1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

31.08.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap31 Ağustos 2005
https://p.dw.com/p/AbpN

Avrupa basınında bugün, ABD’yi kasıp kavuran Katrina Kasırgası’na ve kasırgayla birlikte artan petrol fiyatlarına ağırlık veriliyor. Alman Süddeutsche Zeitung, Katrina’dan sonra, Amerika Birleşik Devletleri’nin çevre ve iklim politikasında değişikliğe gitmesinin zorunlu olduğunu belirtiliyor. Gazetede şu yorum yapılıyor:

“ABD, çevre ve enerji politikasında değişikliğe gitmek zorunda. Bunun yolu da, petrol fiyatlarında ayarlama yapmaktan ve hammadde pazarında küresel rekabetten geçiyor. Washington, Çin’in Amerikan enerji pazarına girme çabalarını korkuyla izledi. Fakat Kongre, enerji lobisini sakinleştirmesini bildi ve böylece enerji yasalarında radikal değişiklikler yapılmasını engelledi. Fakat tüm bunlar, enerji politikları köhneleşmiş bir devin küçük çırpınmalarından başka bir şey değil. Ve ABD’de artık, petrol tüketimini yaşam standartlarına uydurmadığı takdirde, bu devin öleceğine dair kanı giderek daha çok insan tarafından destekleniyor.”

Hamburger Morgenpost gazetesi de Katrina Kasırgası ile ilgili gelişmeleri benzer şekilde yorumluyor:

“ABD Başkanı George Bush eleştirilerin hedefinde. Kyoto Anlaşması’nın altına imza atmamakta hala direniyor. Ekonomi lobisini dinleyip çevre politikasını değiştirdiği takdirde, ekonomik büyümenin baltalacağını iddia ediyor. Ama ne var ki doğa, ekonomi lobisinden daha güçlü. Doğanın kendi kanunları var. Bush artık doğayı ciddiye almalı.”

Ancak Almanya’nın Hamm kentinde yayımlanan Westfaelischer Anzeiger farklı bir açıdan yaklaşıyor olaylara. Gazeteye göre Katrina Kasırgası’nın yaklaşık 100 insanın ölümüne neden olması, sadece Başkan Bush’un suçu değil:

“Evet, insanoğlunun küresel ısınmada payı olduğu şüphe götürmez. Fakat, ‘kötü Başkan Bush yüzünden New Orleans’taki evler zarar gördü’ demek, kolaya kaçmak olur. İşler bundan daha karmaşık. Bir kere bu tarz kasırgaların doğal felakatler olduğunu ve bunların endüstrileşmeden önce de dünyayı kasıp kavurduklarını unutmamak gerek. Ve bu kasırgaların günümüzde bu kadar zarara yol açmasında, ABD’nin güney kıyısındaki yanlış şehirleşmenin de payı büyük. Amerikalılar, gereğinden fazla iyimser bir tutum sergilemişler.”

Avrupa basınında, Türkiye ile ilgili yorumlar da dikkat çekiyor. İsviçre’de yayımlanan Neue Züricher Zeitung’da, Türkiye’nin ekonomik büyümesiyle ilgili bir yorum yer alıyor. Gazetede şöyle deniliyor:

“Türkiye ekonomisinin üç yıldır sürdürdüğü büyüme hızında bu yıl bir yavaşlama olacak. Aynı zamanda gayri safi milli hasılada, yüzde 7’lik bir açık söz konusu, ihracatın arttığı dönemler artık bitti. Ancak yine de pozitif bir hava esiyor. Türkiye’nin yaşadığı ekonomik büyümenin en önemli etkenlerinden biri de yatırımcıların duydukları güvendi, ki bunun da sebebi, istikrarlı bir hükümetin başta olmasıydı. Ayrıca IMF’yle ilişkilerde pürüz çıkmaması ve Lira’nın değer kazanmasıyla düşük enflasyon, ekonomiye ivme kazandırdı. Avrupa Birliği’ne girme olasılığı da ekonomik büyümeyi destekledi. Şimdilerde Avrupa Birliği’ne girme konusunda gelen haberler pek parlak olmasa da yatırımcılar bundan pek etkilenmiyorlar.”

Türkiye - Avrupa Birliği meselesiyle ilgili diğer gazetelerde yer alan haber ve yorumlar da dikkat çekiyor. Avusturya’nın Graz kentinde yayımlanan gazetelerinden Kleine Zeitung’da, Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel’in, Türkiye’nin yakında başlayacak müzakerelerde, Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin yanı sıra, bir takım alternatifler geliştirmesi gerektiğine dair sözlerine yer veriliyor. Gazete, “Türkiye’yi İslam dünyasında tek başına açlığa terk etmek istemiyoruz. Ancak iş pazarımızı açmayacağımız kesin. Müzakereler 20 yıl sürebilir ve ucu da açık” diyen Schüssel’in, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek için henüz yeterli olgunluğa erişmediği görüşünde olduğunu yazıyor.

Öte yandan 18 Eylül’de sandığa gitmeye hazırlanan Almanya’da yayımlanan Stuttgarter Zeitung, Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’in, Hıristiyan Birlik Partileri’nin adayı Angela Merkel’in Türkiye politikasına yönelik eleştirisini aktarıyor. Stuttgarter Zeitung, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğine karış çıkan ve imtiyazlı ortaklık formülünü destekleyen Merkel’in politikasını, “kör ve tehlikeli” olarak nitelendiren Fischer’in, partisinin sandıktan mağlup çıkacağına işaret eden kamuoyu araştırmalarına kulak asmadığını belirtiyor.