1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

30.01.2009 - Avrupa basınından özetler

Derleyen: Hülya Topcu30 Ocak 2009

Avrupa basınında Davos'ta yaşanan kriz, Fransa'daki genel grev, Rusya'nın Kaliningrad'daki füze planlarından vazgeçmesi ve ABD Temsilciler Meclisi'nde teşvik paketinin kabul edilmesiyle ilgili yorumlara yer veriyor.

https://p.dw.com/p/GjuN
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Haftalık Der Spiegel dergisi, "Davos'ta Gazze sansasyonu, Erdoğan sahneyi hışımla terketti" başlıklı haberinde, Başbakan Erdoğan'ın BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le birlikte Davos'ta katıldığı panelin gergin geçtiğini belirtiyor. Haberde Erdoğan'ın öfkeli konuşarak, panelin sunucusuyla tartıştığı belirtilerek, "Erdoğan İsrail Cumhurbaşkanı Peres'in Gazze Savaşı konusunda duygusal bir konuşma yapmasının ardından yanıt vermesine zaman kalmadığı için paneli öfkeyle terketti" deniliyor. Haberde Erdoğan'ın, "Davos'da bir daha gelmem" sözlerini de sarfettiği aktarılıyor. Spiegel panelde Peres'in, Gazze Savaşı'yla ilgili yaptığı, alkışlanan konuşmasının ardından panelin sunucusu, Washington Post gazetesi yazarı David İgnatius'un panelin sona erdiğini ilan etmesi üzerine, Erdoğan'ın "Yanıt vermek için sadece bir dakikaya ihtiyacım var, bir dakika" dediğini ve ardından yaptığı konuşmada, İsrail'in Gazze Savaşı'nda izlediği stratejiyi eleştirerek, "Peres'in neden bu kadar alkışlandığını bilmiyorum. Gazze'de o kadar çok insan öldü ki" dediğini belirtiyor. Haberde, sunucunun sözünü kesmesi üzerine, Başbakan'ın sinirlendiğini ve konuşmaya devam ettiğini ve İsrail'i Gazze'de "barbarca" davranmakla suçladığı ifade edilerek, sunucunun bir kez daha uyarması üzerine, Erdoğan'ın Peres'in 20 dakika konuştuğunu hatırlatarak, toplantıyı terkettiği kaydediliyor.

Fransız gazetelerinden Le Figaro'nun, Sarkozy yönetiminin ekonomik politikalarını protesto amacıyla düzenlenen genel grevi konu alan yorumu şöyle:

“Dünkü gibi bir gün unutulup gitmez. Grev bir sinyaldi. Fransa’nın endişe, korku ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir dönem geçirdiğini kimse inkar edemez. Bu öncelikle, protesto kervanlarının en küçük grubunu oluşturan özel sektör çalışanları için geçerli. Nicolas Sarkozy açısından asıl tehlike büyük protesto gösterilerinden değil, mali kriz ve moral kırıcı perspektiflerin yol açtığı yaygın huzursuzluktan kaynaklanıyor.”

İtalyan La Stampa gazetesi Fransa’daki genel greve şu satırlarla değiniyor:

“Fransa Sarkozy’e karşı. Başarılı bir grev günü. Fransa’daki endişe ve huzursuzluğu gözler önüne seren kalabalık protesto gösterileri bir uyarıydı. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin aşırı faal icraatı karşısına, şimdiye kadar iyi yönetilmeyen gerçek bir muhalefetin çıkmaya başladığını da gösterdi. Ama sokağın provası sadece Cumhurbaşkanı değil, birlik olabilmek için sesini yükseltmeye karar veren sendikalar açısından da tehlikeli olabilir.”

İspanyol El Periodico de Catalunya gazetesi, Rusya’nın İskender füzelerinin üslendirilmesinden şimdilik vazgeçmesini konu alan yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in ortaya attığı son öneri sadece, Batı’ya yapılmış iyi niyet gösterisi olarak yorumlanabilir. Bu sözlerin mali kriz ve düşük petrol fiyatlarının Rusya’nın büyüklük nostaljisinin temeli sayılan ekonomik gelişmesini frenlediği bir döneme rastlaması tesadüf olamaz. Putin’in mesajı, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde kurulması planlanan Amerikan füzesavar sisteminden vazgeçmesi için Başkan Barack Obama’ya yapılmış bir çağrıdır. Böylelikle, Rus diplomasisinin ana hedefi olan Avrupa ortak savunma ittifakının yolu açılabilir.”

İtalyan gazetelerinden Corriere della Sera mali ve ekonomik krizin ABD’yi ekonomik himayeciliğe sürüklediğini yazıyor:

“Amerikan politikasının himayecilikte karar kıldığını gösteren belirtiler artıyor. ‘Amerikan malı kullan’ kampanyasına kamu inşaatlarına demir satan şirketleri dahil edilmesi başka nasıl yorumlanabilir. Bu önlem, yeni yasaya göre açılacak kamu ihalelerinden en kârlı çıkacak olan Caterpillar ve General Electric şirketleri tarafından da eleştiriliyor. En fazla yurt dışında satış yapan bu Amerikan şirketleri ekonomik süper gücün açıkça himayecilikte karar kılmasının Çin ve Avrupa ülkelerinin de konjonktür planlarında milli şirketlere öncelik tanımasından çekiniyor.”

Sol liberal İngiliz gazetesi Independent’ten aktaracağımız yorum, Amerikan temsilciler Meclisi’nde kabul edilen 819 milyar dolarlık ekonomik teşvik paketini konu alıyor:

“Senato gibi Temsilciler Meclisi’nde de Demokratlar çoğunlukta olduğundan konjonktür paketinin onaylanacağından kimsenin şüphesi yoktu. Ancak yeni Başkan’ın ekonomik krizle birlikte mücadele etme hayali gerçekleşmedi. Zira tek bir Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi bile pakete onay vermedi. Bakalım Cumhuriyetçi Parti Senato’da da aynı birliği sergileyecek mi? Obama’nın cepheleşmeyi sona erdirme arzusu övülmeye layıktır. Lakin, daha Kasım ayında sırtını yerine getirdikleri Cumhuriyetçilerin bu kadar kısa zamanda Demokratlarla aynı yolda buluşmasını beklemek gerçekçi bir beklenti olamazdı.”