1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0102 Europas Schuldenstaaten

1 Şubat 2011

Avrupa Birliği'nde, bazı üyelerin karşı karşıya kaldığı borç krizini aşmanın yolları tartışılıyor. 750 milyar euroluk kurtarma fonunun güçlendirilmesi öneriliyor. Ancak üye ülkeler arasında görüş ayrılıkları var.

https://p.dw.com/p/108CI
Fotoğraf: Fotolia/interlight

Yunanistan'ın borç batağına sürüklenmesinin ardından Euro Bölgesi ülkeleri, geçen yılın mart ayında bir kurtarma paketi hazırladı. Ayrıca başka ülkelerin de aynı duruma düşme olasılığına karşı Avrupa İstikrar Fonu olarak adlandırılan bir mekanizma oluşturdu. Ancak oluşturulan bu mekanizma tartışmalara noktayı koymadı. Zira Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Birliği Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu üyesi Olli Rehn İstikrar Fonu'nun güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

750 milyar euro niye yetmiyor?

750 milyar euroluk fonun büyük bölümü teminatlardan oluşuyor ve rezervde tutulması gerekiyor. Fondan borç olarak kullanıma ayrılan miktar ise 440 milyar euro. İşte bu rakamın yeterli olmadığı düşünen bazı Avrupalı politikacılar, kurtarma fonunun kapsamının genişletilmesini istiyor. Ancak bunun çok da gerekli olmadığını dile getiren Bavyera Finans Merkezi'nden Profesör Wolfgang Gerke şunları söylüyor:

Bavyera Finans Merkezi'nden Prof. Wolfgang Gerke
Bavyera Finans Merkezi'nden Prof. Wolfgang GerkeFotoğraf: picture-alliance/ ZB

"Bence fonun sağladığı mali kaynaklar henüz tüketilmeden bunun yeterli olmadığını söylemek çok tehlikeli. Siz eğer büyük meblağları önlerine koyarsanız, zorlukları mevcut kaynaklarla aşmak durumunda olan söz konusu ülkelerin üzerindeki baskıyı hafifletmiş olursunuz.“

Gerke'ya göre, durum bazılarının öne sürdüğü kadar kötü değil. İstatistikler yine de endişelendiriyor. Örneğin İtalya, bu yıl 270 milyar euroyu aşkın borcu paraya dönüştürmek zorunda. Ancak Gerke, İtalya'nın bu sorunu tek başına aşabilecek durumda olduğunu belirtiyor:

"İtalyan ekonomisi güçlü bankalar tarafından finanse ediliyor. Kriz bu bankaları neredeyse hiç sarsmadı. Gerçi İspanya'da da emlak kredileri nedeniyle bazı bankalarda sorun var, ancak diğer İspanyol bankaları dünya çapındaki güçlerini koruyor.”


Kriz-siyaset ilişkisi

Alman Ekonomisi Enstitüsü Euro uzmanı Jürgen Matthes
Alman Ekonomisi Enstitüsü Euro uzmanı Jürgen MatthesFotoğraf: Jürgen Matthes

Alman Ekonomisi Enstitüsü'nden, Euro uzmanı Jürgen Matthes ise siyasetin, kredi itibarında oynadığı kilit öneme dikkat çekiyor. Hükümet krizlerinin kredi itibarını olumsuz etkilediğini ifade eden Matthes, yarım yıldır seçilmiş bir hükümetin olmadığı Belçika'da durumun daha kritik olduğunu anımsatıyor. Matthes, bununla birlikte krizin siyaseti de etkilediğine işaret ederek şu değerlendirmeyi aktarıyor:

"Finans piyasalarındaki tedirginlik, siyasi uzlaşı sağlanması doğrultusunda baskıyı artırıyor. Faiz artışının uzlaşma süreçlerini hızlandırıp hızlandırmayacağını göreceğiz. Böylelikle krizlerden olumsuz sonuçlar da elde edilebilir.”

Hatta Matthes'e göre, aynı olumlu siyasi sonuçların İrlanda, Yunanistan ve Portekiz'de de gözlemlenebileceğini belirtiliyor:

"Bu ülkeler uluslararası rekabet gücü bakımından oldukça gerilerdeydi. Kriz, bu ülkelerde reform sürecini başlattı ve bunların kararlılıkla hayata geçirilmesini umuyoruz. Bu reformlar Avrupa'nın daha dinamik olmasını beraberinde getirebilir. Yani kriz bir fırsat yaratabilir.”


© Deutsche Welle Türkçe

Fabian Schmidt / Çeviri: Değer Akal


Editör: Hülya Köylü