1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

30.12.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap30 Aralık 2005
https://p.dw.com/p/Abnz

Avrupa basını eski Alman diplomat Chrobog’un Yemen’de kaçırılmasını, Rusya ve Ukrayna arasındaki doğalgaz krizini, Ortadoğu’daki son gelişmeleri ve Güney Korey’deki kök hücre skandalını konuşuyor.

Alman Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı Chrobog ve ailesi, tahminlerin aksine dün serbest bırakılmadılar. Basın, Chrobog’u sorumsuzca davranmakla suçluyor. Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetesi Bild’de şöyle deniliyor:

“Yaptığının tehlikeli olduğunu pekala biliyordu. Eğer her şey yolunda gider ve Chrobog serbest kalırsa, ’tehlikeli olduğunu bilmiyordum’ diyemeyecektir. Ne de olsa Susanna Osthoff’un Irak’a dönme kararını eleştirmişti. Bu kaderin garip bir cilvesi değil, sorumsuzca davranmaktır. Chrobog, kendi söylediklerinin tersini yaparak sadece kendisinin ve ailesinin canını tehlikeye atmadı; onun sayesinde, Almanya tarafından yayımlanan seyahat uyarıları halk tarafından ciddiye alınmayacak artık. Bakalım bundan böyle Chrobog insanlara, ’Irak’a gitmeyin, şuraya buraya seyahat etmeyin’ dediğinde, kim ciddiye alacak?“

Ancak Chrobog’un yanlış yapmadığını savunanlar da var. Örneğin, yerel ölçekli Alman gazetesi Frankfurter Neue Presse şu yoruma yer vermiş:

“Osthoff’tan sonra şimdi de eleştiri okları Chrobog’a yöneldi. ’Göz göre göre, neden böyle bir tehlikeye atıldı? Eski bir diplomat olarak rehineciler için bulunmaz bir nimet olduğunun farkında değil miydi?’ diye soranlar var. Ama Chrobog yanlış yapmadı. Yemen için yapılan seyahat uyarısına uygun davrandı. Tanınmış bir seyahat acentası aracılığıyla Yemen’e gitti. Ayrıca yönetime yakın duran saygın Yemenliler’in misafiriydi. Güvensiz bir ülkeye giderken, bundan daha bir güvence olmaz…“

Gazze Şeridi’nde üç İngiliz’in kaçırılması olayına ilişkin olarak İngiliz gazetesi The Times şöyle yazıyor:

“Filistinli örgütler, fraksiyonlar kavgalarına yabancıları mı alet ediyor? Yoksa El Kaide, Gazze’de eylem yapmaya mı başladı? İsrail askerleri çekildikten sonra bölgede kaos hakim. Hamas ve Filistin yönetimi arasındaki savaş yüzünden oluyor bütün bunlar. Yakında yapılacak olan seçimler ve İsrail’in tutumu bölgede şiddetin tırmanmasına yol açtı.”

Bir başka İngiliz gazetesi Daily Telegraph da Filistin lideri Mahmud Abbas’ı eleştiriyor:

“Kendi örgütü El Fetih içindeki hizipleşme ve Hamas’ın giderek daha çok destekçi bulması Abbas’ı güçsüz kılıyor. Abbas, adamlarını yönetmekten aciz. Ayrıca korkuyor. Ve bu zaaf, hem İsrail’le ilişkileri, hem de bölgedeki demokrasiyi kötü etkiliyor. Fakat henüz her şey kaybedilmiş değil. Hamas’ın arkasındaki halk desteğinin artması, Hamas’ı şiddet yolundan döndürüp sivil mücadele yoluna sokabilir.”

Ortadoğu’dan çıkıp Rusya’ya uzanıyoruz. Ukrayna ve Rusya arasındaki doğalgaz krizine geniş yer ayrılmış gazetelerde. Alman Westdeutsche Allgemeine Zeitung’da şöyle yazıyor:

“Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik, ‘Zam yapmazsanız gazınızı keseriz’ tehdidine Ukrayna karşılık verdi: ‘Gazımızı keserseniz, bizade Batı Avrupa’ya giden boru hattından gaz alırız.’ Ve Rusya Savunma Bakanı Ivanov da Ukrayna sınırını tanımamakla ilgili sözler sarfetti. Bütün bunlar kaygı verici gelişmeler. İnşallah Kiev ve Moskova arasındaki bu sürtüşme bir söz düelleosundan ibaret kalır. Roller belliymiş gibi görünüyor. Bir tarafta Turuncu Devrim ile kendine gelen cesur, küçük Ukrayna; öteki tarafta da Ukrayna’yı cezalandıran kötü Kremlin. Ama ekonomik olarak mesele bu kadar basit değil. Rusya, doğalgaz fiyatının dünya seviyesine çekilmesini istiyor. Bu makul bir istek. Ama bir de siyasi tarafı var işin: Moskova eski günlerdeki gibi kükrüyor, hala bir süper güç olduğunu ilan ediyor. Doğalgazını büyük oranda Ukrayna üzerinden, Rusya’dan alan Batı Avrupa da bu kavgadan etkileniyor. Ukrayna olayı, Avrupa için ders olmalı.“

Avrupa basınında yer verilen bir başka konu Güney Kore’deki klonlama skandalı. Alman Die Welt gazetesinde şu satırlar dikkat çekiyor:

“Evet bilim adamı Hwang bir sahtekar olabilir. Peki bilimsel makaleyi ele alan diğer 24 bilim adamı da mı sahtekar? Bunun da araştırılması gerek.“

Yerel Alman gazetesi Rheinische Post ise şu yorumu taşımış sayfalarına:

“Bu kök hücre araştırmaları için büyük bir darbe. En önemli bilim adamlarından birinin sahtekar olduğu ortaya çıktı. Daha da kötüsü, Hwang çalışmalarını Avrupa ve Amerika’da da tanıttı. Ve burada da kimse sahtekarlığın farkına varmadı. Bilim camiası denetleme fonksiyonunu yitirmiş. Peki bütün bunlardan çıkan ders ne? Klonlama sanıldığından zor bir iş! Ama bu, klonlama işini çöpe atmak için bir sebep değil. Bilim adamları bunun üzerinde çalışmayı sürdürecek. Belki hemen gelişme kaydedilmeyecek. Fakat yavaş yavaş da olsa bir yerlere gelinecek.“