1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 3012 Presseschau 2

30 Aralık 2010

Avrupa basını birbirinden farklı konuları ele alıyor. Afganistan'daki Fransız rehineler, internetin 2010 yılında yol açtığı sansasyonel olaylar ve Alman hükümetinin giderek puan kaybetmesi, yorum konuları arasında.

https://p.dw.com/p/zrVN

Fransa'dan La Voix du Nord, Afganistan'da bir yıl önce rehin alınan iki Fransızın durumunu analiz ediyor. Gazetenin yorumu şöyle:

"Afganistan, Mali ya da Somali'deki rehinelerin kurtarılması için müzakereler yürüten hükümetler, rehineleri elinde bulunduranların taleplerini artırmaktan başka bir işe yaramayan medyatik tiyatrodan vazgeçmeli. Peki ama Afganistan'taki rehineler konusunda ilk aylarda sessiz kalınması yönünde izlenen starteji başarısız mı oldu? Sahra Çölü'nde Areva şirketinin yedi çalışanının El Kaide'nin elinde tutulduğu ve ailelerinin müzakereler konusunda hiçbir ilerleme sağlanmadığı izlenimine kapıldığı olayda da aynı durum söz konusu. Sessiz kalınması sonuç olarak Fransız rehine Michel Germaneau'yu, Nijer'deki 'İslamcı kasaplar'ın elinden kurtarmadı."

İspanya'dan El Periodico gazetesi ise bugünkü sayısında Alman hükümetinin, son kamuoyu anketlerinde aldığı kötü sonuçları yorum sütunlarına taşıyor:

"Almanya iyi, hem de çok iyi durumda. Ancak Angela Merkel'ın durumu kötü. Bugünlerde seçim olsa, hem kendisi muhalefet sıralarına dönmek zorunda kalacak kadar kötü durumdalar. Peki Merkel, Almanlar tarafından bu şekilde cezalandırılacak ne yaptı? Bunun nedenlerinden biri Hür Demokrat Parti (FDP) ile yapılan koalisyon. Ayrıca Dışişleri ve Savunma Bakanları'nın Afganistan'daki Alman askerlerinin geri çekilmesi konusunda farklı görüşlere sahip olması da Başbakan için bir avantaj değil. Bunun dışında Avrupa 'da ekonomik ve mali krizin önce ve sonrasında iktidarda olan bütün politikacılar için geçerli olan bir neden daha var. Vatandaşlar, bu krizin bedelini birilerinin ödemesi gerektiğini hissediyor. Bunun bedelini sadece kendileri ödemek istemiyor. Hükümetler de krizin bedelini ödemeli."

İtalya'dan Corrriere della Sera, İtalya'nın içinde bulunduğu durumu ele alıyor. Gazete politikacıları eleştirdiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"İtalya'da politikacılar susuyor. Politika cıvık bir iyimserliğe sahip Başbakan Silvio Berlusconi ile onun içi boş karşıtları arasında bölünmüş durumda. Hepsi birden yaptıkları açıklamalar, verdikleri demeçler ya da sözlü saldırılarda ülkeye seslendiklerine inanıyorlar. Ancak gerçekte giderek daha da sallanan bu siyasi platformları, küçümsenmeyi ve hor görülmeyi hakediyor. İtalyanlar, hiçbir biçimde ülkenin gerçek sorunları hakkında politikacılardan çözüm önerisi ya da somut bir yanıt alamıyor: Napoli'nin çöp sorunu nasıl çözümlenecek? Ya da bütçe açığı nasıl azaltılacak gibi... İtalya, sürenin giderek azaldığı, zamana karşı bir yarışın içinde."

Fransa'dan L'Est Republicain bugünkü sayısında, internetin günümüz koşullarında ne kadar büyük bir güç haline geldiğine dikkat çekiyor. Yorum şöyle:

"İnternet, 2010 yılının en önemli aktörüydü. Le Monde gazetesi, Wikileaks internet platformunun kurucusu Julian Assange'yi yılın adamı seçti. Time ise sosyal paylaşım sitesi Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg'i. Elektronik devrimin bu iki kahramanı, teknolojinin kişisel ilişkileri nasıl iyiden kötüye doğru değiştirdiğini gösterdi. Bilgileri tıpkı arama motoru Google gibi tarıyor, üzerinde çalışıyorlar. Gizli bilgilerin sızdırılması konusunda uzmanlaşan ve bu bilgileri Wikileaks'e sızdıran meçhul kişi, Pentagon'un gözünde 'kara koyun' hâline geldi. Sürekli olarak aynı mesaj veriliyor: İnternet çok az olanak ve araçlarla, çok büyük ve köklü değişikliklere neden olabilir."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa