1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB ülkelerinde farklı göçmen politikası

Petra Kohnen22 Ocak 2005

25 AB ülkesinde göçmenlere ve iltica başvusunda bulunanlara farklı muamele uygulanıyor. AB’nin göç ve iltica politikasında uyum sağlamak amacıyla geçen yıl üye ülkeler tarafından kabul edilen „Lahey Programı“nın uygulamaya sokulması planlanıyor. Bu program, iltica politikası ve sınır güvenliğine ilişkin kararların, çoğunluğun oyuyla alınmasını öngörüyor.

https://p.dw.com/p/AazG
Hollanda'da iltica başvurusunda bulunanlara dil kursları veriliyor
Hollanda'da iltica başvurusunda bulunanlara dil kursları veriliyorFotoğraf: AP

AB’nin Adalet ve İç politikadan sorumlu Komisyon Üyesi Franco Frattini, AB ülkelerine göçmen kabul edilmesi ve göçmenlerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin asgari standartların ortak bir düzenleme ile belirleneceğini açıkladı. Frattini, „yeşil kitap“ olarak adlandırdığı yeni düzenleme metninin, Avrupa kapılarını açmadığını özellikle vurguladı ve bu uygulamanın ABD’ndeki „yeşil kart“ ile benzerlik taşıyacağını ifade etti.

Avrupa devletleri hazır değil

Avrupa devletleri „Lahey Programı“nı uygulamaya hazır değil. Göç ve iltica politikasında birbirinden çok farklı uygulamalar gündemde. Örneğin İngiltere, iltica sistemine 1997 yılında yürürlüğe giren yeni yasalar ve sınır koruma önlemleri ile ülke tarihinde görülmemiş sert koşullar getirdi. Bu nedenle İngiltere’ye göçen ya da iltica edenlerin sayısında büyük azalma kaydedildi. Buna rağmen İngiltere, üstün becerileri ile ekonomiye katkıda bulunabilecek kişilerin ülkeye gelmesine olanak tanımak istiyor. Bu, özellikle AB’ne yeni üye olan ülkelerin vatandaşları için geçerli. İngiltere İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Brown her yıl en az 50 bin kalifiye göçmenin İngiltere’ye alınmasını amaçlıyor. Brown bunu şöyle açıklıyor:

„Kalifiye elemanların ülkemize gelmesini engellemek niyetinde değiliz. Çünkü ekonominin belli alanlarında kalifiye işgücü açığımız var. İngiltere çalışmak için ideal bir ülke ve ekonomimiz uzun süredir büyük atılım içinde.“

İltica başvurusunda bulunanlara çalışma yasağı

İltica başvurusunda bulunan yabancılar için ise, İngiltere’de çalışma yasağı geçerli ve çalışma başvurusunun geri çevrilmesi, sözkonusu kişinin sınırdışı edilmesi için gerekçe oluşturuyor. İngiltere’deki muhafazakar muhalefet, buna rağmen hükümetin göç ve iltica politikasının fazlasıyla liberal olduğunu ileri sürüyor ve iktidara geldiği takdirde uluslararası düzenlemeleri hiçe sayarak, daha sıkı koşullar getirmeyi amaçlıyor.

Almanya’da Göç Yasası

Almanya’da ise, bu yılın başından itibaren yeni göç ve iltica yasası yürürlükte. Yeni yasa, terör zannı altında bulunan kişilerin, daha kolay sınırdışı edilmesine olanak tanıyor. Serbest meslek sahipleri ile kalifiye elemanların ülkeye göç etmeleri ise kolaylaştırıldı. Aynı zamanda, sadece politik değil, aynı zamanda cinsiyete bağlı baskıların da iltica nedeni olarak kabul edilmesi kararlaştırıldı. Yeni yasayı hazırlayan Göç Komisyonu üyelerinden Gerd Landsberg, yeni hukuksal düzenlemenin birçok olumlu uygulamayı içerdiğini belirtiyor:

„Böylece koruyucu işlev açısından şimdiye dek görülen eksiklik giderilmiş oldu. Öte yandan, kışkırtıcı radikal kişilerin daha çabuk sınırdışı edilmesine olanak sağlandı. Yeni Göç Yasası’nı hazırlarken Cenevre Sözleşmesi’ni esas aldık ve böylece bazı koşullar altında iltica olanaklarını kolaylaştırdık.“

Avusturya’da yasa sertleştirildi

Avusturya’da, yeni İçişleri Bakanı Liese Prokop’un, Göç Yasası’nın daha „insani“ biçimde düzenleneceği yöyündeki vaadlerine rağmen, hazırlanan yeni Göç Yasası daha sert koşullar içeriyor. Yeni AB üyeleri, Slovakya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan ise göçmen ya da mültecilerin hedefi değil, transit geçiş için kullanılan ülkeler. Yeni üyeler arasında göçmen ya da mültecilerin yönelmeye başladığı tek ülke Polonya. Çeçenistan, Afganistan ve Sri Lanka’dan göçmenler, Polonya’ya başvuruda bulunanlar arasında çoğunluğu oluşturuyor. Ve bu ülkenin iltica konusunda yeterli tecrübesi bulunmadığı için, mültecilerin barındırılmasında büyük zorluklar yaşanıyor.