1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

27 Ekim 2014

Alman basınında, Avrupa’daki cihatçılar, Suriye’deki durum ve AMB’nin Avrupa bankalarına uyguladığı stres testine ilişkin yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/1DcXq
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

27.10.2014 - Alman basınından özetler

Frankfurter Allgemeine Zeitung'da Avrupalı cihatçıların teşkil ettiği tehlikeye ilişkin bir yorum dikkat çekiyor:

“Avrupalı cihatçıların oluşturduğu tehlike uzun bir süre hafife alındı. Bugün kamuoyunda alarm zilleri çalıyor. Güvenlik birimleri, Almanya'dan giden cihatçıların sayısının tahmin edilenden dört kat fazla, bin 800 dolayında olduğunu açıkladı ve hararetli bir tartışma başlattı. Kimileri cihatçıların ülke dışına çıkmasının engellenmesini istiyor, kimileri de onların sınır dışı edilmesini... Hangi yol izlenirse izlensin, bu sorunu çözmeyecek. Yurt dışına çıkması engellenen bir kişi, öfkesini burada şiddet eylemlerine dökebilir, Kanada Parlamentosu'nun çıkardığı ders de bu. Çatışma bölgelerinden zalimleşmiş bir şekilde dönen her kişi, burada hiç düşünmeden silaha ve patlayıcı maddelere sarılabilir; bu da Brüksel'deki Yahudi Müzesi'ne düzenlenen saldırıdan çıkarılan ders.”

Berliner Zeitung ise Kobani çatışmalarının gölgesinde kalan Suriye'nin diğer kentlerindeki durumu taşıyor yorum sütunlarına:

“Gözlerimizi Kobani'ye dikmiş durumdayız. Şam, Halep, Humus gibi milyonlarca nüfusu olan kentlerde, pek çok Suriyelinin yaşadığı ülkenin batısında olanlar ise çoktan görüş alanımızdan çıkmış durumda. Yaz aylarında Esad'ın hava kuvvetleri orada her gün en az 20 bombardıman düzenledi, geçen salı günü bu sayı 100'e çıktı. Esad birlikleri, Amerikalıların aksine, hedefe yönelik olarak düşman mevzilerini bombalamak yerine, muhalif milislerin kontrolündeki mahallelerin tümünü varil bombası dahi kullanmaktan çekinmeyerek yerle bir ediyor.”

Die Welt gazetesinde ise Avrupa Merkez Bankası'nın Avrupa bankalarına uyguladığı stres testi ele alınıyor:

“Şüphesiz stres testinin bazı etkileri oldu. Bankalar sonucun kötü çıkmasından duydukları endişe yüzünden form üzerinde çok çalıştı; risklerini azalttı ve öz sermayelerini kuvvetlendirdi. Ancak denetim bankalardaki her tür sorunu da açığa çıkardı. Testi yapılan senaryo çok sert olmasına karşın, imkansız da değildi. Avrupa Merkez Bankası, normal bir resesyon durumuna, 2008 yılındaki Lehman Brothers'ın iflasını göz önünde bulundurarak bilinçli bir şekilde ağır bir ekonomik kriz de ekledi. Sonuca göre, Avrupa bankaları istikrarlı durumda, fakat gerçekten kötü bir şey olmadığı sürece. Denetçiler ve bankalar, tek bir stres testinden fazlasına da karşı koymaya hazır. Bu doğru; ancak bankalar, stresin tamamen ortadan kalktığı sanrısına da kapılmamalı.”

Süddeutsche Zeitung'da da stres testine ilişkin bir yoruma yer veriliyor:

“Sözde zararsız sonuçların ardında etkili bir test olduğu kimseyi şaşırtmamalı. Ortaya çıkan en önemli sayı, testi geçemeyen bankaların sayısından ziyade, Avrupa bankalarının bilançolarını güçlendirmek için geçen yazdan beri dolaşıma soktuğu 203 milyar euro. Riskleri azaltıp, sıcak parayı sisteme dahil ettiler. Bu tabii ki bankacılık sisteminin gelecek krizi zarar almadan atlatabileceği anlamına gelmiyor. Sonuç olarak, gelecek krizin getireceği sorunları kimse öngöremez. Ancak Avrupa bankaları bugün, bu türden problemleri alt etme konusunda daha tedbirli. Eskiye oranla daha dirençliler.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Özay