1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

26.11.2010 - Alman basınından özetler

26 Kasım 2010

Kore Yarımadası’nda ikisi sivil dört Güney Koreli’nin öldüğü çatışmanın ardından yaşanan kriz, Euro Bölgesi'ndeki mali endişeler ve Rusya’nın AB ile serbest ticaret bölgesi oluşturma önerisi önce çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/QIoy

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Kore Yarımadası’nda salı günü yaşanan çatışmanın ardından tırmanan gerilimi ele alıyor:

“Kuzey Kore’nin Gney Kore’ye ait adaya açtığı ateşin Güney’deki yönetimde ne kadar derin bir korku yarattığı ancak şimdi tam anlamıyla görülmeye başladı. Savunma Bakanı, objektif olarak bakıldığında akla gelebilecek bir neden olmadan istifa etti. Çünkü Kuzey Kore’nin açtığı ateşe yanıt verene kadar geçen 13 dakika, aslında kabul edilemeyecek kadar uzun bir süre değil. Ama Kuzey Kore’nin böyle bir provokasyona cesaret edebilmesinden siyasi olarak birinin sorumlu tutulması gerektiğinin düşünüldüğü ortada.”

Euro Bölgesi'nde Yunanistan ve İrlanda’nın ardından krizin Portekiz ve İspanya’ya sıçrayacağı endişesi sürüyor. Almanya Merkez Bankası Başkanı Axel Weber’in, kurtarma şemsiyesindeki 750 milyar euroluk miktarın yetmemesi durumunda takviye edilebileceğini açıklaması böyle bir ortamda geniş yankı buldu. Süddeutsche Zeitung’un konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Zirvede bir kavga yaşanması bir merkez bankasının itibarı için hayırlı bir durum değil. Weber bir tabuyu daha kırmış oldu. Euro için oluşturulan kurtarma şemsiyesinin kapasitesini tartışmaya açtı. Euro Bölgesi ülkeleri 750 milyar euro ile İrlanda, Portekiz ya da İspanya gibi ülkelere, sermaye piyasalarından para bulamamaları durumunda arka çıkmayı planlıyor. Weber ise “Para yetmezse miktarı yükseltebiliriz” dedi. Bu muhtemelen euro için bir garanti açıklamasıydı. Çünkü Weber aynı zamanda ‘Euroya yönelik bir saldırının başarı şansının bulunmadığını’ da sözlerine ekledi. Ancak Weber’in sözleri, iflasın eşiğine gelmiş Euro Bölgesi ülkelerini daha sıkı test etmeleri için adeta mali piyasalara çıkarılmış bir davetiye gibi geliyor kulağa.”

Berliner Zeitung'un yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Alman Merkez Bankası Başkanı doğruyu söyleyip, “Haklısınız, şimdi Portekiz ve İspanya’nın da kurtarılması gerekirse kurtarma şemsiyesindeki para yetmez” dese mali piyasaların tepkisini bir düşünün. Dakikalar içinde tüm güney Avrupa ülkelerinin tahvillerinden kaçış yaşanır ve Euro Bölgesi'nin çöküşünü kimse durduramaz. Şükür ki Axel Weber başka bir şey söyledi ve 'Eğer para yetmeyecek olursa, fonun takviye edilmesi gerekir' dedi. Yatırımcıların çocuksu ruhunu yatıştırmak ancak böyle mümkün olur.”

Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in AB ile serbest ticaret bölgesi oluşturma önerisi ile ilgili yorumlara geçiyoruz. Handelsblatt gazetesi Putin’in önerisine eleştirel yaklaşıyor:

“Hükümet uluslararası yatırımcıları talep olsun ya da olmasın, yurtiçinde fabrika ve tesisler inşa etmeye zorluyor. Moskova Avrupa’nın Rus doğalgaz sevkiyatına bağımlılığının sürmesini istiyor ve Avrupalılar’ın Kremlin’in kıskacından kurtulma girişimlerini bloke ediyor. Daha fazla demokrasi ve serbest piyasa için siyasi reformlar yapılmadan, Rusya Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmadan ve Hodorkovski serbest bırakılmadan, serbest ticaret bölgesi oluşturulması gibi öneriler, Putin'in Avrupa'da zedelenmiş imajını cilalayabilmek için ortaya attığı bir nevi sis bombasından başka birşey değildir.”

Märkische Zeitung ise Rusya'nın önerisine farklı bir açıdan bakıyor:

“Rusya’nın Batı ile arasındaki teknolojik açığı adım adım kapatma niyeti gayet açık görülüyor. Bundan her iki taraf da fayda sağlayabilir. Rusya yaklaşık 140 milyonluk nüfusuyla dev bir pazar oluşturuyor. Vatandaşların alım gücü yükseldikçe bu pazar daha da kârlı hâle gelecektir. Ancak birşeylerin değişebilmesi için önce Kremlin’in yaygın yolsuzluklar ve uçsuz bucaksız bürokrasiye karşı kararlı adımlar atması gerekir. Yabancı şirketlerin hukukî güvencelere ihtiyacı var. Özellikle de Gazprom gibi dev enerji şirketleri iç pazarı açmalı ve transit hatlardaki monopolü elinden çıkarmalı. Ve AB de Rusya’nın karşılıklı vize zorunluluğunun kaldırılması isteğini yerine getirmede tereddüt etmemeli.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Murat Çelikkafa