1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Politisch auf wackeligen Beinen - Ist Belgien bereit für den EU-Vorsitz?

1 Temmuz 2010

Hükümetin defalarca devrildiği, Flaman ve Valon toplumlarının ayrılığı gündeme getirdiği Belçika, Avrupa Birliği dönem başkanlığını bugün İspanya’dan devralıyor. Peki ülke buna ne kadar hazır? Uzmanlar yanıtlıyor…

https://p.dw.com/p/O7Vm
Fotoğraf: DW

Belçika’da ülkenin bölünmesini isteyen Yeni Flaman İttifakı, haziran ortasında yapılan parlamento seçimlerinden birinci parti olarak çıkmıştı. Parti lideri Bart de Wever seçim sırasında “Bırakın Belçika hemen erisin” diyerek ayrılıkçı politikalarını tek bir cümlede özetlemişti. Wever daha sonra Kral İkinci Albert tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ancak hükümet kurma çalışmalarından hala sonuç alınamadı ve aslında Wever'e değil, Belçika’nın Valon bölgesinden sosyalist Elio di Rupo’nun başbakanlığı üstleneceğine daha fazla ihtimal veriliyor.

Hükümeti kim kuracak?

Ülkede seçimlerden bu yana kimin sağlam bir çoğunluğa dayanacak hükümeti oluşturucağı konusunda kamuoyu, tam anlamıyla hop oturup hop kalkıyor. Zira ayrılıkçı Yeni Flaman İttfakı’nın seçimden en güçlü parti konumunda çıkması koalisyon görüşmelerini zorluyor. Peki bu durum Belçika’nın AB Dönem Başkanlığı'na nasıl yansıyabilir? AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ise Flaman İttifakı’nın lideri Wever ile görüşmesinin ertesinde umutlu konuştu:

“Avrupa projelerinin her zaman tam merkezinde bulunan Belçika’nın bu noktada kalmaya devam edeceğinden tamamen eminim. Sayın Wever ile buluşmamız, bu yöndeki görüşümü daha da güçlendirdi.”

AB Komisyonu üye ülkelerin içişlerine, örneğin Belçika’daki Flaman - Valon etnik gruplarının çekişmesine müdahale etmiyor, ama diğer yandan dönem başkanlığı sürecinin sorunsuz işlemesini bekliyor. Flaman İttifakı’nın lideri Wever ise üstlendiği sorumluluğun bilincinde olduğu izlenimi veriyor:

“Şu anda geçici hükümetin başbakanı Yves Leterme ile temaslarım ertesinde, hükümet kurma çalışmalarının Belçika’nın AB dönem başkanlığını hiçbir şekilde etkilemeyeceğini vurguladım. Biz parlamentonun yaz tatili ertesinde, ekim ayında yeniden toplanmasından önce, yeni hükümetin oluşturulacağını ümit ediyoruz.”

"Büyük beklenti içine girmeyin"

Bu açıklamaya göre, Belçika’nın altı ay sürecek AB dönem başkanlığının yarısında Leterme geçici başbakanlık görevini sürdürecek. Siyasi gözlemciler ise “geçici niteliği olan bir hükümetten ne kadar Avrupa girişimi beklenebilir” sorusunu yöneltiyor. Belçika’nın geçici hükümetinin başındaki Leterme de birkaç gün önce yaptığı bir açıklamada büyük beklentiler içine girilmemesi gerektiğinin işaretini verdi. Leterme’nin bu açıklamayı birkaç dil kullanarak, bir dil karmaşası içinde aktarması da Belçika’nın içinde bulunduğu durumu çok iyi yansıtıyordu.

“Olağan olarak AB Dönem Başkanlığı sırası gelen bir üye ülkenin oynayacağı rol, Avrupa düzeyindeki karar alma süreçlerini kolaylaştırmaktır. Bizim oynayacağımız başlıca rol budur.”

Bu açıklamaya rağmen geçici Belçika hükümeti kolaya kaçıp AB görevlerini başkalarına bırakmak istemiyor. Geçici hükümetin Dışişleri Bakanı Steven Vanackere, bunu en azından AB ülkeleri vatandaşlarına borçlu olduklarını belirtiyor: “Vatandaşlar, bizden her zamankinden daha fazla etkili önlem ve somut sonuç alınmasını bekliyorlar.”


© Deutsche Welle Türkçe


Christoph Hasselbach / Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü