1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

29 Ekim 2012

Ukrayna’daki seçimler, Amerikan başkanlık yarışı, Suriye’deki gelişmeler ve Euro krizi Avrupa basınında öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/16Ykw
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Rus Komsomolskaya Pravda gazetesi Ukrayna’daki parlamento seçimlerini yorum sütunlarına taşıyor. Gazetenin Ukrayna baskısında şu ifadelere yer veriliyor:

“Ukrayna muhalefet partilerinin her biri seçilecek parlamentoda kendi gücüne dayanarak etkili olmaya gayret edecek. Ancak buna rağmen hükümeti gerçekten baskı altına almak mümkün olmayacak. Muhalefetin artık birlik olması şart. Ancak hükümetin işinin de büsbütün kolay olduğu sanılmamalı. Her ne kadar ülke tarihinde ilk kez en büyük iktidar partisi bir parlamento seçimini kazanmış olsa da makam ve mevki pazarlıkları başladı bile. Ayrıca çok sayıdaki bağımsız aday, çoğunluk oluşturmayı zorlaştıracaktır. Bu karma seçim kanununa göre yapılan ilk seçimdi ve arkasında da karışık duygular bıraktı.”

Avusturya'dan Der Standard gazetesi Suriye’deki son durumu yorum sütunlarına taşıyor:

„Suriye’de bir ateşkes için hem çok geç hem de çok erken. Hem rejim hem de isyancılar kesin bir zafer kazandıklarına inanıyor, ancak o kadar çok şey oldu ki tarafların masaya oturmasını beklemek aşırı iyimserlik olur. Ne var ki iç savaşlarda hep olduğu üzere, ortada kesin bir kazanan olmadığında, yıllarca süren savaşın ve her iki tarafın bitkin düşmesinin ardından müzakereler başlayacaktır. Bu müzakereler muhtemelen şu anda en önde yer alan insanlar değil başka insanlar tarafından yapılacak. En azından rejim açısından durum bu.”

Sol liberal Fransız gazetesi Liberation Amerikan başkanlık seçimleriyle ilgili bir yoruma sayfalarında yer veriyor:

“2008 yılında seçmenlerin yaklaşık yüzde 53’ü Barack Obama’yı seçti. Bu, Demokratların aldığı en iyi seçim sonuçlardan biriydi. Cesur aday seçmenlerin aklından çok içgüdülerine hitap etmeyi bildi. Dört yıl sonra, bugün Obama Ohio eyaletinde köşeye sıkışmış bir halde, kıl payı farkla süren başa baş mücadeleden zafer çıkarmaya çalışıyor. Rakibi bir cumhuriyetçi bir milyarderin adeta karikatürü: Beyaz, muhafazakâr ve programsız. Obama’nın bu dönüşü haksız görülebilir. Ama tereddüt etmemek gerek. Hiç kuşkusuz Amerikalılar arasında kesin bir fikir birliği bulunmuyor ve umutsuz durumdalar ama depresyonlarından da yavaş yavaş sıyrılıyorlar. Obama ülkesi ve bizim gibi yabancılar için hâlâ en iyi seçenek olmayı sürdürüyor.”

İspanya’dan El Pais gazetesi Avrupa Birliği’nin krizdeki ülkelere yaptığı yardımları şu sözlerle yorumluyor:

“Hakikat, yanılgıları en iyi eleştiriden bile daha iyi ortaya çıkarıyor. Avrupa Birliği’nin çevre ülkelere yaptığı ilk malî kurtarma harekâtı tam bir felaketti. Bunun en sağlam kanıtı ilk kuşak yardım çalışmalarını bir ikincisi ve üçüncüsünün izlemesiydi. Hatanın yattığı yer şurasıydı: Aşırı derecedeki tasarruf politikası ekonomik durgunluk nedeniyle bütçe açıklarının azaltılmasına çok az katkıda bulundu. Ayrıca devlet aygıtlarındaki zayıflıkların giderilmesi için ortaya konan yapısal reformların daha fazla zamana ihtiyacı var. Almanya ve diğer ülkeler çok daha büyük bir esnekliğe ihtiyaç olduğunu kavrayana kadar Avrupa Birliği çok değerli bir zamanı boşa harcadı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay