1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

29.03.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Tuba Tunçak29 Mart 2006
https://p.dw.com/p/Abmy

Alman basınında bugün, İsrail’deki seçimlerden Fransa’daki protesto gösterilerine kadar dünya gündemine damgasını vuran başlıca konular dikkat çekiyor.

Thüringer Allgemeine Gazetesi’nin İsrail seçimlerini konu alan yorumu şöyle:

“Hem İsrail’de sandıktan çıkacak hükümet hem de Hamas’ın tek çaresi, yeni politik gerçekliği kabullenmek. Bu, Hamas için bir yıldır süren ateşkesi sürekli hale getirerek şiddete tamamen son vermek ve İsrail’i tanımak anlamına geliyor. İsrail ise hemen olmasa da gölgesini aşıp Hamas ile masaya oturmak zorunda. Ama Kudüs önce, koalisyon arayışı ile meşgul olacak gibi görünüyor.”

Muhafazakar Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine ise Ukrayna’daki seçimleri konu ediyor. Gazete, Turuncu Devrimi birlikte gerçekleştirdikten sonra yolları ayrılan Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko’nun partisi ile ile eski Başbakan Yulya Timoşenko’nun koalisyona giebileceğine dikkat çekiyor. Yoruma göre, bu durum, iki lider için de yeni bir sınav niteliği taşıyor.

Nürnberger Zeitung ise Fransa’da yoğun prostetolara neden olan yeni İş Yasası’nı konu ediyor:

“Başbakan Villepin’in, sosyal güvenliğin kıdem yaşı ilerledikçe artmasını öngören planı geniş ölçüde tepki gördü. Öğrenciler, genç çalışanların deneme süresinin uzatılmasını, mesleki geleceklerine engel olarak görüyor, solcular ve aşırı grupların desteğinde sokağa dökülüyor. Bu karmaşada, Başbakan ise politik kariyeri için mücadele ederken ve attığı politik adıma alternatif göremezken göstericiler git gide sertleşiyor. Fransa’nın Avrupalı ortakları ise Fransız Devrimi’nin anavatanında, yine bir reform girişimini boğulmasını korkulu gözlerle izliyor.”

Afganistan’da Hıristiyanlık dinine geçtiği için hakkında ölüm cezası istenen Abdül Rahman akli dengesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile yargılandığı davadan beraat etti. Hessen Eyaleti’nin başkenti Wiesbaden’da yayımlanan Wiesbadener Zeitung yorumunda bu olaydan yola çıkarak şeriatı eleştiriyor.

“Müslümanlıktan Hrsitiyanlık dinine geçen biri ölüm cezasından, ancak akli dengesi yerinde olmadığı için kurtulabiliyorsa, bu, şeriatın hoşgörüsüz olduğunu gösterir. Sorun, sadece barış yanlısı Müslüman cemaatlerindeki aşırı dinciler değil. Hukuk sistemi olarak şeriatın kabul edildiği her ülkede var olan ataerkil uygulamaların, BM insan hakları bildirgesi ile uyuşmadığı gözleniyor. Yani temel haklar, din ve düşünce özgürlüğü, ki buna son örnek karikatür krizi, ayrıca kadın erkek eşitliği ile...”

Almanya’da dün yayımlanan bir rapor, Almanya’da pek çok yabancının uzun süredir yaşadığını ve bu kişilerin çoğunun Türk olduğunu ortaya koydu. Hessische/Niedersaechische Zeitung’un yorumu da bu raporla ilgili:

“Almanya’daki yabancıların büyük çoğunluğu 20 yıldan fazla süredir bu ülkede yaşıyor, hatta yüzde 21’i bu ülkede doğmuş. Yani bu kişiler uyruklarını taşıdıkları ülkeyi doğru dürüst ya da hiç tanımıyor. Öyle ise vatandaşlık konusundaki bakış açısı değişmeli. Tartışılması gereken konu, yabancılara Almanya’da ne kadar müsamaha gösterileceği değil, bu insanları topluma daha iyi nasıl entegre edeceğimiz olmalı. Çünkü yapılan tahminlere göre, 20-30 yıl içinde büyük şehirlerde yaşayanlarınn yaklaşık yarısı göçmen kökenli olacak.”