anayasası konusundaki tartışmaların sağlam temellere dayanan argümanlar dile getirilerek yürütülmesini ummaktan başka çare yok.”

Basın özetlerimizde seçtiğimiz son yorum Türkiye ile ilgili. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin ülkedeki yabancıların emlak alımıyla ilgili yasayı iptal etmesine ayırmış yorum sütunlarını:

“Alman ekonomisi Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin yabancıların emlak alımını kolaylaştıran yasayı iptal etmesine rağmen, bu konuda kısıtlamalar getirileceği beklentisinde değil. Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Marc Landau mahkemenin yasada gördüğü eksikliği Erdoğan hükümetinin gidereceğini ifade etti.”