1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

29.09.2009 - Avrupa basınından özetler

29 Eylül 2009

Avrupa gazeteleri, Almanya’da 27 Eylül seçimleri sonrasında partilerin durumu ve koalisyon hesaplarının yanı sıra dış politikadaki beklentileri ele alıyor.

https://p.dw.com/p/JtME
Fotoğraf: dpa

Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da yayımlanan Dnewnik gazetesi, yeni koalisyon hükümetinin olası dış politikasını irdeliyor yorumunda.

“Yeni Alman hükümeti, o ya da bu nedenle çözümü ertelenmiş bir yığın dış politik görevle karşı karşıya. Bir önceki büyük koalisyon, Hristiyan Birlik partileri ve Sosyaldemokratlar arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle bir dizi uluslararası sorun konusunda tıkanma noktasına gelmişti. Bu nedenle Başbakan Angela Merkel’in, Türkiye’nin AB üyeliği, İran’a yaptırımlar ya da Afganistan gibi zorlu konularda kafa yorması gerekmedi. AB ile bütünleşmemesi durumunda çatışma tehlikesinin hala sürdüğü Batı Balkanlar da geri planda kaldı.”

Fransız Le Monde gazetesi ise Başbakan Merkel’in yeni ortağı Hür Demokrat Parti’nin geçirdiği değişime dikkat çekiyor:

“Angela Merkel kağıt üzerinde seçimlerden güçlenerek çıktı. Ancak şimdi de güçlü yeni ortağı liberallerin baskısıyla karşı karşıya. Bu, Merkel’in doğasına aykırı. Ve ne Avrupalılar’ın ne de Fransızlar’ın çıkarına bir durum. Çünkü Hür Demokrat Parti artık, bir zamanlar Dışişleri Bakanı Genscher’in dönemindeki o eski, küçük, Avrupa yanlısı parti değil. Günümüzde AB’nin tarım politikalarını sorgularken, artık ne ortak bir sanayi politikası oluşturulmasını, ne de AB’de ekonomi yönetiminin entegre edilmesini savunuyor. Hür Demokratlar, Alman sanayisine zarar vereceği gerekçesiyle, küresel ısınmaya karşı fazla bağlayıcılığı bulunan yükümlülükler altına da girmek istemiyor. Merkel’in, Avrupa’nın en büyük ekonomik gücü Almanya’nın Avrupalı gibi de düşünebildiğini göstermesi gerekecek.”

Kopenhag’da yayımlanan Politiken gazetesi ise Avrupa solundaki kan kaybını irdeliyor yorumunda…

“Alman Sosyaldemokratlar’ın seçim yenilgisi, bir felaket zincirinin son halkası. Avrupa’daki sosyaldemokrasi derin bir kimlik bunalımının içine saplanmış durumda. Bu, ülke sınırlarının, kişiler ya da taktik soruların ötesinde bir kriz. Fiyaskonun nedeni, dağılım politikasındaki sosyal profilin kaybedilmiş olmasıdır. Sözkonusu olan, Sosyaldemokratların 90’lı yıllarda liberallerin ekonomi politikalarından devraldıkları refah dağılımıdır. Reform iradesi ve sosyal profilin yeniden dengelenmesi dışında çıkış yolu görünmüyor. Bu, sağ hükümetlerle de araya keskin bir çizgi çekilmesini sağlayacaktır. Mevcut yenilgi, yenilenme ihtiyacını ortaya koyuyor.”

İtalyan La Repubblica gazetesi de Avrupa merkez solunun durumunu ve krizden çıkış yollarını ele alıyor …

“Alman Sosyaldemokratlar’ın uğradığı hezimet beklenenden de ağır oldu. Bu yenilgi, Avrupadaki tüm merkez sol partilerin zor bir dönemden geçtiğini de doğrular nitelikte. Kamuoyu araştırmaları ve tahminlere göre İngiltere’de de İşçi Partisi önümüzdeki yılın başında yapılması planlanan seçimlerde iktidardan inecek. Merkez solun ihtiyacı olan iki şey var: Öncelikle, radikal bir şekilde değişen dünyanın sorunlarını ele alabilecek yeni bir siyasi düşünce şekli geliştirilmeli. Ve ikinci olarak, tüm güçlerin birleştirilmesi, ılımlılar ve daha radikal olan kesimler arasındaki bölünmenin giderilmesi gerekiyor. Bölünen, zayıflar ve İtalya örneğinde de görüldüğü gibi kaybeder.”

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Baha Güngör