29.03.2011 - Alman basınından özetler

Frankfurter Rundschau gazetesinde yer alan yorumda, seçim sonuçlarının yeni bir eğilim olarak kabul görülebilmesi için iki koşulun gerekliliğine işaret ediyor:

“İlk olarak Yeşiller Partisi ve Sosyal Demokratlar, nükleer enerji konusunun ötesinde, tereddütleri olanları, reformların hayata geçirilmesi ve güven oluşturulmasında kararlı olduklarını inandırmak zorunda. İkinci noktaysa, siyasete büyük ilgi göstermek ve bununla bağlantılı olarak seçimlere katılım suretiyle ülkede değişime yol açabileceğini gördük. Pazar günü oy kullananlar, nükleer enerjiye ‘hayır' dedi. Başbakan Angela Merkel artık bunu kabullenmek zorunda.”

Süddeutsche Zeitung gazetesinde yer alan görüşte, Japonya'daki nükleer felaketin Almanya'daki iki eyaletteki seçimleri etkilediği ifade edilmekle birlikte şu noktalara dikkat çekiliyor:

“Hrıstiyan Demokratlar, Hür Demokratlar ve Sosyal Demokratların seçimlerdeki başarısızlıklarını nükleer tartışmalara bağlamaları kolaycılıktır. Zira bu başarısızlık aynı zamanda seçmenlerin eğilimlerini görmezden gelinebilecek olarak değerlendiren siyasi üsluptan kaynaklanıyor. Oysa pazar günkü seçimlere katılım, alternatif olduğunda seçmenlerin oy kullandığını gözler önüne seriyor.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, eyalet seçimlerinde beklediği başarıyı yakalayamayan Sosyal Demokratları mercek altına alıyor:

“Sosyal Demokratların rekor düzeydeki oy kaybına rağmen iyimser olabilmeleri mutlaka bir parti sırrı olmalı. Oysa Sosyal Demokratların kutlama yapmasını gerektirecek bir durum yok. Artık Sosyal Demokratlar, Yeşiller Partisi'nin küçük ortağı olma fikrine alışmak durumunda.”

Başkentte yayımlanan Berliner Zeitung ise Yeşiller ile koalisyona fikrine soğuk bakan Başbakan Merkel'ın bu tutumunu değiştirmek zorunda kalabileceğine işaret ediyor:

“Seçmenler kitlesel olarak Yeşillere oy verirse Angela Merkel da er ya da geç Yeşillere yönelmek zorunda. Hrıstiyan Demokratların liderinin aylar önce Yeşillerle bir koalisyon hükümeti kurma fikrini fantezi olarak nitelendirmesi bugün gülünç bir durum teşkil ediyor. Merkel, yakın bir zamanda bu konuda farklı düşünecek ve farklı bir söylem benimseyecektir.”

Yine seçim sonuçlarını yorumlayan gazetelerden Neue Osnabrücker Zeitung, federal hükümeti oluşturan partilerin iktidarda kalabilmek için tek bir seçenekleri olduğunu savunuyor:

“İnandırıcılığı olan nükleer karşıtı politika izlemeyenler Almanya'da orta vadede seçimleri kazanamayacaktır. Hrıstiyan Demokratlar Hür Demokratlar ile birlikte seçmenlerin beklentisi doğrultusunda hareket ederek bu yasama döneminde nükleer enerjiden vazgeçerse bu dünya için örnek alınacak bir özellik taşır."

Bu arada Almanya’da bugün dikkatler Berlin’de yapılacak İslam Konferansı toplantısına çevrildi. Göreve gelir gelmez "İslam'ın Almanya'nın bir parçası olduğuna dair ortada tarihî kanıtlar yok" diyerek Müslümanların tepkisini çeken yeni Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich'in ilk kez başkanlık edeceği İslam Konferansı'na dair Frankfurter Rundschau gazetesi şu değerlendirmeyi aktarıyor:

“2006 yılında dönemin İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble tarafından hayata geçirilen İslam Konferansı’nın komutasını bugün İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich devralıyor. Bugüne kadar pek tanınmayan bakan göreve gelir gelmez popülist bir yaklaşımla, İslam’ın Almanya’nın bir parçası olmadığını söyledi. Sarrazin hayranları, bu çıkışı alkışlamakta gecikmedi. Oysa Müslümanlar açısından bu sözler kendilerine atılmış bir tokat gibiydi. Peki bakan bu kötü başlangıçla neyi hedefliyor?”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Değer Akal

Editör: Murat Çelikkafa