28.10.2010 - Avrupa basınından özetler

Fransız Le Monde gazetesi, Irak’ta devrik Saddam Hüseyin rejimi döneminde başbakan yardımcısı olan Tarık Aziz’in idama mahkum edilmesini ele alıyor.

“2004 yılından beri, aralarında Saddam’ın yakın çevresinden kişiler ve eski bakanların da bulunduğu yüzlerce kişi zaten ipe gönderildi. Uluslararası Af Örgütü verilerine göre, aralarında 17 kadının da bulunduğu yaklaşık bin kişi Irak’taki ölüm hücrelerinde idamı bekliyor. Bu nedenle şu zalim soruyu sormak gerek: ‘Yeni Irak’taki kana susamışlık ne zaman durulacak? Irak, savaş, işgal ve şiddetle geçen sekiz yılda geçmişinin bedelini yeterince ödedi. Irak bu karanlık sayfayı çevirip gerçekten yeni bir sayfa açmak istiyorsa, içinde hapsolduğu intikam ve baskı sarmalına son vermelidir.”

Belçika'dan De Standaard gazetesi ise, İstikrar Paktı’nda reformun masaya yatırıldığı Brüksel’deki AB liderler zirvesini ele alıyor yorumunda. Gazete, Avrupa’da ekonomiyi canlandırmak için ‘daha az tasarruf edip daha fazla tüketme' çağrısına Almanya’nın sıcak bakmamakta haklı olduğunu belirtiyor:

“Bu çağrı, euroya karşı spekülasyon yapmak için pusuda bekleyen mali piyasalara davetiye çıkarmaktan farksız. Sonuçta faturayı yine Almanya’nın ödemesi gerekecek. Almanya’nın hassasiyetlerinin artık hesaba katılması gerekir. Tabii ki Almanlar da tasarrufu azaltıp tüketimi artırabilirler. Ama onları katı kalplilikle suçlamak sorunun çözümüne yardımcı olmaz. Diğerleri sorun yokmuş gibi kendini kandırırken, Almanlar büyük çabalarla kendilerine çeki düzen verdiler. Önce Euro bölgesinin zayıf ülkeleri mesajı kavradıklarını göstermeli ki, Almanlar da rahatça kesenin ağzını açabilsin.”

Hollanda'dan NRC Handelsblad gazetesi, Yunanistan'da mültecilerin koşullarına dikkat çekiyor ve ülkede hayatlarının tehlikede olduğunu belirtiyor.

“Yunanistan’daki kriz coğrafî olarak sınırlandırılabilecek bir sorun değil. Avrupa'nın mülteci politikalarının özünü tehdit eder nitelikte. BM’nin özel raportörü daha geçtiğimiz hafta Yunan hapishanelerindeki durumu ‘felaket’ olarak nitelendirmişti. İltica başvurusunda bulunanlar insan onuruna yaraşmayacak koşullarda içeri tıkılıyor; hukukî danışma, giyecek, battaniye, hatta temiz havaya erişimden bile yoksunlar. Yunanistan'a gönderilmek, hayatî tehlike anlamına geliyor. AB içinde bu tür feci koşullara yer olmamalıdır. Bu durum, Yunanistan’ın ‘iflas etmiş devlet’ konumuna düşmesi yönündeki felaket senaryosuna katkıda bulunur ki, bu da ülkenin daha da fazla yardıma ihtiyaç duyması anlamına gelir.”

Avusturya’dan Der Standard gazetesi, bazı Avrupa ülkelerinin ilticacıları artık Yunanistan’a göndermeme kararı almalarına dikkat çekerek, sınırdışı ile ilgili düzenlemelerin daha insancıl hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.

“İngiltere bunu yapıyor. Hollanda da. Belçika, Norveç ve Danimarka da. Avrupa Konseyi üyesi bu beş ülke, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin acil çağrısına uyarak, ilticacıları sınırdışı edip Yunanistan’a gönderme uygulamasını durdurdu. Milli ihtiraslar nedeniyle hararetli siyasî tartışmalara neden olan iltica konusunda AB ya da üye ülkeler ortak bir çizgi tutturmayı başarabilecek mi? Şimdi soru bu. Yunanistan tartışmasından bağımsız olarak, yürürlükteki sınırdışı düzenlemelerinin insancıllaştırılması gerekir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay