1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB üyeliği yolunda en büyük sorun ekonomi

28 Kasım 2003

Helsinki Zirvesi’nden beri kamuoyunda daha çok Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin siyasi yönleri konuşuluyor. Kopenhag Kriterleri’nin siyasi yönlerinin yerine getirilmesi ister istemez ön plana çıkıyor. Oysa Avrupa Birliği’ne katılım sürecinin asıl can yakan tarafları ekonomide yatıyor.

https://p.dw.com/p/AbUW
Nowotny Türkiye'deki bölgeler arasında ekonomi alanında uçurum olduğunu söylüyor.
Nowotny Türkiye'deki bölgeler arasında ekonomi alanında uçurum olduğunu söylüyor.Fotoğraf: AP

Cem Sey/Berlin

Avrupa Yatırım Bankası’nın bundan birkaç ay öncesine kadar Güneydoğu Avrupa ve Türkiye sorumlusu olan Avusturyalı bilim adamı Ewald Nowotny, Türk ekonomisinin ağır bunalımını atlattığını gördüklerini söylüyor ancak bu krizin sonuçlarından birinin gözardı edilemeyeceğine dikkat çekiyor:

“İşler yine iyiye gidiyor. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse, daha düşük bir seviyeden başlayarak iyiye gidiyor.”

Ekonomide bir güven olduğunu ve bunun yatırım ve tüketim eğilimini olumlu etkilediğini belirten Ewald, döviz kurunun da eskisine göre gerçekçi olduğunu anlatıyor ve bu nedenlerle Türkiye’nin ekonomik perspektifini oldukça olumlu gördüğünü ifade ediyor:

“Fakat tabii bu, Avrupa Birliği’yle kıyaslandığında, ekonomik farkların eskiden olduğu gibi bugün de hala çok büyük olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Türkiye içinde de bölgelerarası farklar çok büyük.”

Nowotny: 'Sorunlar zamanla çözümlenecek'

İstihdam piyasası gibi Avrupa’yla arasında devasa bir dengesizlik olan alanlardaki sorunların on maddeye indirgenemeyeceğini hatırlatan Nowotny, bunların zaman gerektirdiğini söyledi.

“Tabii ekonomik alanda da hızlı ve güvenilir çalışan mahkemeler gibi bazı noktalar var. Fakat ben Türkiye’nin, kamu mülkiyeti, özel mülkiyet veya hangi piyasanın ne zaman liberalleştirileceği gibi konularda uzun vadeli çıkarlarını hep kendisinin değerlendirmesi gerektiğini savunuyorum. Bunların hepsi Türkiye’nin karar vermesi ve dışarda belirlenen bir takvime göre hareket etmemesi gereken konular.”

Nowotny, bunun Avrupa Birliği’yle ilişkilerdeki önemini de şu sözlerle açıklıyor:

“Bütün bunlar ekonomik gelişmeyi daha dinamik ve hızlı hale getirir. Bu da yine Avrupa Birliği’yle işbirliğini daha kolay hale getiren en temel unsurdur.”

Avrupa halkı Türkiye'nin üyeliğine karşı

Avrupa’da Türkiye’nin üyeliği konusunda süren tartışmalar hakkında da Nowotny şöyle konuşuyor:

“Siyasi ya da Avrupa’da bir fonksiyonum olmadığı ve bir anlamda bağımsız bir bilimadamı olduğuma göre, şunu çok açık söyleyebilirim: 'Eğer Avrupa’da Türkiye’nin üyeliği konusunda bir oylama yapılsa, Avrupa halkı büyük çoğunlukla buna karşı çıkardı. Bu büyük ülkeden, aradaki büyük ekonomik farklardan ve buna bağlı masraflardan korktuğu için. Ben bütün bunları kültürlerarası bir farka indirgenmesini çok yanlış buluyorum. Bunu belirleyici görmüyorum. Sorun sadece bir büyüklük ve kaldırılabilirlik sorunudur. Bu nedenle de, bu tür girişimleri erken yapmanın tehlikeli olduğu düşüncesindeyim. Eğer ekonomik gelişmeler farklı olursa, o zaman kamuoyunun düşüncesi de farklı olacaktır.”