1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

28.10.2010 - Alman basınından özetler

28 Ekim 2010

Almanya’da hükümetin, zorla evlendirmenin ayrı bir suç olarak ceza kanununa alınması girişimi bugünkü Alman basınında geniş yer alıyor.

https://p.dw.com/p/PqmP

Die Welt gazetesi bu girişimin çeşitli açılardan kadınlara gönderilen önemli bir sinyal olduğunu belirtiyor:

“Zorla evlendirme şimdiye kadar ağır cebir suçu olarak değerlendirilerek beş yıla kadar hapisle cezalandırılıyordu. Bu uygulamanın şimdi ceza kanununa ayrı bir madde olarak alınması, zorla evlendirmenin anayasamızla bağdaşmadığını ve Almanya’da bu uygulamaya müsamaha gösterilmeyeceğini gösteren açık ve net bir semboldür. Hükümet bu sinyalle birlikte aile fertlerine, özellikle de zorla evlendirilen kadınlara, bunun bir suç olduğunu kavramaları ve suçluları polise şikayet etmeleri sinyalini de göndermiş oluyor. Bu bağlamda federal hükümet doğru ve entegrasyonu teşvik eden bir politika izliyor. Ancak sembolden öteye giden önemli bir nokta, zorla evlendirilerek Almanya dışına çıkarılan kadınlara geri dönüşün kolaylaştırılması. Şimdiye kadarki uygulamada Almanya’daki oturma izinleri altı ayın ardından geçerliliğini kaybediyordu. Bu sürenin şimdi on yıla kadar çıkarılması planı, zorla evlendirilen kadınların konumunu güçlendiriyor. Bu gözle görülür bir iyileşme ve aynı zamanda, siyasetin Almanya’da yaşayıp entegre olmak isteyen insanları desteklediğine yönelik güçlü bir işaret.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumu ise şöyle:

“Zorla evlendirmelerin ceza kanununa alınması, hukukî bir gereklilikten çok, halkın eğitilmesine yönelik bir önlem. Çünkü kültürler arasındaki farklılığın daha bariz bir şekilde su yüzüne çıktığı başka bir alan yok. Ataerkil yapıdaki pek çok Müslüman erkek zorla evlendirme kavramını anlayamıyor. Çünkü onlar için bu normal. Yeşiller milletvekili Ekin Deligöz, haklı olarak zorla evlendirilen kadınlara daha fazla sosyal destek talep ediyor, evlilikten kaçan kadının ailesine muhtaç kalmaması gerektiğine, aksi takdirde namus cinayetine kadar varabilecek daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalabileceğine işaret ediyor. “

Rhein-Neckar-Zeitung'un yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Hükümetin entegrasyon paketi önemli bir işaret veriyor: Zorla evlendirmeleri ve Almanca öğrenmeyi reddedenleri istemiyoruz. Ancak bu paket, Thilo Sarrazin'in toplum politikaları konusunda başlattığı fazlasıyla ısınan tartışmalara bir yanıt değil. Eğer bu paket gelecekte zorla evlendirmelerin daha dikkatli bir şekilde takip edilmesini ve daha erken tepki verilmesini sağlarsa, o zaman mağdurların daha iyi korunmasına katkısı olur.”

Tageszeitung ise hükümetin planına farklı bir açıdan bakıyor:

“Alman hükümeti entegrasyon politikaları konusunda baskı altında. Koalisyon hükümetindeki Hrıstiyan Birlik partileri ve liberal Hür Demokratlar'ın popülist nağmeler eşliğinde yasa değişiklikleri paketini çıkarmaları ancak böyle görülebilir. Bu paket herşeyden önce, sembolik bir politikadır. Merkezinde zorla evlendirmeler bulunuyor. Gerçi yıllardır süren hararetli tartışmalara rağmen insan haklarını ihlal eden bu uygulamanın boyutları hakkında tam bilgiye sahip değiliz. Buna rağmen Hrıstiyan Birlik partileri bu konuda faal olmaktan çok hoşlanıyor. Böylece şunu göstermek istiyor: Paralel toplumlara karşı, ezilen Müslüman kadınlar için birşeyler yapıyoruz. Bu politikanın maliyeti fazla değil. Ayrıca kullanmaya bayıldıkları ‘geri kalmış Müslümanlar' tablosunun pekişmesine hizmet ediyor ve dikkatleri diğer başarısızlıklarından başka yerlere kaydırıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay