1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

27.05.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu27 Mayıs 2005
https://p.dw.com/p/AbqT

Avrupa basınında bugün Hannover’deki Kilise Günü etkinliklerinde Alman politikacıların Türkiye ile ilgili yaptığı açıklamalar, İstanbul’da yapılması öngörülen, ancak daha sonra iptal edilen Ermeni Konferansı, Fransa’da Pazar günü yapılacak AB Anayasası referandumu ve Washingon’da gerçekleşen Bush-Abbas görüşmesiyle ilgili haber ve yorumlar göze çarpıyor.

Hannover’de Proteston Kilise Günü etkinlikleri çerçevesinde yapılan tartışma platformunda, Türkiye’nin gündeme gelmesi bugünkü Avrupa basınında geniş yer tutuyor. Die Zeit gazetesi, toplantıda konuşan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Genel Başkanı Angela Merkel’ın, Türkiye’ye “imtiyazlı ortaklık” önerisini bir kez daha dile getirdiğinin altını çiziyor. Gazetenin haberinde, Merkel’ın konuşmasında, Kıbrıs konusunda “Türkiye, Kıbrıs konusunda net bir tavır almalı” dediği belirtiliyor.

Haftalık haber-magazin dergisi Der Spiegel de aynı toplantıyı ele aldığı haberinde, Cumhurbaşkanı Horst Köhler, Sosyal Demokrat Parti lideri Franz Müntefering ve Avrupa Parlamentosu’nun Yeşiller Partili milletvekili Cem Özdemir’in Türkiye’nin birlik üyeliği ile ilgili açıklamalarına geniş yer ayırıyor. Haberde, Cumhurbaşkanı Köhler’in Türkiye’nin üyeliği ile ilgili tartışmaları erken bulduğu yönündeki ifadeleri göze çarpıyor.

Avrupa basınında bugün göze çarpan bir baka konu ise Türkiye’de yapılması planlanan ancak daha sonra iptal edilen Ermeni Konferansı. Die Welt gazetesinde, Boris Kalnoky imzasıyla yayımlanan haber-yorumda, konferansın iptal edilmesinin nedeninin, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamalar olduğu belirtiliyor. Aynı konuyla ilgili olarak bir başka Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung’da Christiane Schlötzer imzasıyla yayımlanan yorumda ise şu satırlar göze çarpıyor:

“İstanbul’da bugün 60 akademisyen biraraya gelerek üç gün boyunca Ermeni sorununu masaya yatıracaktı. Ancak organizatörlerden Bogaziçi Üniversitesi, konferansın ertelendiğini açıkladı. Bundan kısa bir süre önce ise Adalet Bakanı Cemil Çiçek konferansla ilgili TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yapmış, ‘Bu Türk milletini arkadan hançerlemektir’ demişti. Çiçek, konferansın organizötürü üç üniversiteyi, Boğaziçi, Bilgi ve Sabancı üniversitelerini halka ihanetle suçlamıştı. Ankara’daki AB diplomatları bu açıklama karşısında şaşkın. Diplomatlardan biri gazetemize verdiği demeçte, ‘Bu, son üç yıl içinde duyduğum açıklamaların en kötüsüydü. Türkiye artık değişip değişmeyeceğine karar vermeli. Ama Çiçek’in sözleri Türkiye’nin değişmeyeceğini gösteriyor’ dedi. Çiçek’in açıklamasına, köşe yazarları ve aydınlardan da tepki geldi. Ancak bu gelişmeler ülkedeki milliyetçilerin hoşuna gitti. Bazı dernekler, Boğaziçi Üniversitesi önünde gösteri yaptı. Konferansın organizöterlerinden Murat Belge ise daha pes etmedi. Konferansıp yapılıp yapılmayacağını tartışacaklarını söyledi. Görünen o ki, bu konferans, Ankara için bir demokrasi testi niteliği taşıyacak.”

Fransa’da Pazar günü yapılacak AB referandumuyla ilgili bir yorum var sırada. Danimarka’da yayımlanan liberal Politiken gazetesi, AB Anayasası referandumundan çıkacak “hayır” oylarının faturasının Türkiye’ye çıkarılabileceği uyarısında bulunuyor. Yorum şöyle devam ediyor:

“Pazar günkü referandumdan Anayasa’ya ‘hayır’ oyu çıkarsa bunun nedenini kimse bilmeyecek. Ancak ‘hayır’ oylarının fazla çıkması, AB içindeki politikacıların Türkiye’yi günah keçisi haline getirmesine vesile olabilecek. Elbette Türkiye’nin AB’ye alınmasının Anayasa metniyle uzaktan yakından ilgisi yok. Ancak seçmenlerin referandumda politikacılara göndereceği mesaj, Türkiye’nin AB’ye alınması konusunda bir uyarı niteliği taşıyacak. Türkiye’nin AB’ne alınmaması, tarihi bir hata olur.”

Frankfurter Neue Presse de AB Anayasası referandumunu yorum sütunlarına taşıyor:

“Fransızlar, Anayasa’ya neden bu kadar şüpheli yaklaşıyor? Bir taraftan Anayasa ile birlikte ülkenin egemenliğinin zarar görebileceği endişesini taşıyorlar, diğer taraftan ise AB’nin genişlemesinin özellikle ekonomik açıdan yeni sosyal sorunları beraberinde getireceğini düşünüyorlar. Ancak Avrupa vatandaşlarının bu endişelerini anlamak mümkün. Çünkü kimse AB’nin 25 üyeye çıkması konusunda vatandaşlara ne düşündükleri sormadı. Romanya, Bulgaristan ve Türkiye gibi sorunlu ülkelerin AB’ye alınıp alınmaması konusunda vatandaşlara görüşü sorulmadı. Ancak bu çekinceler yüzünden Anayasa’ya ‘hayır’ denilmesi bir paradoksu de beraberinde getirebilir. Çünkü Anayasa, AB içinde hep eksikliğinden yakınılan demokrasi açığını kapatmaya hizmet ediyor.”

Washington’da gerçekleşen ABD Başkanı George Bush ile Filistin Başkanı Mahmud Abbas arasındaki görüşme de Avrupa basınında değerlendiriliyor. Başkan Bush’un buluşmada, Abbas’ın attığı reform adımlarını övmesi ve Filistin’e 50 milyon dolar yardım sözü vermesi, birçok Alman gazetesinde geniş yer buluyor. Süddeutsche Zeitung’da yer alan yorumda, Abbas’a Amerikan yönetiminin verdiği desteğin önemine dikkat çekiliyor ve bu desteğin Filistin’de iç politikada da etkisini göstereceği ifade ediliyor.