1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2907 Presseschau 1

29 Temmuz 2011

Bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı konuları Kosova polisi ile Sırplar arasında çıkan çatışmalar ve Norveç'teki saldırıların ardından sanal alemde kısıtlamalara gidilip gidilmemesi konusunda yapılan tartışmalar.

https://p.dw.com/p/125v2

Kosova hükümetinin, gümrüğünü 3 yıldır tanımayan Belgrad yönetimiyle yaşadığı gerginlik yerini çatışmalara bıraktı. Bir kişinin ölümüne neden olan çatışmalarla ilgili olarak Die Welt gazetesinin yorumu şöyle:

"Ateşe verilmiş sınır karakolu ve ağır silahlı NATO askerlerine ait görüntüler şunu fazlasıyla belirgin kılıyor: Sırbistan AB üyeliğinin ışık yılı kadar uzağında. AB, sınırları açıklığa kavuşmamış sorunlar yaşayan bir ülkeyi daha kulübe alarak, aynı hataya düşmemeli. Bu konuda Kıbrıs örneğine bakılmalı. Sırp yönetimi bunun bilincinde olmasına rağmen Kosova'yı bütün meselelerin önünde tutuyor. Yapılan kamuoyu yoklamaları güneydeki bu tatsız uç noktanın birçok Sırp vatandaşının umrunda olmadığını ortaya koyuyor. Ülkedeki kızgın milliyetçiler bile Sırpların ruhunda sözde yara olan bu meseleye önem vermiyor. Sırbistan Devlet Başkanı Tadiç'in, AB üyeliği yolundaki gayretinin samimiyetine inanılabilir. Peki ama o zaman neden ülkesinin Avrupa'daki geleceğini tehlikeye atmayı göze alıyor?"

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konuyla ilgili yorumu şöyle:

"Savaşın sona ermesinin üzerinin 10 yıldan fazla bir süre geçti. Kosova 3 yıl önce bağımsızığını ilan etti. Brüksel'in bölgeye sayılamayacak kadar çok para yardımında bulunmasının ardından Sırplarla Arnavutlar yine şiddet kullanarak, dünya üzerinde sanki sadece kendileri varmış gibi birbirlerine girdi. Neyse ki NATO üyesi ülkelerin tamamı bu sahneyi terketmiş değil. İngiliz askerleri hâlâ orada. Bölgede düzeni sağlayacak yeterince KFOR (Kosova Barış Gücü) askeri var."

Bielefeld'den Westfalen-Blatt aynı konuyla ilgili yorumunda, AB'ye büyük sorumluluk düştüğü görüşünde:

"AB her iki hükümet üzerindeki baskıyı büyük oranda artırmak zorunda. AB bununla şu mesajı vermeli: Eğer insanlar çatışmaya, savaşmaya devam ederse, o zaman Sırbistan'ın AB üye adaylığı konusundaki müzakereleri de keseriz."

Bugünkü gazetelerde yer bulan bir başka konu ise giderek yaygın hale gelen internette özgürlüğün sınırlarıyla ilgili tartışmalar. Kölner Stadt-Anzeiger konuyu şöyle yorumluyor:

"Anayasa düşmanı sayfalar, terörist forumları, dolandırıcı portalları, yetkili makamlarca düzenli olarak izleniyor, kapatılıyor ya da sabote ediliyor. Bu nedenle bu sayfaların sınırlandırılması, kısıtlamalara maruz kalması yönündeki talepler çoğu zaman boş tartışmalar. Bu konuda mümkün olmayan ya da olmaması gereken nokta, bütün sayfaların prensip olarak şüpheli ilân edilmesidir. İnsanların görüş ayrılıklarını, aptalca ya da garip düşünceleri, yasaları ihlâl etmedikleri sürece kamuoyundan gizlemek zorunda olmamalarının tadını çıkarmamız ve aynı zamanda da buna katlanmamız, özgürlüğün ayrılmaz bir parçasıdır. Anders Breivik interneti kullandı ve kendisini ekolojik tarımcı olarak tanıttı. Onun bu çılgın saldırısı ne internet ortamında, ne de suni gübrede doğdu, tam tersine herşey onun kafasında gelişti."


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay