1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Aşırı sağ AP’de örgütleniyor

Kayhan Karaca/Strasbourg11 Ocak 2007

'Kimlik Gelenek ve Egemenlik' adıyla Avrupa Parlamertosu'nun çatışı altında örgütlenen aşırı sağcılar merkeziyetçi ve bürokratik bir Avrupa Birliği’ne karşı. Grup ayrıca Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine de hararetle muhalefet ediyor.

https://p.dw.com/p/AZYA
Grup kuran aşırı sağcılar arasında, İtalyan diktatör Mussolini’nin torunu Alessandra Mussolini gibi medyatik isimler de bulunuyor.
Grup kuran aşırı sağcılar arasında, İtalyan diktatör Mussolini’nin torunu Alessandra Mussolini gibi medyatik isimler de bulunuyor.Fotoğraf: AP

Bugüne kadar Avrupa Birliği’nin genişleme sürecine karşı çıkan aşırı sağcılar, genişleme süreci sayesinde şimdi Avrupa Parlamentosu’nda siyasi grup oluşturuyor. Adının 'Kimlik Gelenek ve Egemenlik' olacağı duyurulan grup, Romanya ve Bulgaristan’ın 1 Ocak 2007’de Avrupa Birliği üyesi olmalarıyla birlikte, bu iki ülkeden Avrupa Parlamentosu’na girmeyi başaran aşırı sağcı parlamenterlerle kuruluyor. Parlamentonun sekizinci ve sayıca en küçük grubu olacak bu oluşumda, yedi Fransız, beş Rumen, üç Belçikalı, iki İtalyan, bir Avusturyalı, bir İngiliz, bir de Bulgar parlamenter yer alacak. Aşırı sağcılar, böylelikle, bugüne kadar parlamentoda grup oluşturmak için gerekli olan en az beş ülkeden 19 parlamenter sınırını da aşmış oluyor.

Aşırı sağcı grup ilkelerini “ulusal çıkarların, egemenliklerin, kimliklerin, farklılıkların, Hıristiyan değerlerinin ve geleneksel aile yapısının korunması” olarak tanımlıyor. Grubun ortak paydalarından biri de merkeziyetçi ve bürokratik bir Avrupa Birliği’ne karşı oluşu. Grup, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine de hararetle karşı çıkıyor.

Medyatik isimler

Grubun içinde Fransız aşırı sağcı lider Jean-Marie Le Pen ile İtalyan diktatör Mussolini’nin torunu Alessandra Mussolini gibi medyatik isimler bulunuyor. Grubun başkanlığı ise Fransız aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi’nin iki numaralı ismi Bruno Gollnisch tarafından yürütülecek. Gollnisch, her ne kadar grubunun ırkçı olduğuna dair iddiaları reddetse de, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin kullandığı gaz odaları hakkındaki söylemleri nedeniyle Fransız mahkemelerinde hakkında açılan ırkçılık davasının kararını bekleyen bir isim olma özelliğine sahip. Grubun oluşmasını sağlayan Rumen ve Bulgar parlamenterler de ülkelerindeki Macar, Türk ve Çingene azınlıklarına karşı ırkçı söylemleriyle tanınıyor.

Avrupa Parlamentosu’nda aşırı sağcı bir siyasi grubun kurulması, bugüne kadar sesleri çıkmayan bu parlamenterlerin daha örgütlü ve daha fazla olanaklarla çalışacakları anlamı taşıyor. Grup, bundan böyle daha fazla konuşma süresine sahip olacak, karar ve önerge sunma yetkisine kavuşacak; daha da önemlisi Avrupa fonlarından yararlanarak serbestçe Avrupa Birliği aleyhtarı propaganda yapabilecek.

Henüz tepki gelmedi

Tüm bunlar tamamen yasal çerçevede gerçekleştiğinden, parlamentodaki diğer gruplar şu ana kadar aşırı sağcı grubun oluşmasına karşı net tavır alabilmiş değil. Aşırı sağcılar 1984-1989 ve 1989-1994 yasama dönemlerinde de, Fransız lider Le Pen’in başkanlığında parlamentoda Avrupa Sağları adı altında grup kurmuş, ancak o dönemlerdeki faaliyetleri pek yankı getirmemişti.

Parlamentodaki politik gözlemciler, artık durumun farklı olduğunu, Haziran 2009’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde aşırı sağcıların yankı getirecek medyatik eylemlere imza atabileceklerini söylüyor.