1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2712 Presseschau 2

27 Aralık 2010

Ortadoğu ihtilafı, Fildişi Sahili’ndeki iç savaş benzeri gelişmeler ve Macaristan’ın yeni basın yasasına gösterilen tepkiler, Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorum konuları.

https://p.dw.com/p/zqE2

La Charente Libre adlı Fransız gazetesi, Avrupa Birliği’nin Ortadoğu politikasını şu satırlarla eleştiriyor:

“Son barış sürecinin kısa sıra önce başarısızlığa uğramasının kimsenin dikkatini çekmemiş olması, tedirgin edici bir durum. Sanki öyle olacağı biliniyormuş ve başarısızlık kaçınılmazmış gibi. Avrupa Birliği, kendine olan sadakatini gösterdi ve sadece kanundışı saydığı İsrail’in yerleşim politikasını üzüntüyle karşıladığını belirtmekle yetindi. Hepsi o kadar. Washington ile Tel Aviv arasındaki sıkı ilişkiler Amerikan yönetimine özel bir sorumluluk yüklüyor. Ortadoğu Dörtlüsü’nün özel temsilciliğini yapan Tony Blair gibi saygın bir isme sahip olan Avrupa Birliği’nin böylesine pasif davranması ise gerçekten üzücüdür.”

Fransız gazetelerinden L'Alsace, Fildişi Sahili’ndeki başkanlık seçimini izleyen gelişmelere şu yorumu ayırmış:

“Avrupa Birliği tarafından kararlaştırılan yaptırımları uygulamak zor. Çünkü, seçimi kaybetmesine rağmen başkanlığı bırakmayan Laurent Gbagbo, ülkesinde yaşayan 14 bin Fransız’ı rehin alabilir. Fransa hükümeti, Basel hava limanında Gbagbo’nun özel uçağına el koydurtmasına rağmen yaptırım kelimesini ağzına almaktan özenle kaçınıyor. Paris yönetimi uçağın, Fildişi Sahili’nin meşru devlet başkanı Alassane Ouattara’nın ricası üzerine alıkonduğunu duyurdu. Görüldüğü gibi, boy ölçüşürken diplomatik sınırlara saygılı davranılıyor. Ama bu daha ne kadar böyle devam eder? Gbagbo sahibi olduğu ve ülkesini dünyanın en büyük üreticisi haline getiren kakao bahçeleri sayesinde baskıya daha çok uzun bir süre dayanabilir. Gbagbo, Afrika’nın habis tümörlerinden biridir. Avrupa da Balkanlar’daki kendi tümörüyle mücadele etmişti. Tümörün adı Slobodan Miloseviç idi, ve hedefe varılabilmesi için NATO’nun müdahale etmesi gerekti.”

İsviçre’nin Tages-Anzeiger gazetesi, Fildişi Sahili’ndeki iktidar mücadelesini konu alan yorumunda Afrika’nın yol ayrımına geldiğini vurguluyor:

“Batı Afrika Devletleri Teşkilatı’nın Nijerya’nın başkenti Abuja’daki olağanüstü zirvesinde devlet başkanı Laurent Gbagbo’ya ültimatom verildi ve başkanlıktan ayrılmaması durumunda Fildişi Sahili’ne askeri müdahale yapılacağı bildirildi. Gbagbo’nun seçim hilesinin Afrika’yı yol ayrımına getirmiş olması bakımından bu uyarı yerindedir. Afrika Birliği Teşkilatı, Alassane Outtara’nın meşru başkan olduğunda ısrar eder, Gbagbo da kendiliğinden iktidardan ayrılmaya yanaşmazsa, koltuğu bırakmaya zorlanmalıdır. Aksi takdirde bedel, yüzlercesi kaçırılıp, işkence edilen ya da öldürülen Ouattara sempatizanlarına ödettirilecektir.”

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yayımlanan Kurier gazetesi, Macaristan’ın yeni basın yasasına Avrupa Birliği’nin gösterdiği tepkiyi yeterli bulmuyor:

“Macar basın yasası demokrasiyi tehdit ediyor. Avrupa Birliği Başbakan Victor Orban’ı yakın takibe almalı, gerektiğinde de kulağını çekmelidir. Otoriter Macar başbakanına gönderilen eleştiriler maalesef cılız kaçıyor. Buna şaşırmamalı, çünkü demokratik hükümetler de medyayı ‘ehlileştirmeye’ çalışıyor. İnternet çağında böyle bir şey kulağa garip gelebilir. Halbuki, iktidar sahiplerini medya üzerindeki egemenliklerini perçinleme çabasına sürükleyen asıl neden internetteki sonsuz özgürlüktür. Özel televizyonlarla kamu özerk kurumları arasındaki farkın kaybolduğu İtalya’da, ‘kamuoyunu aptallaştırma televizyonunun' ipleri Başbakan Silvio Berlusconi’de. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy televizyon müdürlerini bizzat seçmeye bayılıyor. İkinci Alman Televizyonu’nun birinci editörü de Berlin’in baskısına dayanamayıp ayrılmıştı.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa