1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2810 Presseschau 1

28 Ekim 2011

Bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı konusu Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün 50. yıldönümü ve Euro borç krizine karşı alınacak önlemlerin kararlaştırıldığı Brüksel’deki AB Zirvesi.

https://p.dw.com/p/130ZN

Türkiye’den Almanya’ya iş gücü göçünü düzenleyen antlaşmanın imzalanmasının 50. yıldönümü Almanya’da düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Hannoversche Allgemeine Zeitung konuyla ilgili yorumunda Almanya’yı "göç ülkesi gerçeği"ni uzun süre kabul etmemesi nedeniyle eleştiriyor:

"Önemli bir yıldönümünde kutlama havası olmaması şaşırtıcı değil. Buraya gelen ilk nesil göçmen işçilerin büyük bölümü eğitimsizdi. Bu işçiler, o dönemdeki iş gücü açığının ekonomi mucizesini durdurmasını engelleyecekti ve iki yıl sonra da geri döneceklerdi. İşte bu yanılgı, Almanya’da uyumu yıllarca geciktirecek hatalar dizisinin başıydı. Dönemin büyük koalisyonu 2005 yılında çıkarılan Göç Yasası’na, burada yaşayan göçmenlerin uyumunu öngören unsurları ancak 2007 yılında ekleyerek bu yasayı tamamlamış oldu. O tarihe kadar göçmenler Alman toplumuyla bütünleşme konusunda tamamen yalnız bırakıldı. Bu nedenle günümüzde Türk kökenli gençlerin yüzde 30’unun okulu bitirmemesi, şaşırtıcı değil. Uzmanların ‚kayıp bir kuşak’tan yakınmaları da aynı şekilde şaşırtıcı değil.“

Nürnberger Zeitung ise Brüksel’de Euro borç krizine karşı önlemlerin ele alındığı zirveyi yorumluyor:

"Finans piyasalarının zirvenin hemen ardından olumlu bir havaya bürünmesi ve kurların hızlı biçimde yukarıya tırmanması, Brüksel’de çok uzun süren gecenin, çok önemli olsa da, sadece ilk adımın atıldığı bir zirve olduğunu gizlememeli. Euro’ya yeni bir şans verildi. Daha fazlası değil. Brüksel’den verilen mesajların uzun vadede istenilen etkiyi oluşturup, ortak para biriminin kurtarılıp kurtarılamayacağını önümüzdeki günler gösterecek. Yunanlar, borçlarının yarı yarıya azaltılmasının ardından şimdi tasarruf için gösterecekleri çok sıkı bir çabayla Euro Bölgesi’nde haklı bir yere sahip olduğunu gösterebilir. Yunanistan'ın bunu başarma şansı ise en iyi koşulda yüzde 50."

Düsseldorf merkezli ekonomi gazetesi Handelsblatt ise yorumunda Yunanistan’ın konumunu mercek altına alıyor:

"Yunanistan bir yıldan fazla bir süre borç krizinin semptomlarını kendi yöntemleri ile tedavi etme denemeleri ve yarı gönüllü aldığı önlemlerle sürekli zaman kaybettikten sonra şimdi en azından bu akut krizi kontrol altına almak için doğru ayarı buldu. Eğer bunun için aylar önce mücadele edilseydi, kriz daha ucuza mal olurdu. Ancak geç olması hiç olmamasından daha iyi.“

Berlin merkezli Die Tageszeitung (taz) da konuyla ilgili yorumunda başka tehlikelere dikkat çekiyor:

„Euro krizi sona ermiş değil. Borçların azaltılması, Yunanistan açısından doğru bir karardı, ama Yunanistan’ın aşırı borçlanan tek Euro ülkesi olmadığı biliniyor. Portekiz ve İrlanda’nın da borçlarını tamamen geri ödeyip ödeyemeyeceği şüpheli. Bu durum şu sıralar görmezden geliniyor, çünkü politikacılar ve borsacılar sabit bir biçimde tek konuya, Yunanistan’ın kurtarılmasının ne kadar pahalıya mal olacağına yoğunlaşmış durumda. Ancak resesyon tehlikesi Portekiz'in de yakınında. Orada da ikinci bir yardım paketine ihtiyaç duyulması, sadece zaman meselesi.“

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Hülya Köylü