28.02.2007 - Alman basınından özetler...

Çin’deki Şangay borsasında yaşanan en büyük krizi yorumlayan ekonomi gazetesi Handelsblatt, bu gelişmenin ülkedeki siyasi ve ekonomik gerçekler arasındaki uçurumdan kaynaklandığını savunuyor: “Çin’in büyüyen borsasının on yıldan beri yaşadığı en büyük düşüş, şunu çok açık gösteriyor: Bu ülke, ekonomik güvenlikten daha çok uzak. Hukuki güvenliğin temellerinin oluşması yavaş oluyor. Ulusal Halk Kongresi, Çin’in göstermelik meclisi, beş yıl süren kızgın bir tartışmadan sonra, ancak önümüzdeki hafta bir mülkiyet yasasını ele alacak. Toplumdaki uçurum giderek derinleşiyor, sokakta yaşanan şiddet ve yayılan yolsuzluklarla boşalıyor. Rüşvetçi memurlar, güvenilmez devlet seçkinleri klişesini doğruluyor. Kağıt üzerinde çağdaş yasalar bulunsa da, bunlar Pekin’den uzaklaştıkça düzenli şekilde deliniyor. Çin bir bacağı sosyalist bir üstyapıda, diğer bacağı kapitalist bir altyapıda bulunduğu sürece, bu durumda fazla bir değişiklik olmayacak.”

Almanya’nın bir diğer ekonomi gazetesi Financial Times Deutschland da Çin’deki gelişmeyi Japonya’da yaşananla karşılaştırıyor: “Çin’in büyüklüğü, hızlı büyümesi ve daha büyük dengesizlikleri nedeniyle, Pekin’in bugünkü ekonomi politikası, eskiden Japonya’nın ekonomi poltikasının olduğundan çok daha önemli. Ama ancak Pasifik’in iki yakasındaki politikacılar tarihten ders alırsa hataların tekrarlanmasının önüne geçilebilir.”

Başka bir ekonomik tartışmaya geçiyoruz. Neues Deutschland gazetesi, bugün yayımladığı bir yorumda, Venezuela’da Devlet Başkanı Hugo Chavez’in başlattığı ve dünya çapında eleştirilere neden olan yeni ekonomik çizgiyi şu sözlerle övüyor: “Hugo Chavez sözünde duruyor. Venezuela Devlet Başkanı, 2013 yılına kadar sürecek görev süresinde stratejik tüm ekonomi alanlarının devletleştirilmesini hedefliyordu. Şimdi bunu hızla uyguluyor. Ama tabii asıl sorun, hammadelerden çok, eğitim ve öğrenim kaynaklarına ağırlık vermesi gereken uzun vadeli bir kalkınma stratejisi geliştirmekte. Bu bakımdan Venezuela daha işin başında. Ama en azından o noktada.”

Süddeutsche Zeitung ise bugün Afganistan’daki sorunlara eğiliyor ve NATO içinde giderek yoğunlaşan tartışmaları şöyle değerlendiriyor: “Avrupa’nın daha fazla katkıda bulunması lazım. Daha fazla asker de göndermesi lazım. Ama bundan da önemlisi, Avrupalıların daha iyi bir strateji için daha fazla siyasi enerji harcaması lazım. Daha fazla askerin ve helikopterin hemen savaş alanına gitmesi gerekmiyor. Ama bunlar, örneğin, ülkenin güneyindeki her köyün Taliban saldırılarına karşı çevik kuvvetlerle korunacağı güvencesini verebilir. Hatta Avrupa, ülkenin her köşesinde üretilen afyonu satın alıp yakarak, en azından kısa bir süre için de olsa, uyuşturucu ticaretini de durdurabilir. Bu sadece bir başlangıç olur. Ama Afganistan ve NATO’nun şu sırada birlikte sürüklendiği yenilgiden daha iyidir.”

Tagesspiegel gazetesiyse aynı konuya ilişkin olarak şunları yazıyor: “Eğer Batı daha fazla asker yollar ve başarısız kalan yeniden inşa politikasını en nihayet, boş arzular yerine ülkenin ihtiyaçlarına uydurursa, Irak’tan farklı olarak, Afganistan hala kurtarılabilir.