1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

30.11.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ayşe Tekin30 Kasım 2005
https://p.dw.com/p/AboK

Alman basınında bugün öne çıkan konu, Irak’ta kaçırılan Alman rehine. Avrupa basınında da bu konuya ilişkin yorumlar göze çarpıyor.

“Ve savaş Almanlar’a da ulaştı”, “Rehin alma olayı Almanya’yı Irak savaşına dahil etti”, “Hayır dediğimiz savaşın sonuçlarından kurtulacağımız bir yanılgı idi” Alman arkeolog Susanne Osthoff’un kaçırılması bu başlıklarla yorumlanıyor. Çeşitli gazetelerin değerlendirmesi ise şöyle:

Berlin’den Die Welt:

“Irak’a birlik göndermediğimiz için bize birşey olmayacağını düşünmüştük. Susanne Osthoff’un rehin alınması aksini ispatladı. Ne tarafsızlık, ne milliyet ne de Susanne Osthoff’un İslam dinini seçmiş olması teröristleri engellemedi. Radikal İslamcılar’ın nefreti ayırım yapmadan tek bir karşıt tanıyor: Batı”

Köln’den Express:

“Dünden bu yana bir şeyin farkına vardık: Alman hükümetinin Irak savaşına “hayır” demesi, bir Alman’ın Irak’taki şiddet gruplarının kurbanı olmasını engelleyemedi. Şimdi Berlin hükümeti zor bir dengeyi tutturmak durumunda. Bir yandan rehinenin yaşamını tehlikeye atmamalı, öte yandan teröristlerin taleplerine taviz vermemeli.”

Financial Times Deutschland:

“Almanya’nın Irak’ta yeni bir düzen yaratmaya çalışanlarla, bu düzene şiddetle karşı çıkan terör grupları arasındaki çatışmaya uzak kalamayacağı ortaya çıktı. Angela Merkel, ilk zor sınavı ile karşı karşıya.”

Frankfurter Allgemeine:

“Irak’ta yaşayan, kültürü tanıyan ve yıllardır insani yardım çalışmalarını organize eden birinin kaçırılması senaryoya uyuyor. Bu rehin alma olayının mesajı: Kimsenin güvenliği yok. Terör tam da bu anlama geliyor. Şimdi yapılması gereken, Amerikalılar’ın ve Irak makamlarının yardımı ile rehinenin kurtarılması. Umarız, bu diğer rehin alma olaylarında olduğu gibi başarı ile sonuçlanır.”

Düsseldorf’tan Westdeutsche Zeitung:

“Irak’ın terörün pençesinden kurtulması umudu her geçen gün azalıyor. Bu durumda yardım örgütlerinin, çalışanlarını riske atıp atmayacakları konusunu bir kez daha düşünmesi gerekiyor.”

Nürnberger Nachrichten:

“Sosyal Demokrat - Hıristiyan Demokrat koalisyonu göreve başlar başlamaz zor bir sınavla karşı karşıya. Başbakan Angela Merkel, ABD’nin Irak’a müdahalesini selamlamıştı. Rehin alma olayı, Berlin’e, ABD’ye destek verilmemesi yolunda bir uyarı. Olayın sorumluları, bir kez daha Avrupa’daki politik farklılıklar konusunda ne kadar bilgili olduklarını gösterdiler. Böylece Berlin hükümetini teröre taviz vermeme ile vatandaşının yaşamını koruma ikilemi arasına sıkıştırdılar.

Irak’ta kaçırılan Alman arkeolog ve bu olayın Almanya’nın politikasına etkisi ile ilgili yorumlar, diğer gazetelerde de benzer değerlendirmelerle devam ediyor.

