1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

30.04.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Jülide Mollaoğlu30 Nisan 2007

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin sert açıklaması ve yaptığı laiklik uyarısı, Alman basınında geniş yankı buldu. Türkiye’deki gelişmeler, bugünkü gazetelerin yorum sayfalarında öne çıkan konular arasında bulunuyor.

https://p.dw.com/p/AbiW

Süddeutsche Zeitung’da siyasi bir kriz içinde bulunan Türkiye’nin yapmak zorunda olduğu seçimin, aslında laiklik ve şeriat arasında olmadığı belirtilerek şöyle devam ediliyor: “Türkiye, geçmişindeki karanlık döneme geri dönüş ile demokratik bir gelecek arasında seçim yapmak zorundadır. Bu aynı zamanda, Türkiye’nin gelecekte bir gün, Avrupa Birliği içinde kendine bir yer bulup, bulamayacağı veya Avrupa’ya uyum sağlayıp, sağlamayacağı anlamına da geliyor...”

Frankfurter Allgemeine Zeitung’da, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini destekleyen Avrupalıların ordunun tehditlerini kınadığı belirtiliyor ve gazetede yer alan yorumda, Türkiye’nin Avrupa Birliği süreci sorgulanıyor. “Gerçekte, uzun süre boyunca Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine destek veren askerler, Kemalist devlet yapısı içinde sahip oldukları güç azaltılmadığı sürece, bu üyeliğin mümkün olmadığını kavradılar ve bu nedenle de, uzun zamandır ne yapacaklarını düşünüyorlar. Buna karşın, Erdoğan da, Avrupa Birliği sürecini, partisinin iktidarını dış siyaset yoluyla güvence altına almak için, hızlandırmadı. Bu duruma göz yummak istemeyen herkes şu soruyu sormalıdır; bu şartlar altında, bu ülke Avrupa Birliği ile müzakereler için gereken yeterliliğe sahip mi?”

Die Welt gazetesinde Genelkurmay’ın uyarısı Türkiye’de 1960’dan bu yana gerçekleşen beşinci darbe olarak nitelendiriliyor ve bunun demokrasiye aykırı olduğu vurgulanıyor: “Türkiye’deki siyasi kültürün, Avrupa’nın beklentileri ve düşünce sisteminin bir ışık yılı uzağında olduğu çok açık. Ankara’nın Avrupa Birliği rüyasının sonu geldi. Şimdi ya kan akacak, ya da erken seçimler yapılacak, belki de, ikisi birden yaşanacak. Adalet ve Kalkınma Partisi, çok oy kaybetmese bile, seçimlerde ağırlığını yitirecek. Adalet ve Kalkınma Partisi için, rüyanın sonu gelmiş gibi görünüyor.”

Berliner Zeitung’da yer alan yorumda ise,Türkiye’de ordunun tehdidine rağmen, Erdoğan hükümetinin buna boyun eğmediği kaydediliyor: “Hükümet, Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmedi ve bunun için de haklı nedenleri var. Gül’ün eşinin başı örtülü olmasına rağmen, Gül-Erdoğan hükümeti ülkeyi öne sürüldüğü gibi İslamlaştırmadı, ama Avrupa’ya yakınlaştırdı. Yoğun katılımlı protesto gösterilerine rağmen, iç huzur bozulmadı. Elbette önemli olan bir nokta da; ordunun geçmişte gerçekleştirdiği müdahalelere kıyasla, Amerika Birleşik Devletleri’nin, bugünkü şartlar altında, böyle bir darbeye ihtiyacının olmaması.”

Mainz’da yayımlanan Allgemeine Zeitung’da ise Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk tarafından oluşturulan laik devlet yapısının bugüne kadar korunduğu ve böylelikle Türkiye’nin Avrupa ile yakın ilişkilerinin hiç kopmadığı hatırlatılıyor: “Buna rağmen, ordunun son tehditi kesinlikle kabul edilemez ve son derece tehlikeli... Ama, Türk halkının sessiz bir şekilde, ordunun talimatlarına boyun eğeceğini ve hiç direnmeden ülkede demokrasinin saf dışı bırakılmasına izin vereceğini varsaymak, o kadar da kolay değil.”