1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

30.03.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay30 Mart 2004
https://p.dw.com/p/AbvC

Avrupa basınında bugün, dünyadaki gelişmelere ilişkin, Türkiye ve Fransa’daki yerel seçimlerin sonuçları, Arap Birliği zirvesinin ertelenmesi ve Özbekistan’daki terör saldırılarıyla ilgili yorumlar göze çarpıyor...

Almanya’nın ciddi günlük siyasi gazetelerinden Süddeutsche Zeitung Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yerel seçimlerdeki başarısını şöyle yorumluyor:

”Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP bundan 15 ay önceki genel seçimlerde sandık depremi yaratmış, yolsuzluk ve durgunluktan yaka silken seçmen Türk siyasetinin son 20 yılına damga vuran partileri silip atmıştı. Yerel seçim başarısı Erdoğan hükümetinin provayı başarıyla tamamladığını ve bütün Türkiye tarafından benimsendiğini gözler önüne serdi. Köklerini siyasi İslam’dan aldığı için AKP’den duyulan kuşkular dağılmışa benziyor. Recep Tayyip Erdoğan partisine dincilik yaftası asabilecek her türlü davranıştan özenle kaçınıyor. Üniversitelere başörtüsüyle girmek hala yasak. Avrupa Birliği’ne Türkiye’yi sokma çabalarıyla ve enflasyonla mücadeleye Türk halkı ikna olmuşa benziyor. Yerel seçim zaferi Erdoğan yönetimine, adaletin ve Genelkurmay’ın bütün direnişlerine rağmen reformları sürdürme ve Kıbrıs meselesinde uzlaşmacı olma gücü veriyor. Ana muhalefet partisinin varlık gösteremediği yerel seçimlerden sonra AKP’nin asıl siyasi rakipleri milliyetçi kanattan çıkabilir. Kürtçü partilerin oy kaybına uğraması da Türkiye’deki siyasi yumuşamanın işaretidir.”

Süddeutsche Zeitung’un Fransa‘daki yerel seçimlerini konu alan yorumuysa özetle şöyle:

”Fransa’daki yerel seçimlerde muhafazakar kanadın ağır hezimete uğraması, Almanya, Polonya ve İtalya’dan sonra Fransa’da da nükseden Avrupa hastalığına örnek teşkil ediyor. İç politik konuların başında ekonomik durgunluk, işsizlik ve gelecek korkusu geliyor. Bütün bu ülkelerdeki anketlere bakılırsa, kamuoyu bu konuları benimsemiş olup, modası geçmiş batı Avrupa usülü sosyal devlet anlayışının hayatta kalabilmesi için reformların şart olduğunu da kabul ediyor. Halk bu reformları gerçekleştirmeyi vadeden partileri seçiyor ve sonradan iktidarın nasıl başarısızlığa uğradığına tanıklık ediyor."

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

”Fransız muhafazakarları yerel seçim hezimetini bütün çıplaklığıyla kabul ediyorlar. Hükümet revizyonunun halkın öfkesini dindirmeye yetmeyeceğini de kendileri söylüyor. Siyasi uygulamalara, reform hamlesiyle sosyal gereklilikleri bağdaştırıcı nüans getirilmesinin şart olduğunu muhafazakarlar da teslim ediyorlar. Bu da, kamuoyunun tepkisini alabilecek köklü reformların ya sulandırılacağı ya da çıkmaz ayın son çarşambasına kalacağı anlamına geliyor.”

Fransız yerel seçimlerini konu alan son yorumu Stutgarter Nachrichten gazetesinden aktarıyoruz:

”Jacques Chirac sosyal reformlardan vazgeçmeye niyetli değil. Yerel seçimlerden güçlenerek çıkan sol partiler sendikalarla el ele verip reformlara karşı çıkabilirler. Yapısal değişimi parlamentoda önleyemezler, ama seçmenden aldıkları cesarretle sokağı harekete geçirebilirler. Bu durumda Jacques Chirac’a reformların hızını düşürmekten başka çare kalmıyor. Tıpkı Gerhard Schröder gibi."

Tunus’taki Arap Birliği zirvesinin iptal edilmesi Avrupa basınının yorum sütunlarına da yansıdı Fransız gazetelerinden Le Monde'nin Arap ülkeleri arasındaki görüş ayrılıklarını konu alan yorumu özetle şöyle:

"Zirvenin iptal edilmesi, Arap aleminin içinde bulunduğu durumu çarpıcı bir şekilde yansıtıyor. Tunus zirvesinin gündeminde, ABD’nin ‘Büyük Ortadoğu’nun demokratikleştirilmesiyle ilgili önerileri yer almaktaydı. Ancak ABD’nin Arap ülkelerinde demokrasiyi teşvik etme arzusunu inandırıcı bulmuyoruz. Arap ülkelerinde ABD’ye duyulan nefretin büyüdüğü de unutulmamalı. Bunu anlamak için ABD tarafından desteklenen rejimlere bir göz atmak yeter. Irak politikası ve İsrail Başbakanı Ariel Şaron’a verdiği destek Başkan Bush’un ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ne Arap aleminde sempati kazandırmayacaktır.”

Özbekistan’ın Taşkent ve Buhara şehirlerindeki bombalı saldırıları da Avrupa basınında yer alan konulardan. Moskova’da yayımlanan Vremya Novostey adlı Rus gazetesi, "Terör sırası İspanya’dan sonra Özbekistan’a geldi" başlığını taşıyan yorumunda şu görüşlleri dile getiriyor:

"Teröristler, İspanya’dan sonra şimdi de Özbekistan’ı hedef seçtiler. Bu ülke 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana ABD’nin bölgedeki en sıkı müttefikleri arasında yer alıyor. Bu saldırılar, terörist enternasyonalin her an herkesi vurabileceğine kanıttır. Terör Avrupa demokrasileriyle Asya’nın teokratik rejimleri arasında fark gözetmiyor.”