1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB ülkeleri Anayasa'yı tartışıyor

Bernd Riegert / DW25 Mayıs 2005

Fransızlar 29 Mayıs’ta, Hollandalılar ise 1 Haziran’da AB Anayasası’nı oylayacak. Anayasa’ya kuşkuyla bakan, hatta reddeden seçmenlerin ön plana çıkması her iki ülkede heyecanlı bir bekleyişe yol açıyor. Tartışmalara neden olan AB Anayasası’nın neler içerdiğini DW’den Bernd Riegert derledi...

https://p.dw.com/p/Aape
AB ülkeleri vatandaşlarına Anayasa'yı anlatmaya çalışıyor
AB ülkeleri vatandaşlarına Anayasa'yı anlatmaya çalışıyorFotoğraf: AP

2002 yılı Şubat ayında Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları, Avrupa Birliği’nin daha demokratik ve verimli olması hedefiyle Anayasa Konvansiyonu’nu oluşturdu. 15 aylık çalışmanın ardından Konvansiyon Başkanı Valerie Giscard d’Estaing 482 sayfalık metni açıkladı. Bu metin, Avrupa Birliği’nin son 12 yıldaki dört büyük anlaşmasının içeriğini kapsamakla kalmıyor, yeni bazı maddeler de içeriyor.

Temel bölümde yer alan 59 maddeyle Avrupa Birliği’nin görev ve yetkileri sınırlanıyor. Kısmen yeni olan kurumlar ve bunların yetkileri tanımlanıyor. Mali yapı ve karar mekanizmaları karara bağlanıyor. Örneğin, karar alınmasındaki çifte çoğunluk ilkesi yeni. Yani kararlar ancak üye devletlerin, tüm Avrupa Birliği vatandaşlarının yüzde 65‘ini temsil eden yüzde 55‘inin onay vermesiyle alınabiliyor. Bu sistemi daha da karmaşık hale getiren ek düzenlemeler de var. Bunun amacı ise küçük ve büyük ülkeler arasındaki dengelerin korunmasının sağlanması.

Bu mekanizmayla karar verilecek siyasi alanların sayısı da Anayasa ile arttırılıyor. Bunlar iç güvenlik, dış politika, adalet politikası, maliye, vergi ve ekonomi politikaları. Çok önemli durumlar için veto olanağı da var. Tüm üye devletleri ikna etmek için bu kuralların uygulamasında uzun geçiş süreleri öngörülüyor. Temel Haklar Şartı da Avrupa Birliği vatandaşlarının bireysel hak ve özgürlüklerini tanımlıyor. Anayasa, Avrupa Sosyal Modeli’ni tanıyor.

Başkanlık sistemi

Avrupa Birliği Komisyonu’na, bu kurumun devamlılığını sağlaması için 2,5 yıllık dönemlerden oluşan bir başkanlık sistemi getiriliyor. Bugüne kadar başkanlık altı ayda bir değişiyordu. Yenilikler arasında, Avrupa’ya dünyada daha fazla ağırlık kazandıracak ve üye devletlerin dış politikalarını koordine edecek bir Avrupa Dışişleri Bakanı da var.

Ayrıca, Avrupa Birliği’nin bakanları olarak tanımlanabilecek olan komiserlerin sayısı azaltılıyor, Avrupa Parlamentosu’nun hakları artıyor. Parlamentoya, en üst makamlara getirilecek politikacıların seçilmesinde ve hemen hemen her siyasi konuda alınacak kararlarda daha fazla söz hakkı veriliyor.

Fakat ulusal meclislere de kararlara daha fazla katılma olanağı yaratılıyor. Temel ilke olarak, Avrupa Birliği’nin ancak ulusal meclislerin daha iyi çözme olanağı bulunmayan alanlarda düzenlemelerde bulunması benimseniyor. Ayrıca Avrupa Birliği tarihinde ilk kez bir ülkenin kendi arzusuyla Birlik’ten ayrılmasının yolu düzenleniyor.

Uzun süren tartışmalar

Bu maddelerin bir kısmı üzerinde aylarca tartışıldı. 2003 yılı Aralık ayında yapılan ilk uzlaşma denemesi başarısız oldu. Uzlaşma ancak, Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım oranının rekor seviyede düşmesi ve seçmenlerin bu şekilde, kavgadan bıktığını göstermesinden sonra sağlanabildi.