Moskova’dan Gazeta:

“Irak savaşı hazırlandığı sırada Almanya, Fransa ile birlikte ABD ve İngiltere’nin karşısında yer almıştı. Berlin işgali sert bir dille kınayan ve Saddam Hüseyin’in kitle imha silahlarına sahip olduğuna inanmayanlar arasında idi. Şimdi yeni Başbakan Washignton’la yakınlaşmanın dış politikadaki öncelikleri olduğunu söylüyor. Bunun Irak’taki rehin alma olayı ile değişip değişmeyeceği ise belli değil.”

Roma’dan La Republicca’nın yorumu ise şöyle:

“Angela Merkel’a Gerhard Schröder’in miras kalan “Irak savaşına hayır” politikası, Almanya’yı uluslararası terörün hedefi olmaktan kurtaramadı. Almanya’nın ilk kadın başbakanının, daha ilk hükümet açıklamasını yapmadan karşısına çıkan bur zor görevin kurbanı da tesadüfen bir kadın. Merkel ilk uluslararası sınavı ile karşı karşıya.”

Frankfurt’ta yayımlanan Maerkische Oderzeitung, ise Alman Dışişleri Bakanı Frank Steinmeier’in Amerika gezisi ve CIA’in gizli uçuşlarına değiniyor:

“Amerikan estihbarat örgütünün nerelerde hapishaneleri olduğunu ve buralara zanlı nakillerini nasıl yaptığını belki hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyeceğiz. Amerikalılar, Avrupalılar’dan her zaman açık kartla oynamalarını isterler, ama bu kuralı kendileri için kabul etmezler. Dışişleri Bakanı Rice, suçlamalara açıklık getirilmesi konusunda söz verse de, atlantikötesi ilişkilerdeki bu sorunun çözülemeyeceği biliniyor. Belki Amerikalılar, bu tür faaliyetlerini başka yerlere yönlendirerek Avrupalılar’ı yatıştırırlar.”

Avrupa gazetelerinden Viyana’da yayımlanan Der Standart gazetesi de CIA’in gizli hapishaneleri konusunu yorumluyor:

“Amerikalılar, Avrupalıların kararsızlığı sayesinde ve ‘amaca ulaşmak için her türlü araç mübahtır’ ilkesi ile bu tür faaliyetlerini devam ettirirlerse, orta ve uzun vadede – Irak savaşında olduğu gibi- hedeflediklerinin tam aksine ulaşacaklar. Terörü önlemek yerine, teröristlere en etkili savları sağlayarak güçlenmelerini sağlayacaklar. “

Gazetelerin ekonomi sayfalarında ise Ekonomik İşbirliği Örgütü OECD’nin Avrupa ve Alman ekonomisine yönelik olumlu tahminlerine yer veriliyor. Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel, OECD’nin ekonomi tahminlerini yeni Alman hükümeti için olumlu bir sinyal olarak görüyor ve “Gerhard Schröder bu konuda şanssızdı, belki Angela Merkel daha şanslı olur” yorumunu yapıyor.

Avrupa ekonomilerinde canlanma belirtileri görüldüğü bir sırada, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz arttırımı söylentileri, ekonomik konjonktürün etkileneceği endişesi yarattı. Fransız Le Monde gazetesi de Avrupa Merkez Bankası’nın faiz arttırımı beklentilerine değiniyor ve Avrupa ekonomisini şöyle değerlendiriyor:

“Merkez Bankası, Avrupa’daki enflasyon eğilimini endişe ile izliyor. Son bir yılda tüketim maddelerinin fiyatları ortalama % 2,5 arttı. Avrupa Bankası’nın limiti ise % 2. Kuşkusuz bu artışta petrol fiyatları önemli bir rol oynuyor, diğer tüketim maddelerindeki ortalama artış % 1,4 civarında. Yine de Frankfurt’taki bankacılar enflasyonist eğilimin ücret artışı talepleri ile alevlenmesinden endişe ediyor. Bu yüzden de faizleri arttırabilirler, ama çeyrek puanlık artış ekonomik konjonktürün önünde engel olmayacaktır.”