1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

30.10.2009 - Alman basınından özetler

30 Ekim 2009

Alman basınında AB’nin Liderler Zirvesi, ABD’nin Afganistan ve Pakistan’da yeni strateji uygulama zorunluluğu ve Batının İran ile ilişkileri konulu değerlendirmeler bulunuyor.

https://p.dw.com/p/KJAo
Fotoğraf: AP

“Schwäbische Zeitung”, ‘AB ülkeleri liderlerinin, AB Konsey Başkanlığı için ismi en fazla anılan İngiltere'nin eski Başbakanı Tony Blair gibi güçlü bir kişiliği Birlik adına politika sahnesine çıkartacak cesareti var mı acaba’ diye soruyor ve yorumunun devamında şunları ekliyor:

“ … Yoksa AB liderleri Birlik başkanlığına her dediklerini yerine getirecek, onların işine fazla karışmayacak birini mi getirecek? Bu tür temel soruların yanıtı Avrupa’nın gelecekteki gücünü göstermesi açısından son derece yaşamsal nitelikte. Çünkü liderler bu kararla birliğin hangi yolu takip edeceğini belirlemiş olacaklar. AB ülkeleri ancak ve ancak birliğin tümünün çıkarlarını gözettikleri, kendi çıkarlarını bir parça geriye çekebildikleri ve koordineli çalışabildikleri ölçüde, ilerde -şimdiye kadar olduğundan daha fazla- dışarıya karşı da bir bütünlük içinde boy göstereceklerdir.”

“Süddeutsche Zeitung”, 27 ülkeden oluşan AB’nin Liderler Zirvesi’ne atıfta bulunarak, bu tür buluşmalara katılan ülke temsilcilerinden bazılarının her zaman başrol, bazılarının ise her zaman yardımcı rol üstlendiğine işaret ediyor. Yorumun devamını okuyoruz:

“ Brüksel’de her zaman olduğu gibi bu defa da yine 27 aşçı ile 27 garson toplandı. Ülkesi adına Başbakan Angela Merkel ile birlikte bu buluşmaya katılan Almanya’nın yeni Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle bu tehlike konusunda sık sık uyarılmıştır. Eğer ülkenin Başbakan’ı dışişleri ve Avrupa politikaları zemininde son derece kendinden emin bir biçimde sahneye çıkıyorsa, o durumda Dışişleri Bakanı’nın fazla bir hareket serbestisi kalmıyor. Bu deneyimi Westerwelle’den önceki Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de yaşamak zorunda kalmıştır. Ki, aslında Başbakan Merkel bu alanda sosyal demokrat Steinmeier’den daha deneyimli değildi. Şimdi ise Merkel yılların deneyimli, rutin politikacısı olarak, Westerwelle ise işine ilk siftah eden siyasetçi olarak sahneye çıkıyor.”

Lüneburg’ta yayımlanan “Landeszeitung” gazetesi, Afganistan ve Pakistan’da son günlerde meydana gelen bombalı saldırılarda yine Amerikan askerlerinin ölmesi kapsamında, ABD’nin bu bölgedeki siyasetine ilişkin şu yorumu kaleme alıyor:

“ ABD’ne gönderilen cenazeleri askeri selamla bizzat karşılayan Amerikan Başkanı Barack Obama, savaşın nelere malolduğu konusunda bir önceki Başkan Bush’un savaşın bedeliyle ilgili oynadığı saklambaç oyununa da son vermiş oluyor. Çünkü savaşın gerçek bedeli insan hayatının yitirilmesidir. Ancak Obama’nın asker selamı reel politikaların yerine geçmiyor. Afganistan ve Pakistan’daki son saldırılara rağmen Obama yeni stratejiler belirlemekten çok, sembolik siyaset yapmakla yetiniyor. Afganistan’da halkın Taliban saldırılarından en iyi şekilde korunması, bunun için de yabancı askeri birliklerin takviyesi gerekiyor. Aynı zamanda Pakistan Ordusu da ülkedeki Taliban varlığını sadece dağıtmak yerine tam olarak yok edebilirse, o zaman bölgede istikrar sağlanabilir.”

Son olarak “Stuttgarter Zeitung”un Batının İran ile ilişkilerine değindiği yoruma bir göz atıyoruz:

“Batı ile İran birbirine muhtaçtır. Bu nedenle Tahran’ın uranyum zenginleştirme hakkını kabul etmek, öte yandan da ülkeye yardım için modern rafineri tesisleri kurma önerisi sunmak gerekir. Ayrıca Başkan Obama’nın nükleer silahlardan arınmış bir dünya rüyasına, somut olarak nükleer silahlardan arındırılmış Ortadoğu bölgesini de katması ve bu konuda bölgedeki tüm ülkelere ABD’nin garantisini vermesi gerekir. O zaman barış daha bir yakınlaşmış olur.”



Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu